Oruca veda ederken…

Oruca veda ederken…
29 Temmuz 2013 09:19

Ey Yüce Türk İslam alemi! Yazımıza hadis-i şeriflerle başlayalım:

Numan ALADAĞ H&H YORUM

1- ”Zalim olduğunu bile-bile birisine yardım eden kişi, gerçekten de Müslümanlıktan çıkmıştır.” Hz. Muhammed (S.A.V.)

2- ”Haksız olarak düşmanlığa girişen birisine yardım eden kişi, bu yardımda bulundukça ALLAH’ın gazabına uğrar durur.” Hz. Muhammed (S.A.V.)

3- “Şüphe yok ki en hayırlı olanlarınız, hüküm vermede en doğru hareket edenlerinizdir.” Hz. Muhammed (S.A.V.)

4- ”Ümmetimin kötü kişileri, bir hüküm verme salahiyetini elde eden, fakat şüpheye düşünce kimseyle danışmayan, reyi isabetli olunca da sevinip böbürlenen, kızınca da şiddetli davranan kişilerdir. Kötü emri, kötü hükmü yazan da o kötülüğü yapmış gibidir.” Hz. Muhammed (S.A.V.)

5- ”ALLAH’ın laneti, rüşvet verene de, alana da, ikisi arasında vasıta olana da.” Hz. Muhammed (S.A.V.)
 
Ey Yüce Türk İslam alemi! İnsan zaafı olan bir varlıktır; Peygamberler hariç herkes hata yapabilir. İnsan mahiyet itibaiyle maddi ve manevi unsurlardan gelmiştir. İnsanın maddi yönü beden, vücut, cilt dediğimiz dış varlığı; manevi yönü de ruh dediğimiz cevheri meydana getirir.

İnsanı meydana getiren bu madde ve mana unsurları, motorlu makinaların rutin bakımı gibi, insanın da, devamlı bakıma, korunmaya, düzenli beslenerek sağlıklı olmaya muhtaçtır. Eğer bunları yapmazsak vücudumuzun sağlığını haram olmayan maddi gıdalarla; kendisi manevi olan ruhun bakımı ve korunması ise; inanç, ibadet ve ahlak gibi manevi gıdalarla sağlanır. Bedenimiz için kan ve GDO’suz doğal maddi gıdalar ne kadar gerekiyorsa, ruh için de sadakat, din ve diğer manevi gıdalar o derece lüzumludur.

Cenab-ı ALLAH insanın maddi varlığını oluşturan bedenini en üstün biçimde yaratarak, onun korunması ve beslenmesi için çeşitli niymetler verirken, manevi yönünü imar etmek üzere de ruh vermiş ve ruhun korunması ve beslenmesi içinde insanın manevi cephesini, ruhi yaşamını düzenleyen, besleyen ve onaran dinleri, Peygamberleri göndermiştir.
 
Düzenli ve doğal beslenmesi yapılmayan beden nasıl ki hastalıklarla karşılaşıp mahkum ise, manevi gıda almayan ruh ta aynı şekilde körelmeye ve görevini yapamaz hale gelmeye mahkumdur.

Bunun içindir ki dinimiz insanı bir taraftan maddi varlığını devam ettirmek üzere helal rızık temini için çalışmaya, diğer taraftan da manevi varlığı ve ebedi yaşamı için iman ve ibadete çağırır.

Maddi varlığımızın devam etmesi için günün muayyen saatlerinde devamlı beslenmeye nasıl muhtaç isek, ruhi yaşantımızın iyilik içinde rüşvet ve riyakarlık faaliyetlerinden uzak durarak, devamlı ibadet etmeğe mecburuz. Cenab-ı ALLAH’ın emri olan oruç, namaz, zekat ve maddi ibadet olan Hac gibi ibadetlerin devamlı oluşunun bir hikmeti de bu olsa gerektir.
 
Ey Yüce Türk İslam alemi!

Haram ve riyakarlık faaliyetlerinden uzak yapılan ibadetler insan ruhunu kuvvetlendirir, besler, parlatır, yüceltir, ALLAH’a yaklaştırır, samimi kul, iyi insan ve iyi vatandaş yapar. Ancak ibadetlerin devamlı yapılması şarttır. Bunun içindir ki, cenab-ı ALLAH ”Sana ölüm gelinceye kadar Rabbına ibadet’e (Devam et).  ALLAH borcu ödenmeye daha çok layıktır.” buyurmuştur.
 
Ey Yüce Türk İslam alemi!

