Polisin kullandığı biber gazları ve sıktığı sular kimyasal silahtır

Polisin kullandığı biber gazları ve sıktığı sular kimyasal silahtır
17 Haziran 2013 12:13

Padişahın biri bir gün baş vezirine der ki, öyle bir kabahat işle ki,özrün kabahatinden büyük olsun.

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

Baş vezir “Başüstüne, padişahım sağ olsun” der ve fırsatını kollamaya başlar.

Padişah bir gün baş vezirin yanından geçerken; baş vezir parmaklarıyla padişahın poposunu yoklar.

Padişah döner ve baş vezire “Vay terbiyesiz, edepsiz ne yaptığının farkında mısın?”der.

Baş vezir “Özür dilerim padişahım, zat-ı alinizi valide sultan sandım” der.

Ve baş vezir kabahatinden daha büyük bir özür borcunu yerine getirmiş olur.

Sözü Tayyip Erdoğan’ın emir kulu İstanbul valisi Hüseyin Avni Mutlu’ya getirmek istiyorum.

Vali Mutlu “Sıkılan su kesinlikle kimyasal değildir, ilaçlı sudur” diyor ki, “Padişah-baş vezir” fıkrasında olduğu gibi “Özrü kabahatinden büyük” bir falsodur.

Ben eczacıyım, yani ilaç kimyacısıyım.

Her eczacı şunu iyi bilir ki, her ilaç ister kimyasal sentezle elde edilmiş olsun ister bitkisel kaynaklı olsun isterse hayvansal kaynaklı olsun o aynı zamanda kimyasal bir maddedir.

Ve “Her ilaç kullanma dozajına göre artırılıp eksiltilerek ilaç olabildiği gibi toksik (zehirli) bir madde de olabiliyor” eczacılık bilgisini hemen verelim.

Yani Vali Mutlu burada hem bu konulardaki cahilliğine hem de “Şark kurnazlığ”‘na dayanarak kamuoyunu uyutmaya çalışıyor.

Polisin kullandığı “Gaz bombası”nın içindeki temel madde “Acı biber”in bileşiminde bulunan “Capsaicin” maddesinin yüksek dozajlı halinin toksik etkili formunun başka kimyasal maddelerle güçlendirilmişidir ki, bunun adı da “Kimya” biliminde “Kimyasal silah”tır.

Normalde “Acı biber”deki “Capsaicin” maddesi ilaç endüstrisinde antiromatizmal pomatların (Romatizma merhemleri) etken maddesi olarak kullanılır.

Yani polisin kullandığı gaz bombaları ve kimyasal maddeli su “Kimyasal silah”tır.

Vali Mutlu’nun halka sıkılan suyun içinde”Kimyasal madde yoktur, ilaçlı suydu” aldatmacası da halkı uyutmak içindir ve bu suyun içinde “Oleoresincapsicu” maddesi olduğunu emniyet yetkilileri açıklamışlardır ki, bu madde “Acı biber”in içindeki  “Capsaicin” maddesinin yine yüksek dozajlı formunun diğer kimyasal bileşenlerle güçlendirilmiş, yağ içerisindeki  eriyiğidir ve sıkılan suya katılarak kullanılmıştır.

Amaç deriye, yüze ve gözlere temas ettiği zaman deride yara ve yanıklara, büyük lezyonlara, gözlerde körlüğe gidecek kadar büyük tehlikelere maruz bırakmaktadır.

Tüm kimyasal silahlar gibi biber gazından yapılan gaz bombaları da birer kimyasal silahtır; hiçbir farkı yoktur.

Tüm kimyasal silahlar gibi acı biberin içindeki “Capsaicin” maddesinden imal edilen gaz bombalarından imal edilen kimyasal silahlarda yaralayıcı ve ölümcül etkilere sahiptir.

Yani solunum sistemi, sinir sistemi, kardiyovasküler sistem, göz ve deride önemli tahribatlar yapmakta yıllar sonra etkisini gösterecek ölümlere yol açmaktadır.

