Ramazan-ı Şerifin Şifalı armağanları
24 Mayıs 2017 11:02

Muhterem okuyucularımız! HALKIN HABERCİSİ AİLESİ OLARAK, RAMAZAN-I ŞERİFİNİZ MÜBAREK OLSUN. CENAB-I YAPTIĞINIZ İBADETLERİ KABUL ETSİN.

Numan ALADAĞ H&H YORUM

Bu dünya hayatımızın ahiret yolculuğunda ömür yapraklarını çevirirken fani varlığımızın karanlık semalarında mübarek kandil geceleriyle hilalleşip mübarek Ramazan orucuna kavuşmayı Cenab-ı Allah, bizlere nasip etti. Sadakat, gayret ve çalışmak bizden tevfik ve hidayet Cenab-ı Allah’tandır.

İslamın binasından dördüncüsü, Ramazan-ı şerifte Oruç tutmaktır. Oruç akıl baliğ olan her Müslümanın İbadet kasdile Ramazan ayında fecir zamanından akşama kadar yemek içmek ve her türlü haram olan işleri terk etmesi demektir.

GÖNÜLDEN SİLER KİRİ
KALPLERİMİZ DİP DİRİ
CENAB-I ALLAH’A HAMD OLSUN
BUGÜN MÜBAREK RAMAZAN’IN BİRİ

Muhterem Mü’minler!

Şüheda kanıyla sulanmış, bağrında hürriyet ve İstiklal rüzgarlarının estiği Vatan toprakları üzerinde Ay-Yıldızlı Şanlı Türk Bayrağımızın şanla, şerefle dalgalandığını görüp heyecanlanmayacak ve tüm ibadetlerini yapmayacak bir Müslüman tasavvur edilebilir mi?

Ramazan-ı şerif Duaları:
Resul-ü Ekrem Sallallahu Teala Aleyhi ve Sellem Efendimiz:
”Ramazanda Hakkı zikreden mağfur olur, Haktan isteyen mahrum olmaz” buyurmuşlardır.

Ramazan-ı şerif Orucuna şöyle niyet edilir:
”Neveytü en esüme gaden lillahi Teala min şehri Ramazan”

Aleyhisselatı vessalam Efendimiz hazretleri:
Oruç tutan kimse için bir dua vardır. Bu duanın kabul olmasını arzu eden kimse iftarda ilk lokmasında:

Allahümme ya vasi-el mağfiretığfirli” desin. Buyurmuşlardır:
İftar ettikten sonra şu dua okunur:
Allahümme leke sümtü ve bike amentü ve aleyke tevek’keltü ve ala rız’kike eftartü. Ve li-savmi gaden neveytü min şehri Ramazan.

RAMAZAN DA, GÜNLÜK TESPİHLER:

Ramazan’nın 1- 10’u Arası:
YA RAHİM (C.C.) Günde Yüz defa

10 – 20’si Arası:
YA GAFFARUZ ZÜNUP (c.c.) Günde Yüz defa

20 – 30’u Arası:
YA ERHAMERRAHİMİYN (c. c.) Günde Yüz defa Okunur.

Oruç ibadetinin dini hikmetleri ve faydaları:

Allah’ı tanımak ve ona inanmak hayattır. Allah’tan ve onun emirlerinden uzak kalmak ise ölümdür. Yerlerin göklerin tek yaratıcısını tanıyan ve ona kulluk eden insan kendisi için manevi ve ebedi bir hayathazırlığında olur. Böyle insan dünyada huzur ve saadetin tadını çıkarır. Dünya yaşamının devamı olan ahiretteki saadeti daha büyüktür.

Oruc’un dini, ahlaki, içtimai bir çok faydaları vardır. Cenab-ı Allah’ın farzı olan bir emri yetine getirmek nefsin fena yollarını biraz olsun hafifletmek, açların hallaerini düşünmek ve perhizle sağlığa yardım etmek, kalbi nurlandırarak ahiret işlerinin daha çok yapılmasına yardım gibi hesapsız faydaları vardır. İnsanın gerçekten oruçlu olup olmadığını Cenab-ı Allah’tan başka kimse bilmediği için riya da karışmaz. Onun içindir ki, Cenab-ı Allah’a karşı, sadakatla yapılan bir ibadet olduğundan bunun mükafatını da ancak Allahü Tealanın bizzat kendisi vermesi ve kıyamet gününde Oruç’tan başka hayır ve ibadetlerin sevabını herhangi bir hak sahibine verildiği halde Orucun sevabı hiç bir suretle başkasına verilemeyeceği cihetle Oruc’un Allah için ve Allah’a karşı yapılan ibadetlerin riyasız olarak en temiz ve mukaddes bir ibadet olduğu kendiliğinden anlaşılmış olur.

Cenab-ı Allah bizi insan olarak yaratmış, akıl ve fikirle ödüllendirmiş ve sayılmayacak nimetler ihsan etmiştir. Unutmamalıyız ki, sağlıklı ve huzurlu olabilmemiz için bazı emirler vermiştir. Cenab-ı Allah’ın bu emirlerinin adına BEDEN-İ-MALİ İBADET diyoruz ki, kulluk etmek demektir.

Oruç ibadeti de Allah’ın bizlere her 11 ayda tutmamızı emrettiği önemli bir ibadettir ve hayatımız için de önemlidir. Bu önemlerin sayılmayacak kadar çoktur. Araplar: ”Hal sözle anlatılmaz..” Söylemişlerdir ki buda çok doğru bir atasözüdür. Oruç ibadetinin güzellikleri ve faydaları da sözle izah edilmez ve ne kadar izah edilirse yine eksik olur. Ancak riyakarlık, haram olan her türlü faaliyetlerden ve gösterişten uzak olup orucunu tutanlar, bu manevi zevki bizzat tadanlar hikmet ve güzelliklerini anlatmakta gecikmezler.

