Rahmetle Atatürk’ü anma

Rahmetle Atatürk’ü anma
9 Kasım 2012 10:33

Türkiye CUMHURİYETİ’nin kurucusu M.K. ATATÜRK’ün Hakkın Rahmetine kavuşma yıldönümü münasebetiyle, merhum ATATÜRK’ün 18.02.1924 tarihinde Balıkesir Zagnos paşa Camiinde okuduğu hutbe ile yazımıza başlayıp, Rahmetle analım.

Türkiye CUMHURİYETİ’ni kuran M.K. ATATÜRK: İslamiyeti, ALLAH, Kur’an, Peygamber, Hadis-i Şeriflere inanarak ve samimiyetle Vatanını severek yaşamıştır. Yüce Türk İslam alemi olarak, ne kadar şanslı bir millet olduğumuzun farkındamıyız? Merhum M.K. ATATÜRK, dini konularda bizlere ne güzel miraslar bırakmıştır.

Yüce Türk İslam alemi olarak, Vatan şehitlerini ve ATATÜRK’ü anmak için,  Kur’an-ı Kerim okumasını bilenler Kur’an-ı Kerim okumalı, bilmeyenler ise bir Fatiha okuyarak, Ruhlarını şad etsinler. Türküm, müslüman’ım diyebilenlere bu yakışır.
       
Merhum ATATÜRK bu hutbeyi Cuma namazını takiben minbere çıkarak hazır olan cemaata ve bütün Müslüman Türk milletine hitaben okudular. Bu hutbe: Emekli albay Hüsamettin Ertürk ‘ün hatıra defterinden alınmıştır.
   
”Sevgili millettaşlarım, hepiniz bilirsiniz ve kabul buyurmuşsunuzdur ki, ALLAH birdir ve şanı büyüktür. Bunun için Cenab-ı Hakkın selamı ve atifeti (İyilik) ve hayrı üzerinize olsun. Peygamber Efendimiz Hazretleri Cenab-ı Hak tarafından insanlara hakayıkı tebliğe memur Resul buyurmuştur. O, insanlara feyiz ruhu vermiş ve dinimiz de yeryüzünde son din-i mübin olmuştur.
 
İslam dini mükemmeldir. Akli ve mantikidir. Bu böyle olmamış olsaydı, kendisiyle diğer kavanin-i tabiiyye-yi ilahiye arasında tezat olması icap ederdi. Çünkü bilcümle kavanin-i kevniyenin menbaı Cenab-ı Hak’tır.
 
Arkadaşlar; Cenab-ı Hak Peygambere mesaisinde iki hane layık görmüştü. Biri kendi ikamet eylediği hanesi, diğeri din işleriyle iştigal buyurduğu ALLAH’ın evi idi. Kendisi hususi işlerini evinde görür, ammenin, ümmetin hizmetini de Tanrı evi olan cami-i şerifte rüyet eylerdi. Biz de Hazret-i Peygamberin usulüne iktiza ederek milletimize taalluk eden husus için şu Beytullah’ta toplandık. Şimdi Hazret-i ALLAH’ın huzurundayız. Bunu bana müyesser eden Balıkesir’in dindar ve kahraman insanlarına arz-ı şükran ederim. Çok memnunum ve bu yüzden bir sevaba nail olacağımı da ümit ediyorum.
 
Efendiler, camiler biribirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için yapılmamıştır. Her şeyden evvel itaat ve inkıyad-ı tamme ile ibadet, din ve dünya için neler yapılması lazım geldiğini düşünmek için yapılmıştır. Millet işlerinde her fert başlı başına bir hizmet ifa etmelidir. Bizde burada din ve dünya için, istiklal ve istikbalimiz için neler yapılmak lazım geldiğini konuşacağız. Ben kendi düşündüklerimi söylemek istemiyorum. Hepinizin düşündüklerini anlamak istiyorum. Amal-i milliye, irade-i milliye yanlız bir şahsın düşünmesinden değil, bilumum efrad-ı milletin arzularının, elemlerinin muhassalasından ibarettir.”
 
”Binaenaleyh benden ne öğrenmek, ne sormak istiyorsanız serbestçesormanızı sizlerden rica ederim.”
 
(Bu sözü müteakip Gazi Hazretleri minberden inerek, halkın karşısında bağdaş kurarak oturmuşlar ve kendilerine sorulan yirmi soruya cevap vermiştir. Bunların en mühimi, hutbe’nin ana konusunun ne olduğu idi. Buna şöyle cevap vermişlerdi:)
   
”Efendiler, hutbe demek nasa hitap etmek demek, yani söz söylemek demektir. Hutbeyi irad eden hatiptir. Hazret-i Peygamber (S.A.V.) olsun, Hulefa-i Raşidin Efendilerimiz bulunsun hutbeyi bizzat irad buyururlar ve günün meselelerine temas ederlerdi. Yani hutbelerinde o günün konusuna yer verirlerdi. Minberler halkın dimağları, vicdanları için bir menba-ı feyz ve kudrettir. Fakat böyle olabilmesi için minberden akseden sözün anlaşılması ve hakayık-ı ilmiye ve fenniyeye de mutabık olması gerekmektedir.”
 
İnna lillah ve inna ileyhi raciun.
Biz ALLAH içiniz ve O’na döneceğiz. Ayeti celilesidir.
 
Büyük Türk milleti için başlıca amaç, cehaletten uzak, Milli ahlak ve Türk İslam kültürüne bağlı, özgürlük içinde yaşamaktır. Çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak, tüm sektörlerde ki üretimde modernleşmemiz gerekir. Bilgisizliğin çözülmesinde müsbet görüşlü, Milli duyguları bütün, Türk dinadamı ve öğretmeninin rölü büyüktür.

Büyük Türk Milleti olarak; yakın tarihe baktığımız zaman dünya milletleri içinde Türk Milleti gibi ekonomik ve siyasi yönden yaşadığı sorunları yaşayıp, kendisini kurarabilmiş bir millet varmıdır? Yeter ki, bencil, tembel ve anlık düşünceleri hafızalarımızdan silelim? Çünkü Yüce Türk İslam alemi, tarihi (Asaleti) ve kültürü ile her zaman güçlükleri yenmiştir. Yurtiçi ve yurtdışı ihanet şebekeleri bunun bilincinde olmalıdır. Türk Milleti büyük bir billettir.  
 
Yüce Türk İslam alemi olarak; Dini siyasete alet etmenin, hurafeye sapmanın, batıl inaçlara yer vermenin yanlış ve zararlı olduğunu idrak etmeliyiz.
 
Bu duygu ve düşüncelerle, Vatan şehitlerini, M.K. ATATÜRK’ü, atalarımızı ve nesli tükenmiş müslümanları Rahmetle anar. Hastalara şifa-i şerifler dileyip, Dualarımızla canlandırıp, biribirimize Dua etmeyi unutmayalım.
    
ALLAH’ın Rahmeti ve şifa-i şerifi üzerinize olsun.
 
   Kaynakça:
   1-Dini hitabet ve mesleki uygulama: Ahmet Yüzendağ
   2-Numan Aladağ’ın görüş ve düşünceleri


Yazarın Son Yazıları:
Aziz Atam, ruhun şad mekanın cennet olsun
‘CUMHURİYET’, bizi biz yapan ortak değerimizdir
Hicri yılbaşında huzur ve bereket bizimle olsun