Olayların arkası şöyle gelişiyor!

Olayların arkası şöyle gelişiyor!
17 Eylül 2020 12:10

Oruç Reisin Antalya’da limana geri dönmesi hakkında Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “Bakım, ikmal amaçlı” dedi.

 

 

Safile USUL H&H YORUM

Fotoğraf: AFP

 

Aynı günlerde Merkel Erdoğan ile görüştü.

 

Yine, Oruç Reis limana çekilmeden hemen önce Yunan Başbakanı Miçotakis’in dili de yumuşamıştı biraz.

 

Şimdi, tabii, elbette Oruç Reis Antalya limanına birincil olarak bakım amaçlı dönmedi.

 

Diplomatik amaçlı olarak, “diyaloğa hazırım” mesajı ve gerilimi artıran taraf olmadığını göstermek olarak yorumlanmalı bu durum.

 

Ben bunda bir sorun görmüyorum ve bu olayların perde arkası nasıl gelişiyor, biraz ona değinmek istiyorum.

 

Bundan önceki yazılarımdan birinde, Merkel’in Macron’u “halledeceğini” yazmıştım.

 

Macron diğer AB liderleri içinde de pek olumlanmıyor zira hem güven vermiyor hem çok karıştırıcı söylemler kullanıyor.

 

Fransa, o zamanki Almanya Başbakanı Kohl ile AB’nin iki mimarından biridir.

 

Kohl ile birlikte AB’nin kuruluş belgesi olarak adlandırılabilecek Maastrich anlaşmasının diğer aktörü eski Fransa Cumhurbaşkanı Francois Mitteranddır.

 

Ancak Fransa özellikle de 2000’li yıllardan itibaren AB içinde liderliği tamamen kaybetti.

 

Bunun Fransız iç politikasına ait nedenleri vardı.

 

Macron şu anda Fransa’yı AB içinde öne çıkarmaya çalışıyor ama bunu berbat bir biçimde yapıyor.

 

Yani, herkes Macron’un yaptığını yapsa, savaş çıkar.

 

Oysa AB 2. Dünya savaşının tecrübeleri üzerine (de) kurulmuş bir yapı.

 

Ancak tarihi özümsememiş, yeni yetmeler her yerde var.

 

Macron tam bir yeni yetme ve zararlı. Yani sadece yeni yetme olsa asla bir şey demem ama bu zararlı birisi.

 

Ve, işte tarihi özümseme bakımından Helmut Kohl’un tam bir devamı olan Merkel, Türkiye’yi aslında AB’ye üye olarak görmek istemiyor ama Macron’un bu kışkırtıcı ve zararlı politikasını da durdurmaya çalışıyor.

 

Bunu yaparken hem Yunanistan’a da ince psikolojik bir menejment yapıyor.

 

Macron’u da idare ediyor dikkatli bir biçimde.

 

 

Bir yandan da Erdoğan ile görüşüp, ondan yumuşatıcı adım atmasını istiyor.

 

 

Oruç Reisin Antalya limanına çekilmesi işte böyle bir adım.

 

 

Ama tabii, bu hükümet veya başka hükümet, Türkiye’de hiçbir hükümet Doğu Akdeniz’de Yunanistan’ın dediğini yapmaz, yapamaz.

 

 

Zira bu Akdeniz’de yeni bir Sevr olur.

 

 

Düşünün, kocaman bir kara parçası olan bir ülkesiniz.

 

 

Önünüz deniz.

 

Kara sınırlarınızın tam önünde bir deniz.

 

O denizde küçücük, minnacık bir adası olan ve kara olarak bu denize 580 km uzakta bir ülke, önünüzdeki deniz için, “O benim” diyor.

 

Olacak şey mi bu.

 

Hülasası, bu işte Türkiye geri adım atmaz. Macron da bir müddet sonra geri çekilir.

 

Yunanistan da şimdilik yine yutkunmakla kalır.

 

Safile USUL Twitter

 


Yazarın Son Yazıları:
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı
Didik didik bir şey aramışlar