“Eczacılık” bilimine göre toksik madde (Zehirli madde) demek hemen anında öldürecek anlamı taşımıyor; vücudun çeşitli organlarında bıraktığı hasarlar nedeniyle yıllar sonra ölümlere neden olarak zehirli etkisini göstermektedirler.

Kısaca bu biber gazları ve suyun içindeki OC (Oleoresincapsicum) birer kimyasal silahtır.
Bir ironi yaparsak Tayyip Erdoğan’ın valisi Mutlu’ya göre bunlar “İlaçlı silah!”tır; sanki  ilaçlar kimyasal madde değilmiş gibi.

Türkiye’nin esas sorunu Tayyip Erdoğan’ın bu ülkeye Başbakan olmasıdır.

Türk Milleti olarak sorunlarımızı sonuç odaklı değil sorun odaklı olarak çözmek zorundayız.

Sonuç odaklı olarak sorunlarımızı çözersek esas olarak bataklıktaki sivrisinekleri öldürmüş oluruz; koskoca bataklık yerinde kalır.

Halbuki biz bataklığı bir an önce kurutmalıyız.

Yani sorun odaklı çözüme başvurmalıyız.

Bunun yolu da Tayyip Erdoğan’ı ve AKP hükümetini demokratik yollardan yönetimden uzaklaştırmaktır.

Tayyip Erdoğan bu ülkenin başına anormal yolları kullanarak yani küresel güçlerin, ABD’nin desteklerini alarak ve dini kullanarak gelmiştir.

Bugün kendilerini eleştirdiği faiz lobicilerinin, ülkenin 90 senedir biriktirdiği mal varlıklarını sattığı küresel sermayenin desteği ile gelmiş ve o çevrelere çalışmıştır.

O küresel güçlerin istekleri doğrultusunda çalışarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni bölme noktasına getirmiş, “Kahraman Türk Ordusu” nun sayısal ve niteliksel olarak çok önemli komuta heyetini, aydınları, yurtseverleri,  gazetecileri,siyasetçileri kodese tıktırmış ve onların izni olmadan kımıldayamaz hale gelmiştir.

İşte bizim sorunumuz ayakları ve elleri bağlı bir başbakanın ve partisinin “Laiklik karşıtı güçlerin odak noktası haline gelmiş” bir parti ile ülkeyi yönetmesidir.

Aynı zamanda cahil cesaretine bakın ki, en belirgin şekilde bildiğimiz beş bin yıllık Tarihe sahip Türk Milleti milliyetçiliğini ayaklarının altına alıp çiğneyecek kadar “Türk karşıtı” bir başbakan bizi yönetmektedir.

Ve,vatanına,milletine,cumhuriyetine,bağımsızlığına,özgürlüğüne,toprağına,ağacına,suyuna,havasına,milli değerlerine sahip çıkmak isteyen Türk Milleti’nin milyonlarca evladına karşı yukarıda açıkladığım gibi onların normal ömürlerinden önce ölümlerine neden olacak ve “Acı biber”in içindeki  “Capsaicin” maddesinden diğer kimyasal bileşiklerle güçlendirilerek elde edilen “Biber gazı” dedikleri “Kimyasal silahları” kullandırmaktadır bu başbakan.

Sendikalar, vakıflar, üniversiteler, iş dünyası, siyasal partiler, dernekler  vs. uluslar arası kuruluşlardan da yardım alarak bu hususta dünyayı ayağa kaldırmalıdır.

Tüm haysiyetli  bilim insanları ve gazeteciler Türk Milleti’nin sesini dünyaya duyurmalıdırlar.
Yaralılara yardım eden sağlık personeline, göstericilerin sığındıkları bina ve otellerin içine kadar “Biber gazı”  dedikleri “Kimyasal silahı’’ attıran,’’Acı biber’’in “Capsaicin” maddesinden imal edilmişl “Kimyasal silahlı” suyu sıktıran bir başbakan acaba çıldırmış mıdır?
Canımızdan bıktık, hür dünyayı yardımımıza çağırıyoruz.


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!