Psikiyatristler kongrede iktidara yüklendi

Psikiyatristler kongrede iktidara yüklendi
25 Eylül 2013 16:17

Ülke gelindeki bin 108 psikiyatrist, dört günlük kongre için İzmir’de toplandı. Psikiyatristler, siyasi otoritenin üç çocuk söylemiyle kadını kuluçka makinesi gibi gördüğünü, alkol yasağı ile bağımlılığın önlenemeyeceğini, kişisel sağlık bilgilerinin satıldığını söyledi.

 

İzmir’de 24 Eylül’de başlayan 49’uncu Ulusal Psikiyatri Kongresi’ne bin 108 kişi katıldı. 45 panel, 15 mesleki gelişim adına kurs, 14 çalışma grubunun düzenlendiği panelde, 35 sözel, 150 poster bildirisi sunuldu. Balçova Kaya Otel’de yapılan ülkenin en büyük psikiyatri kongresi, 28 Eylül’e kadar sürecek. Türkiye Psikiyatri Derneği Başkanı Tunç Aklın, yönetim kurulu ile birlikte düzenlediği basın toplantısında madde bağımlılığından, kişisel sağlık verilerinin paylaşılmasına, kadına yönelik cinsiyet ayrımcılığından, barış sürecine kadar psikiyatristlerin görüşünü iletti.

 

KİŞİSEL SAĞLIK BİLGİLERİ SATILMAMALI

 

Psikiyatrist Hüseyin Soysal, anayasaya göre herkesin kendisiyle ilgili kişisel verilerinin korunması hakkına sahip olduğunu hatırlatarak, bugünkü uygulamada hasta bilgilerinin toplandığını ve korunmadığını söylerdi. Soysal şöyle konuştu

 

Hamilelik testleri, alkol, madde, sigara kullanımı, cinsel partner bilgileri, mahkumiyet varsa tutukluluk süreleri, doğum ve düşük sayıları, aile planlaması yöntemleri, son adet tarihi gibi mahrem sayılabilecek bilgiler yar alıyor. Bir kadının vajinismus nedeniyle tedavi gördüğü kurumdan eşi kayıtlarını istiyor. Eşinin muayene kartlarını eczacı kalfasından elde etmesi başka çarpıcı bir örnek. SGK topladığı verileri Data-Med adlı bir şirkete satmış. MEDULA sistemi daha güvenilir hale getirilmeli, kayıtlar satılmamalı, güvenliği sağlamlaştırılmalı.

 

‘SINIR BOYLARINDAKİ KENTLERDE TOPLUMSAL DOKU DEĞİŞİYOR’

 

Türkiye Psikiyatri Derneği örgütlenme Sekreteri Taner Aker, Türkiye’nin son 40 yıldır çatışma düşük yoğunluklu savaş ve savaş ortamı içinde olduğunu, bunun toplumdaki ruhsal yansımalarını izlediklerini belirterek, Türkiye’de 1 milyondan fazla insanın yerinden edildiğini, bu nedenle insanların yoğun travma ve örselenmeler yaşadıklarını anlattı. Aker şunları söyledi

 

Bölgedeki savaşların Türkiye’ye yansımasına baktığımızda iki farklı sorun ortaya çıkıyor. İlki mülteci sorunu. Özellikle Afrika kökenli mültecilerin Türkiye’ye sığınmaları. İkincisi Suriye’deki iç savaşın ülkemize yansıması. Türkiye’ye 450 bin mülteci geldi. Mülteciler kampta da kalıyorlar, ev de kiralıyorlar. Sınır boylarındaki kentlerde toplumsal doku da değişiyor. Mültecilerin çok ciddi ruhsal sorunları var. Ancak bunlar gündemimizde yok. Kamptakilere doğrudan bir müdahale şansımız yok. Ama farkındalık yaratmalıyız.

 

‘KADIN KULUÇKA MAKİNESİ GİBİ GÖRÜLÜYOR’

 

Psikiyatrist Leyla Gülseren, 4+4+4 eğitim modelinin kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmelerine neden olduğunu, bu evliliklerin kayıt dışı gerçekleştirildiğini, kadınları yasal haktan mahrum bıraktığını öne sürdü. Gülseren şöyle dedi

 

Siyasi otoritenin, kadınlardan en az üç çocuk doğurmalarının beklendiği söylemiyle başlayan ve son dönemde vatana üç çocuğun hibe edilmesine varan talepleri, bir kuluçka makinesi gibi görülen kadınların bedenlerinin ve cinselliklerinin kontrol edilmesini amaçlamaktadır. Kadına yönelik şiddetle mücadelede toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına yönelik politikalar üretilmeli, kadına yönelik şiddet davalarında uygulanan ‘haksız tahrik indirimi’ kaldırılmalı, ücretsiz hukuksal destek sağlanmalı.

 

‘GENÇLERDE ESRAR KULLANIMI ARTTI’

 

Psikiyatrist Kültegin Öger, 2003- 2005 yılları arasında yatarak tedaviye başvuran 18 yaş altı gençler arasında alkol kullanım oranının yüzde 19.3, esrar kullanımının ise yüzde 41.5 olduğuna dikkat çekerek, 2012- 2013 yılları arasında alkol kullanım oranının yüzde 1.9 iken esrar kullanım oranının yüzde 78.6’ya çıktığını anlattı. 18 yaş altı geçler arasında yasadışı madde kullanımına kayma olduğuna dikkat çeken Öger şunları kaydetti

 

Ülkemizde 18 yaş altındakilere alkol satışı yasaktır. Ancak bu yasa uygulanmıyor. Gençler alkollü okul partilerini kafelerde rahatlıkla düzenliyor. Alkollü içki satılan mekan sayısı düşük olan illerimizde alkollü içki tüketimi oldukça yüksektir. Yasaklama değil düzenleme getirmek gerekir. Yasaklanınca insanlar bir yolunu bulur, yine içer. Alkol bağımlılığını önlemenin bilimsel yolları vardır. ‘Emeğe ne gerek var, emredersin içmezler’ bakışı, her zaman hüsranla sonuçlanır. Kolaycılık çözüm değil sorun getirir.