O işten değil, Kağıthane’den bahsetti

O işten değil, Kağıthane’den bahsetti
17 Nisan 2013 03:00

Çözüm süreci işleri iyi gitmiyor olmalı Başbakan’ın.

Bugünkü grup toplantısında hiç de öyle BDP’li Baluken’in önceki gün söylediği gibi bir durumun havası yoktu.

Baluken birkaç güne kadar geri çekilme başlayacak demişti, gerçi sonra yalanladı ve, “Ben kendi umudumu dile getirmiştim.” dedi ama zaten Başbakan veya Baluken’in söyleyeceklerine de gerek yok.

Ve, eğer şimdi bir projeksiyon yaparsak….

Aşağıdaki faktör ve sorular herkes için kaçınılmaz neticenin anahtarıdır:

PKK birkaç gün içinde bazı, birtakım silahlı mensuplarını geri çekse bile…

Bundan sonra Hükümetten adım bekleyecek.

Hangi adım?

1-Anayasada Kürt varlığının kolektif siyasal bir unsur olarak yer alması

2-Yerel yönetimler şartına konulan çekincenin kalkması

AKP bunların hiçbirini yap(a)maz.

Bunları ancak şu şartta yapabilir…

Devletin tepesinde TSK ile birlikte şöyle bir karara varılmıştır…

“Biz Türkiye’nin Doğu ve Güneydoğu sınırında bir değişiklik yapalım çünkü bu Kürt meselesini artık taşıyamıyoruz. Hem artık İran ve Suriye ile de aramız kötü, biz en iyisi Ortadoğu’da bir Kürt coğrafyası kurulmasına öncülük edip, onlarla komşu olalım. Bunun için de önce Türkiye içinde özerklik ve anayasal değişiklik olsun, ardından da sınırı böleriz.”

Size yemin edebilirim ki, Hükümet ancak böyle bir anlaşma varsa bu yolda devam edebilir.

O zaman PKK sınır dışına da tamamen çıkar (sınır dışı dediğim, yani Sivas’a kadar filan, tam sınır ne olur bilmiyorum, bakarsınız Doğu Karadeniz’e de uzanır, benim doğum yerim ya, ondan andım adını Karadenizin), başka şeyler de yapar, ama böyle bir anlaşma yoksa bu iş yürümez.

Sadece vakit geçer.

Fakat o vakti geçirmek de zordur.

Nitekim Erdoğan bugünkü grup toplantısında yeni hiçbirşey söylemedi bu konularda, iddia tonu da çok düşüktü.

Bol bol CHP, MHP muhabbeti yaptı. O Kağıthane’yi bilmezmiş, öteki bilmem neymiş.

Valla bence Kağıthane’yi bilmese de bir insan öğrenir, bir rehber tutar, birkaç kez gider gelir, navigatör takar filan da…

Böyle bir işin içinden çıkmak için çare pek yok gibi.

Özerklik versen, arkadan bağımsızlık ve sınır değişimi gelir.

Vermesen, çözüm süreci dediğin işin cilası dökülür.

Çıkmış cini şişeye sokmak ise, aman aman ne Kağıthanesi şekerim…

Arşın dibinden beter zor.

ŞU ANA KADARKİ EN ETKİLİ EYLEM


Kaç gündür unutuyorum.

Bu, sosyal medyada isminin başına T.C koyma olayını aldım başımın üstüne koydum.

Yani, Facebook, Twitter vs. gibi yerlerde isminin başına T.C koyan 10 milyon kişinin başımın üstünde yeri var.

Benim sosyal medyam yok ve böylesine etkili bir olaya hiçbir katkım olmadı ama katkısı olanlara başımın üstünde yer açtım.

Acaip etkili oldular.

Helal olsun size.

FAZIL SAY KARARI

Ben şahsen Fazıl Say’a verilen hapis cezasını vatandaş olarak üstüme hiç alınmadım.

Çünkü, ben hala standartlı ve kaliteli bir Türkiye beklentisi ile yaşıyor…

Ve, bugünlerin geçici olduğuna…

Fazıl Say’a hapis cezası gibi bir utancın kategorik hizasına kendimi ait hiç ama hiç hissetmiyorum.

Bu arada…

Fazıl Say öylesine bir Mozart youmcusu ki…

Of, onun o ruha ulaşmasına imkan veren Türkiye’ye ben hayranım.


Yazarın Son Yazıları:
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı
Didik didik bir şey aramışlar