Patent Ahmet Davutoğlu değil, Erdoğan

Patent Ahmet Davutoğlu değil, Erdoğan
30 Ocak 2020 17:30

Ahmet Davutoğlu parti kurarken Suriye’de yaptıkları ile eleştirildi ve bu eleştirileri okuyan bir yabancı Suriye’deki iç savaş politikasını Davutoğlu’nun şekillendirdiğini, Erdoğan’ın da Davutoğlu’nun kurbanı olduğunu sanabilirdi.

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 

Oysa Suriye politikasının fikir babası Erdoğan idi ve bugün de söylediklerinden belli ki, hala aynı noktada…

 

 

Erdoğan dün Senegal’den dönerken uçak gazetecilerine (bu da ayrı bir meslek grubu, uçak gazetecisi) şöyle demiş…

 

 

“Şu an itibarıyla maalesef Rusya Astana’ya da Soçi’ye de sadık değil. Arkadaşlarımız muhataplarıyla görüşmeler yapıyorlar. Bu görüşmelerde de kendilerine artık “İdlib’de bu bombalamaları vesaire durdurdunuz durdurdunuz, durdurmadığınız takdirde bizim artık sabrımız tükeniyor. Bundan sonra ne gerekiyorsa biz de bunu yapacağız” diye ifade ediliyor. En son Halep’ten bizim tarafa atışları var. Bunlara biz bir yere kadar sabrederiz, sabrettik ama ondan sonra da biz göbeğimizi keseriz. Bu konuda Rusya da eğer biz birbirimize sadık ortaklar isek, tavrını belli edecek. Ya Suriye ile olan süreci farklı yürütecek ya da Türkiye ile olan süreci farklı yürütecek, bunun başka yolu yok… Rusların söylediği şey, teröristlere karşı mücadele ediyoruz. Kim terörist? Kendi toprağını savunanlar mı terörist. Bunlar Esed zulmünden kaçtı geldi.”

 

 

Erdoğan direnişçi diyor.

 

 

Direnişçi dedikleri siyasal İslamcılar, Suriye’deki devleti yıkmak isteyenler.

 

 

Suriye’de din devleti isteyenler.

 

 

Çarpışırken, “Allah-u ekber” diye bağırarak, onun adına savaştıklarını iddia edenler.

 

 

Allah’ın kelamını kendilerinden başka kimsenin bilmediğini, tapunun kendilerinde olduğunu düşünenler.

 

 

Bu düşünce ile toplumlarda her türlü şiddeti tatbik etmeyi kendinde hak görenler.

 

 

Erdoğan’ın bu sözlerini bir de Emin Çölaşan’ın 25 Ocak 2020 günkü yazısı ile birlikte değerlendirmek lazım.

 

 

Emin Çölaşan’a o bölgede görev yapan, muhtemelen bir askerin yolladığı mektupta, Suriye’deki aşırı radikal dinci örgütler ve bunların Türkiye’den aldıkları maaşlar ve destekler anlatılıyor.

 

 

Bu arada…

 

 

Suriye’den Türkiye’ye gelen sayısını tam bilmediğimiz milyonlar esasen ekonomik göçmen.

 

 

Yani, bizzat zulüm gördüğü için değil, yoksul olduğu için buraya gelen ve burda kurtuluş ümid eden insanlar.

 

 

Erdoğan başlarda bu göçü çok teşvik etti, amacı dünyaya Esad insanlarını katlediyor görüntüsü verip, Esad’ın yıkılmasını sağlamaktı.

 

 

Ama bu olmadı.

 

 

Şu anda olan ise, şu ki Rusya Esad’ı tüm Suriye’de hakim kılmak için adım adım gidiyor.

 

 

SANA ZIRNIK YOK

 

 

Tanımıyordum.

 

 

Kızılay başkanını son günlerde tanıdım.

 

 

Garip bir karikatür yayınlamış çocukların and okuması ile dalga geçen.

 

 

Kendi zeka seviyesine uygun bir karikatür zira and ile dalga geçmeyi bile başaramamış. Karikatürde ne dendiğini hala anlamadım zira beynimin frekanslarına fersah fersah uzak.

 

 

Bunca işi arasında and ile uğraşması hakkında ise, içimden, “Her’alde Türk değil, ordan gıcığı var” oldu.

 

 

Ki, gıcığı olabilir de. Bu da bir insan hakkı.

 

 

Ama sana zırnık yok. Bağıştı, şuydu, buydu.

 

 

Ben bağışımı artık sadece CHP aracılığı veya güvendiğim kurumlar aracılığı ile yaparım.

 

 

Ensar vakfına 7 milyon dolar bağışı savunuyordu dün akşam Habertürk’de.

 

 

Senin ne işin var bu vakıfla. Veya başka bir vakıfla. Senin işin afetlerde mahvolan insanlara derman olmak.

 

 

Birgün Kızılay yeniden Kızılay olana kadar sana zırnık yok Kerem Kınık Efendi.

 

 

Safile USUL Twitter

 

 


Yazarın Son Yazıları:
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı
Didik didik bir şey aramışlar