Sadakat ve samimiyetle Müslümanım diyebilenler, şöyle düşünebilir: ”Acaba aç ve susuz kalmanın güzelliği ve faydası neresinde??..” Evet, aç ve susuz kalmak güzel değildir. Ama onun bize sağladığı o kadar çok maneviyat teşkil eden tarafı vardır ki işte onlar güzeldir.

İslam alemi olarak, önce şu noktaya dikkat etmemiz gerekir: Allah: Yiyiniz içiniz… dedikten hemen sonra, ”İsraf etmeyiniz..” buyuruyor. Peki neyi israf etmeyeceğiz? Yediğimiz, şeyleri mi? Kıymetli zamanımızı mı? Sağlığımızı mı? Yoksa tümünü de mi? İşte bunların üzerinde düşünecek olursak gerçeği hemen anlarız.

Hz. Muhammed (s.a.v.) hadis-i şeriflerinde şöyle buyrulmaktadır:
”İftar vakti, Oruçlu için reddolunmayacak bir dua vardır”
Bu sebepledir ki, iftar zamanı dua etmek müstehaptır.

Hz. Muhammed (s.a.v.) şöyle dua buyurmuştur:
”Yanınızda Oruçlular iftar etsin, yemeğinizi iyi kimseler yesin ve üzerinize melekler dua etsin”

Her şeyin bir temizlenmesi vardır. Bedenin temizliği de Oruç ibadetiyle olmaktadır. Rasullullah (s.a.v.) Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır:

”Her şeyin bir zekatı (temizlenmesi) vardır. Vücudumuzun zekatı da Oruçtur. Oruç, sabrın yarısıdır.” Temizlenen vücut, sağlığa kavuşacağından dolayı Hz. Muhammed (s.a.v.) ”Oruç tutunuz ki, sıhhat bulasınız” buyurmuştur.

Oruç tutarak sevaplarına nail olabilmenin esasları nelerdir? Allah’a inanan ve onun emirlerine boyun eğen insan bunu kendi nefsinde tatbik edeceği için hemen anlar. Madem ki Allah’ın emirlerinde hayat vardır, o halde Ramazan da tuttuğumuz orucun da bizler için manevi değerleri önemli bir yaşam var demektir.

Oruç tutmaktan maksat, nefse hakimiyeti te’min ve iyi ahlak sahibi olmaktır. Yoksa sadece mideyi boş tutmak değildir. Bu sebeple Oruçlu bir mü’min, vücut uzuvlarının tamamı ile Oruca iştirak etmelidir. Bakın Hz. Muhammed (s.a.v.) ne buyuruyor: ”Yalan sözü ve yalanla iş görmeyi terk etmeyenin yeme ve içmesini bırakmasına Cenab-ı Allah’ın ihtiyacı yoktur.” Hem haram yiyeceksin ve haram işlere göz yumacaksın, ben Müslümanın, Oruç tutuyorum diye, toplum kandırılabilir ama, Cenab-ı Allah, yapılan her şeyi görüyor. Onun içindir ki, İnanarak ve (sevabını) Umarak Ramazan orucunu tutmalıyız ki, Cenab-ı Allah, dualarımızı kabul etsin.

Zekat, nasıl malımızı fakirlerin haklarından temizlemekte ise, Oruç da uzuvlarımızın işledikleri günah ve kirlerini temizler. Ramazan Orucunda yaptığımız ibadetlerin kabul olabilmesi için, maddi-manevi nitelikli haram olan işlere dikkat edilmelidir! Hz. Muhammed (s.a.v.) hadis-i şeriflerinde: ”Birinizin, ağzına toprak koyması, Cenab-ı Allah’ın haram kıldığı şeyi koymasından hayırlıdır.” buyuruyor.

Mübarek Ramazan Orucu, çok büyük bir fırsattır, değerlendirildiğinde sevapları nasıl büyükse, yapılmayan ibadetler de o nisbette büyük olacağının bilincinde olmalıyız. Onun içindir ki, önümüze konan bu büyük fırsatı, çok iyi değerlendirelim.

NOT: Ramazan da, biliyorsak Kur’an-ı Kerim okumayı bilmiyorsak dinlemeyi ihmal etmeyelim. Ramazan ayı, çocukların Kur’an öğrenmek için bir fırsattır. Bu fırsatı kaçırmayalım, Kur’an öğrenmeyi ihmal etmeyelim. Ayrıca, imkanı olanlar, ihtiyaç sahiplerine her gün en az bir hurma değerinde sadaka vermeyi unutmamalıdırlar?

Mübarek Ramazan Orucu münasebetiyle, Cenab-ı Allah, İslam alemini barışmaya muvaffak ve rıza-i ilahisine muvafık kılsın. Yapılan tüm ibadetlerimizi kabul etsin.

Vatan şehitlerini, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü ve muhterem okuyucularımızın, hakkın rahmetine kavuşmuş yakınlarını Rahmetle, Gazileri Minnetle Anar. Hasta ve yaralılara şifa-i Şerifler dileriz.
Allah’ın, Selamı, Bereketi, huzur-mutluluğu ve Rahmeti üzerinize Olsun.

Kaynaklar:
1- Hafız Abdullah Aldır.
2- Müftü Mehmet Emre 1974
3- Hindistan din alimlerinden (Mevlevi) Seyyid Asaf Ali
4- Pakistan’nın ünlü Kur’an-ı Kerim tercüme Hocalarından, Hafız-Müftü Muhammed Taqi Usmani