O’lum, sen burayı Gezi Parkı mı sandın?

O’lum, sen burayı Gezi Parkı mı sandın?
15 Temmuz 2013 17:39

Kısa bir süreliğine yazlığa geldim, Ege’deyim.

Safile USUL H&H YORUM

Gelir gelmez de burda beni Gezi parkı çeşitli şekillerde yakaladı.

Sondan başlayalım….

ÖSS cenderesinden yeni çıkmış ve bu sene İTÜ’ye başlayacak bir kuzenden yeğenim dün sahile inerken sahilin hemen üstündeki çocuk parkına kaldırımı aşarak giren bir jip görmüş.

Kendi çocukluğundan da bildiği parka giren jipi görünce tepesi atmış ve jipin yanına giderek direksiyondaki sahibine, “Bey’fendi, burası otopark değil, çocuk parkı” demiş.

Jipin sahibi afallamış ve bir an ne diyeceğini bilememiş.

Sonra toparlanarak, “Çık’caz” demiş, yeğenim de yanında kız kardeşi, sahile doğru yürümeye başlamış.

Bizim Jipli, muhtemelen biraz da yanındaki melon şapkalı sarışın afet hanımefendinin yanında karizmasını çizilmiş bulduğu için olmalı, yeğenimin arkasından bağırmış…

“O’lum, unutma burası Türkiye”

Yeğenim, “Evet, burası Türkiye olduğu için de saygılı olmalıyız” demiş.

Bizim Jipçinin karizma iyice gitmiş sarışın afetin yanında tabii…

Bu sefer de şöyle bağırmış yeğenimin ardından…

“O’lum sen anarşist misin, Gezi parkçı mısın, burayı Gezi parkı mı sandın”

Halbuki yeğenimin o davranışının Gezi parkı ile alakası yok, o sadece jipin kaldırımı aşarak parka girmesine tepki göstermiş.

Fakat demek ki, bizim Jipçinin kafasındaki Gezi Parkı algısı medeni, çevre koruyucu, çocuk parkına jiple dalmayan filan gibi birşey, e, bu da fena değil yani.

Gelelim öteki Gezi Parkı izlerine…

Geldiğimin ilk günü sersem sepelek çarşıya inmiştim ki, sloganlar duymaya başladım..

“Heryer Taksim, heryer direniş…”

Ben de hemen olay mahalline gitmek istedim fakat araba sırtımda olduğu için ben gidene kadar dağılmıştı grup.

O anda aklıma tüm bu Gezi parkı protestoları süresince hiç gelmemiş olan birşey geldi.

Gezi Parkı protestoları polis değil de Jandarma bölgesinde olunca nasıl oluyordu, yani Jandarma nasıl davranıyordu?

Benim olduğum yer de Jandarma bölgesi, büyükşehir veya şehir bölgesi değil, bir belde, dolayısyla polis değil, Jandarma var burda.

Aklıma bu gelen şey beni çok etkiledi birden.

Ama hatırlayamadım şu ana kadar İstanbul, Ankara dışında tüm Anadolu’da yapılan Gezi protestolarında Jandarma bölgesi olanlarda durum nasıldı, şu anda da bilmiyorum bu sorunun cevabını ama burdaki protestolarda hiçbir olay çıkmıyor ve kimse müdahale etmiyor, ki, geldiğimden beri hep protesto sesleri duyuyorum.

Buranın Jandarma bölgesi olduğunu zaten eskiden beri biliyorum ama birgün bunun böylesine de bir avantajı olabileceği hiç aklıma gelmemişti.

Şu ana kadarki avantajları ise, en kuytu sokaklarının bile güvenlikli olması ve Jandarmanın bir Avrupa ülkesi güvenlik gücü gibi medeni ve sakin oluşuydu, şimdi bir de bu avantajı çıktı. (Hükümet duymasın, kudurur sinirden)

Bugünlük son olarak bir de şunu anlatayım…

Burda benim 20 yıldır filan bildiğim bir büfe var.

Karı-koca ikisini de tanırım ama uzaktan, şu ana kadar hiç öyle bir konuşmuşluğumuz yoktu.

Evelsi gün gazete almak için öğleden sonra gittim ama çoğu gazete kalmamıştı.

Mecburen bir gazete aldım ama onun da parasını öderken, kendi kendime, “Ya, bir Habertürk mü alsaydım?” dedim.

Büfenin sahibi hanım, “Sakın, onu almayın, elinizdeki bile ondan daha iyi” dedi.

Devam etti…

“Bunlar artık öyle Hükümet yalakası ki, tahammül edilmez hale geldiler.”

Ben şaşırmış ve mutlu olmuş vaziyette dedim ki, “Ben okurken başka gözle okurum merak etmeyin.”

Sonra biraz daha sohbet ettik ve bana Hükümet’le ilgili şunları (da) söyledi…

“Biz bu ülkede Ecevit’i de gördük, Demirel’i de, Çiller’i de gördük, Mesut Yılmaz’ı da, kimi öyleydi, kimi böyle, hiçbirinden tam memnun da olmadık ama hiçbirinin zamanında telefonlarımızın dinlendiğinden korkmadık, şimdi bu Hükümetten beri telefonda konuşmaktan herkes korkar oldu, bu ne ya…”

Kadıncağız çok doluydu ve inanın o benim siyasi görüşlerimi hiç bilmiyor, tabii benim AKP’li olmayacağımı anlıyor yaşam biçimi itibariyle ama yine de beni tanımıyor.

Fakat artık insanlar aşmış, yani bu Hükümet seçmenin bir kısmını çıldıracak hale getirmiş.

Bir de, geldiğimin ilk günü su almaya gittiğimde başka bir büfeye, orda da bir kadın kalpaklı Atatürk posteri gelip gelmediğini soruyordu.

Erdoğan’ın kalpaklı Atatürk fotoğrafına itirazı da tepki yaratmış olmalı.

Bu arada bu anlattığım tabii Ege, bunun geri kalan koca Türkiyesi var bir de….

Ona sonra değiniriz ama Ege’deki tepkilerin keskinleşmesi de seçim açısından kesinlikle partial bir sonuç etkisi kapasitesine sahip olacaktır.


Yazarın Son Yazıları:
Böyle bir kaza nasıl olur
İYİ Parti istifaları
Özel daha o gün tepki vermiş Köksal’a