Panik!..

Panik!..
20 Ocak 2014 08:54

AKP Düzce Milletvekili Fevai Arslan Başbakan Erdoğan’ı “Allahın bütün vasıflarını üzerinde toplayan bir lider” olarak tanımladıktan sonra, dış mihrakların önünü kesmek için uğraştıklarını söyleyerek rüşvet ve yolsuzluk iddialarının gerçek dışı olduğuna vurgu yaptı…

 

Cemil CAN H&H YORUM

 

Arslan İmam Hatip mezunudur. İlk imza sahibi olduğu hiç bir kanun teklifi yoktur. Bugüne kadar arkadaşlarının hazırladığı üç yasa teklifini imzalamış, bir tek yazılı ve sözlü soru önergesi yok. Meclis soruşturması talebi de hiç olmamış. İktidar milletveki olduğu için gensoru önergesi vermesini bekleyen yoktu zaten. Genel kurulda toplam üç kez konuşmuş, iki kez bütçe görüşmelerinde söz alan Arslan, TSK Disiplin Kanun Tasarısı üzerinde de kısa bir konuşma yapmış. Bir de Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin terör olaylarındaki artış nedeniyle verdiği genel görüşme önergesini imzalamış… Milletvekili olarak bugüne kadar yaptığı işler bunlardan ibarettir!.. Milletvekili seçilme nedeni, Başbakana yağcılık yapmaktan başka bir şey olmayan biri, bu yüce milletin vekili olabilir mi?.. Parti içi demokrasinin işlediği bir partide Fevai gibiler değil milletvekili, siyasi partilerde çaycı bile yapmazlar… Gelen tepkiler üzerine, Bay Fevai güya dilinin sürçtüğünü söyleyerek bir düzeltme yapmış. Erdoğan için: Allah’ın insanlarda olması istediği üstün vasıfların tümünü üzerinde toplayan lider demek istedim demiş!.. Düzeltme düzeltilmemiş açıklamasından beterdir. Gören Allah için desin hele, Tayyip Erdoğan’da Allah’ın insanlarda olmasını istediği üstün vasıflardan hangisi vardır? Yağcılığın bu kadar işe yaradığı bir başka ülke olduğunu hiç sanmam!..

 

***

 

Başbakan’ın ruh sağlığının nasıl göründüğü psikiyatris Mehmet Bekaroğlu’na sorulmuş. Meslek etiği nedeniyle, bu soruya tam olarak yanıt vermeyen Bekaroğlu: “Başbakanın panikte olduğunu söyleyebilirim. İnsan panik anında neyi, nasıl yapacağını tam kestiremez. Panikten kurtulmak için attığı adımlar paniği arttırır.Kendisine ve çevresine daha çok zarar verir” demiş…

 

Aralarında Başbakanın oğlu Bilal’in de bulunduğu ikinci dalga operasyonu başlatan savcı Muammer Akkaş’tan dosya alındıktan sonra, yerine gelen yeni savcı ilk iş olarak “yakalama ve gözaltı” kararını kaldırmış. Biraz rahatlayan Erdoğan, İmam-Hatiplerin kuruluşunun 100. yıl dönümü münasebetiyle yaptığı konuşmada, İmam-hatiplileri övdükten sonra, 4 çocuğunun da imam hatip mezunu olduğunu söyleyerek, çocukları ile gurur duyduğunu açıklamış!.. Çocuklarının yolsuzluklara karışması halinde, onları evlatlıktan reddedeceğini söyleyen Başbakanın bu sözlerine inananoldu mu bilmem ama panik hali için geçti denemez!.. Ne demiş atalarımız? Ateş olmayan yerden duman çıkmaz!..

 

Toplu konut mevzuatı ile yaratılan “kent rantı”, iktidarın başını çok fazla döndürmüş olmalı ki, hükümet HSYK’yı RTÜK gibi parlamentoda temsil edilen partilerin göstereceği adaylardan oluşturmayı bile düşünmeye başlamış.Böyle bir durum gerçekleştiğinde, Mecliste çoğunluğu olan parti HSYK’yı ele geçirecek demektir. Erdoğan’ın kafasının içinde yargıyı tam olarak kendisine bağlamak düşüncesi var… Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Arınç bile, AB ülkelerinin çoğunda HSYK benzeri kurumların üyelerinin çoğunluğunu yürütmenin seçtiğini ileri sürerek Erdoğan ile aynı düşünceyi paylaştığını söylemiş. Hükümetin iki ağır topu bu kadar ileri gittiğine göre, Erdoğan’ın ailesinin karıştığı yolsuzluk olayları da hayli büyük olsa gerekir. Bu yüzden Başbakanın paniği bir türlü geçmek bilmiyor!.. Yargıyı ve emniyeti bu panik halinde iken dağıtan Erdoğan, kendini ve ailesini kurtarmak için, devletin temeli olan adaleti de gözden çıkartmış. Bundan sonra atacağı her adım, yeniden ve daha büyük paniğe kapılmasına neden olacak. Doğal olarak, panik üstüne yeni hatalar da yapacak ve her hatadan sonra yeniden paniğe kapılacak… Tepe taklak yuvarlanmanın başlangıç noktası paniğe kapılmaktır…

 

Hükümet, Singapur ve Malezya’ya yolsuzluklarla nasıl mücadele edileceğini öğrenmek için heyet gönderecekmiş! Şükredelim ki, akıllarına Afrika’nın yamyam kabileleri henüz gelmemiş!..

 

Tayyip Erdoğan’ın eski avukatı Faik Işık, Doğu Perinçek’in hukuk zaferinin Türkiye için önemini vurgu yaptıktan sonra, “ödül verilmesi gereken yürekli hukukçu” demiş. Perinçek’in hapiste olmaması gerektiğini söyleyen Işık, Ergenekon ve Balyoz davalarında adaletli karar verilmediğine inanmayanların saflarına katılmış… Bir kaç yıl önce Ergenekon davalarının savcısı olmakla övünen Başbakan’ı, Başdanışmanı Yalçın Akdoğan’dan sonra eski avukatı da yalnız bıraktı!..

 

***

 

Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na mahkeme kararı olmaksızın erişim engelleme yetkisi veren yasa tasarısı, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilmiş. Yasanın çıkartılması halinde alan adı engelleme, IP adresinden engelleme ve URL’ye engelleme yöntemleri ile paylaşılan içerikler sansürlenecek… Düşünceyi ifade etme özgürlüğüne açıkça aykırı olan bu yöntemlerle hükümete yöneltilen eleştiriler etkisizleştirilecek…

 

AKP’nin “ileri” demokrasisi böyledir işte!..

 

Av. Cemil Can

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
‘Bağımsızlık’ mı ‘hırsızlık’ mı?!..
Devletin ‘özel’i olmaz!..
‘Cesaret ödülü’nün bedeli!..