Kandil geceleriyle başlayan mübarek üç aylarla devam eden ve mübarek Ramazan ayı ile her tarafı bereketle kuşatan bir manevi atmosfer imtihanından geçtik. Bu süre içerisinde, özellikle Ramazanda ilahi emre uyarak sıcakların en şiddetli olduğu bir mevsimde bir ay süre ile yalnız ALLAH’ın rızasını kazanmak için oruç tuttuk. Teravih namazını kıldık ve Kur’an-ı Kerim okuyup veya dinleyerek hatmettik. Zekat ve sadaka-i fıtırlarla ihtiyacı olanlara yardım edip sevindirdik. İftar proğramları yaparak dargınları barıştırdık. Hastaları ziyaret ederek, iradesini kuvvetlendirdik, haram olan faaliyetleri bırakmak için tevbe-i istiğfar ettik ve tüm kötü alışkalıklarımızı terk ettik. Günahlarımıza bir daha geri dönmemek şartıyla tevbe ettik. Türkiye Cumhuriyeti’nin ve milletinin bölünmez bütünlüğünü bozmak isteyen, dini duygudan mahrum olanların şerrinden muhafazası için, dualar yaptık, Ramazan orucunu bizlere nasip eden Cenab-ı ALLAH’ın bu niymetine şükür olmak üzere, nasip olursa İslam alemi ve ailemizle bayramı eda edeceğiz.
 
Samimiyetle yapılan bu ibadetler, insana huzur ve sağlık veren, ma’nen rahatlatan, ruhunu besleyen İman tezahürleridir. Ramazan ayında yaptığımız ibadetler, rutin olmamalı ve bu ibadetlerimizin devamını sağlamalıyız ki, Sadakat ve samimiyetimizi kanıtlayıp, vicdanen riyakar olmadığımızı bilelim. Bol ve bereketli ibadetlerin peşinden ibadetsiz günlere odaklanmamız, ruhumuzu açlığa terk etmek demektir. Ve bu tür alışkanlıklar çeşitli hastalıklar ve sıkıntılarla karşılaşmamızı davet eder. ALLAH’ın mülkünde, ALLAH’ın emri dışına çıkarak mutlu olmaya imkan yoktur. Üç aylarda ve Ramazanda ki ibadetlerimize devam edelim ki, ALLAH’ın rızasına erelim. Cenab-ı ALLAH sadakat ve samimiyetle yaptığımız tüm ibadetlerimizi kabul etsin.
  
Sanayi ötesi toplum ülkelerinin piyonluğunu yapan, bazı seçilmiş ve atanmışlar, tasarruflarını adil olarak kullanmayıp, bencil ve anlık çıkarları için kullananların, toplumda yaratacağı yıkımın farkındalar mı? Yüce Türk İslam aleminin bölünmez bütünlüğünü nifak çıkararak zedelemeye çalışanlar ve Türkiye’yi  üretimden mahrum bırakıp, bir tüketici tolum haline  getirmeye çalışanlar, iyi bilmelidirler ki, bu faaliyetleri kursağında kalıp, hayal kırıklığına uğrayacaklardır.
 
Bayram alışverişlerinizi %100 yerli sermayeli üretici ürünlerini tercih edip, desteklemeliyiz. Yine %100 yerli sermayeli olup ve ekonomik terör faaliyetlerinden uzak kalmış, alışveriş merkezlerini tercih etmeniz Türkiye’nin huzur ve refahı için en önemli   sorunlarından biri olup, daha fazla hayır ve  sevaplara nail olmak demektir. Yabancı sermayeli alışveriş merkezlerinin faaliyetleri bir ekonomik terör örgütü olduğunun bilincindemiyiz? En büyük terör ekonomik terör olduğunu unutmamalıyız? Sanayi ötesi toplum ülkeleri, diğer ülkeleri ekonomik terör faaliyetleri ile darboğaza sürükleyip asıl hedefleri, o ülkelere ihracatı arttırmaktır.
 
Mübarek Ramazan ayında yapmış olduğumuz ibadetlerin, Yüce Türk İslam alemine huzurlu, sağlıklı, mutlu ve bereketli olmasını ve bundan sonra gelecek bütün günlerimizin de aynen Ramazanmış gibi refah ve saadet içinde geçmesini Ceneb-ı ALLAH’tan niyaz ederiz.
 
NOT: Fıtır sadakasını unutmayınız! ”Ramazan ayı yer ile gök arasında asılıdır. O ancak fıtır sadakası ile yükselir…” Hz. Muhammed (S.A.V.)
 
Vatan şehitlerini, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK’ü ve nesli tükenmiş Müslümanları rahmetle, Gazileri minnetle anar. Hastalara şifa-i şerifler dileriz.
 
Hadis-i Şerif Kaynakçası:

Hz. Muhammed ve hadisleri. (Abdulbaki Gölpınarlı)  Okat yayınevi Kasım 1964


Yazarın Son Yazıları:
Aziz Atam, ruhun şad mekanın cennet olsun
‘CUMHURİYET’, bizi biz yapan ortak değerimizdir
Hicri yılbaşında huzur ve bereket bizimle olsun