Onlar birşeyler yaşıyor

Onlar birşeyler yaşıyor
3 Aralık 2012 09:20

AKP Hükümeti ile TSK kendi aralarında birşey yaşıyorlar şu anda ve bir zamandan beri.

 

Safile USUL H&H YORUM

Bunu gösterir bir fotoğrafa beraber bakalım şimdi…(Fotoğrafı Cumhurbaşkanlığı internet sitesinden aldım)


 
Cuma günkü (30 Kasım) kış dönemi YAŞ toplantısı sırasında Çankaya’da bir öğle yemeği verildi; fotoğraf ordan.
 
Gül ortada ve fotoğraf çekene bakarak neşeli birşey söylüyor.
 
Hemen sağ yanında GK Başkanı Necdet Özel…
 
O da Gül’ün neşesine katılıyor; tam olarak ifade edersek Gül’ün neşesine katıldığını belli etmeye çalışıyor.
 
Masanın tam karşı sırasında Erdoğan var, o da Gül ile Özel’e ve ikisinin tam ortasında durduğu neşe halesine biraz uzak kalmak ile ciddi olmak ve yapılan espriye dahil olmak arasında bir yerde biraz mütereddid duruyor.
 
Burası biraz spekülatif olabilir ama sanırım Gül ile Özel’in o anki fiziki yakınlığı onun endişeleri için bir sembol, yani ya bir olup da onu “aldatırlarsa” gibi…
 
Özel’in Gül’ün yanında durmasının sebebi herhalde Gül’ün en yüksek rütbeli devlet temsilcisi olması ama yine de bu fiziki yakınlık Erdoğan’ın içini burkuyor gibi.
 
Şimdi gelelim fotoğraftaki askerlere.
 
Gül’ün bir sıra gerisinde ve sol arkasında Kara K. Komutanı Hayri Kıvrıkoğlu, sağ arkasında ise, Hava K. Komutanı Mehmet Erten var.
 
İki kuvvet komutanının arka sırada durması muhtemelen hiyerarşik bir duruş kuralından ileri geliyor…
 
Ancak…
 
Her iki kuvvet komutanının yüz ifadesi de son derece mesafeli ve oraya ait olmama duygusunun izlerini taşıyor.
 
Hava K. Komutanı, hatta, biraz kafasını çevirmiş ve ortamdan epey bir uzak, yani ne neşeye katılmak istiyor ne de fazla gülmek.
 
Oğluna zorla kız isteyen babaya benziyor.
 
Kıvrıkoğlu’nun yüz ifadesi daha belirsiz ama o da oralı değil pek.
 
Erdoğan’ın arkasındaki asker ise, kollarında sırma olduğuna göre Deniz Kuvvetleri Komutanı.
 
Onun yüz ifadesi daha belirsiz…Ancak yine de, yüz ifadesinde oraya ait olmama veya tedirgin misafir gibi birşey var.
 
Ortamda bir yabancı gibi.
 
Fotoğrafa baktıktan sonra şimdi de basında yer alan bazı bilgileri tekrar edeyim…
 
Bu yemekte ilk kez Atatürk’ün sofra takımı kullanılmış.
 
Osmanlı döneminden kalan ve Atatürk’ün kendi sofralarına devr aldığı bir yemek takımı ilk kez Hayrünnisa Gül tarafından depodan çıkarılarak serviste kullanılmış.
 
Hayrünnisa Gül’ün bundan zevk aldığını, yani askerlerle yakınlık kurma arzusu taşıdığı ve Atatürk’ün sofra takımı sembolünün bu yakınlık kurma arzusuna uygun düştüğünü düşünüyorum.
 
Asker tarafından kabul edilmek arzusunun Hayrünnisa Gül’de güçlü olduğu kanısına sahibim.
 
Hatta, TSK’yı beğendiğini de düşünüyorum.
 
Ondaki bu beğenme duygusunun ama asker tarafında tam bir karşılık bulmadığını da.
 
Daha da ötesinde, yani Hayrünnisa Gül’ün de ötesinde, fotoğraftaki askerin AKP dünyasına karşı taşıdığı mesafenin hala epey güçlü olduğunu ve askerin kendi otantik iç dünyasının devam ettiğini de…
 
Fakat en yüksek rütbeli asker olan Özel’in, temelde tüm kuvvet komutanları gibi otantik bir TSK iç dünyasına sahip olmakla beraber, AKP ile olumlu bir etkileşimi aktif olarak yürüttüğünü ve bu alanda çok daha fazla davranış ve ifade esnekliğine sahip olduğunu da…
 
Hükümet açısından bakarsak, Erdoğan’ın da Gül’ün de kendi içlerinde askerin otantik yapısını eskisine nazaran çok daha fazla kabul ettiğini ve beğendiğini, asker tarafından kabul görme arzusunu tıpkı Hayrünnisa Gül gibi, onların da taşıdığını fakat onların reel siyasete daha çok tabii ve bağlı olmaları sebebiyle bu konuda Hayrünnisa Gül’den daha farklı olarak duygu ve iç dünya ile siyasetin gerekleri arasındaki çapraz alanda daha dikkatli olduklarını düşünüyorum.
 
Fotoğrafın bütün anlamında ise, devam eden ve yoğun bir karşılıklı etkileşim görüyorum.
 
Hükümet ile TSK arasında kamuoyuna yansıyanlardan çok daha fazla bir alışveriş ve dinamik olduğunu düşünüyorum.
 
Erdoğan ve Gül bunu kendi tabanlarına pek yansıtmıyor.
 
Yani, siyasi resim olarak askeri kontrol altına almayı ön plana çıkarıyorlar…
 
Fakat kendi iç dünyalarında çok daha karmaşık bir süreç yaşıyorlar.
 
İşte asker ile AKP arasındaki bu “mahrem” ilişkinin gelişimi, aynı zamanda, Türkiye’deki temel bir toplumsal çelişkinin nasıl bir şekle dönüşeceğinin de anahtarı olacak.
 
Bu arada, bu sözünü ettiğim konu siyasal parti olayının ötesinde bir olay.
 
Yani, AKP siyasi bir parti olarak tıpkı Anavatan filan gibi dağılsa bile, bu sürecin sonuçlarını yaşar Türkiye.
 
 


Yazarın Son Yazıları:
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan