O başbakan iyi ki bizim değil

O başbakan iyi ki bizim değil
26 Kasım 2012 09:47

Bizim Başbakan Simav’da TOKİ evlerinin anahtar teslim töreninde konuşuyor: Biz kadına şiddeti Ak Parti iktidarı olarak lanetliyoruz. Cennet anaların ayakları altındadır. Anaların ayakları öpülür. Onlara şiddet olmaz. Bunu yapanlar ya cehaletlerinden ya da Nazi ruhu, faşist ruh taşıyorlardır. Özellikle de inançlı dindar Müslüman birinin böyle bir şey yapması asla mümkün değildir. Yapıyorsa o da zalimdir.

 
Hilmi SARAL H&H YORUM

Başbakanımızı dinlerken huzur budum, rahatladım, yüce yaratıcıya şükürler ettim. Bu kadar insancıl, hoşgörülü bir başbakanımız olduğu için ne kadar şanslı olduğumuzu bir kez daha anladım. Halkımızın her seferinde daha yüksek oy verip onu niçin seçtiği de daha bir anlaşılır oldu. Elindekinin kıymetini bilmek duygusudur bu.
 
Düşünsenize ellerde ne başbakanlar var(!) Adını ben demeyeyim, zaten o ülkeyi siz de bilirsiniz. Orada bir başbakan var Allah onun gazabından herkesi korusun.
 
Onun ülkesinde gözaltındayken kaybolmuş ya da faili meçhul cinayetlere kurban gitmiş çocukların anneleri her hafta bir lisenin önünde toplanıp seslerini duyurmaya çalışıyorlar da hiçbir yetkili onları duymuyor. Bu hafta dört yüzüncü kere toplanan bu annelere “Cumartesi anneleri” deniyor. Kim bilir,  adları “Cuma anneleri” olsaymış belki de birileri duyardı çığlıklarını.
 
O ülkede bir keresinde bir çiftçi Başbakanla karşılaştı da tarımsal ürünlerinin para etmediğini anlatırken ona “Başbakanım, anamızı ağlattınız” diyerek meramını anlatmaya çalışmıştı. Başbakan da ona “Ananı da al git. Artistlik yapma lan..” demişti. Her annenin ayağının altında cennet olmayabilir, bilemeyiz ki. Bizim Başbakanımız olsaydı, “Annenize saygılarımı iletin lütfen. Sıkıntılarınızı gidermek bizim görevimiz. Tarım Bakanımız konuyla ilgilenecek” derdi.
 
Bir keresinde o Başbakan bir yurt gezisinde apoH diye bir ilçeye gitti de orada protesto edildi. Polisler biber gazıyla müdahale edince emekli bir öğretmen ölmüştü. Sonra bu olayı başkentte kınayan bir bayan gösterici panzerin üstüne çıkınca; Başbakan çok kızdı ve  “O kadın, kız mıdır kadın mıdır bilemem” diyerek onu aşağıladı. Üstelik o kız polisler tarafından öyle dövüldü ki kalça kemiği kırıldı ve altı ay iş göremez raporu verdi ona doktorlar. Böyle bir şeyi inançlı dindar Müslüman birinin yapması mümkün değil. Yapıyorsa o zalimdir. Bizim Başbakanımız olsaydı, kimsenin özel hayatı bizi ilgilendirmez diye düşünürdü. Kadın olduğunu bilse, anne olup olmadığını merak eder anneyse eğer ayağının altını öperdi.
 
Yine o Başbakana bir toplantıda annenin biri, “Benim oğlum işsiz Sayın Başbakanım” diye seslendi de Başbakan çocuk azarlar gibi “Senin oğlun da işsiz kalsın. Otur, otur.” demişti. Bizim Başbakanımız olsaydı, “Maalesef işsizlik hala ülkemizin en önemli sorunlarından biri. Onu gidermek için sanayiyi ve tarımı teşvik ediyoruz. İthalatı düşürüp ihracatı artırıcı tedbirler alıyoruz. Umuyorum ki en kısa zamanda bütün çocuklarımız iş imkanına kavuşacak” derdi.
 
Bu Başbakan kadın örgütü temsilcileriyle eçhabamloD’de yaptığı bir toplantıda kadınlara yüzlerine karşı; “Ben kadın erkek eşitliğine inanmıyorum” demişti. Hiç söylenecek laf mı bu. Hele öyle bir toplantıda… Bizim Başbakanımız olsaydı, din, dil, ırk, cins ayrımı yapmadığını anlatır; bunların bölücülük olduğunu söyler; “Yaratılanı sevmişiz, Yaratandan ötürü” diye ağzından bal damlayarak, işi bağlardı.
 
Bütün bunları düşünerek yukarıda Simav’daki konuşmasının bir bölümünü aldığımız Başbakanımızın kıymetini bilelim. Yatalım kalkalım “Allah onu başımızdan eksik etmesin”
diye dua edelim. Ya bizim Başbakanımız da o bildiğiniz ülkenin başbakanı gibi olsaydı daha mı iyi olurdu? Halimize şükür edelim.
 
[email protected]