O anketi gargara yapabiliriz
29 Mart 2013 03:00

Başbakan Erdoğan partisinin Akdeniz milletvekilleri ile yaptığı toplantıda, çözüm süreci dediği konuya ilişkin yaptırdığı son bir anketi şöyle açıklamış…

Safile USUL H&H YORUM

“Halkın yüzde 56’sı süreci destekliyor. Kararsızları dağıtınca bu oran yüzde 64’ü buluyor. Nevruz sonrası yaşananlarsa bu rakama zirve yaptıracak.Milliyetçi kesimler de sanılanın aksine süreci destekliyor.”

Başbakan’ın açıkladığı bu anket sonucu en fazla iyi bir gargaralık.

Yani, ağzında çevir ama yutma cinsinden.

Çünkü…

1-Halk, asker ölmesin, askere giden oğullarımız ölmesin şeklinde bir yaklaşıma sahip ve bunun sağlanmasını ister.

2-Halk ankette buna, yani, “askere gidenler ölmesin, terör dursun”a evet diyor.

3-Halkın, “askere giden oğullarımız ölmesin, terör dursun” şeklindeki talebi Hükümet PKK ile sonu bilinmeyen maceraya girsin ve birgün ortada kalalım isteği olarak yorumlanamaz.

4-Halka soruları sorarken sorunun altına yerleştirilen niyetin cevabı alınmış olmaz ve halk asker ölmesin derken Hükümet’in PKK ile oyunlarına ilişkin sorulara cevap veriyor olmaz.

5-İddia edildiği gibi bir anket sonucu isteniyorsa anket sorularının açık olması, mesela, PKK planının ne olduğunun, hangi yöntemlerin izleneceğinin, Türkiye coğrafyası hakkında nasıl bir tasavvur taşındığının vs. soruda belli olması gerekir, ki, halkın ne dediğini anlayasın.

6-Halk barış süreci denilen olayın sonuç vermediğini gördüğünde ve ortaya yeni bir silahlı atak çıktığında hemen olumsuz tepki verir. Dolayısıyla bu ankete güvenilmez. Başbakan için de güvenli değil yani bu anket.

7-Halk tabii ki, asker ölmesin, benim oğlum ölmesin der, çünkü halk sapık değil ama senin anketinin meselesi de zaten bu değil. Öyle olsaydı terör ve ateş ile seçim oyunu oynamazdın.

8-Kaldı ki, anketten elde edilen % 56’lık sonuç çok düşük bir sonuç çünkü, “terör dursun mu, bunun için çaba gösterilsin mi?” gibi bir soruya yüzde 80’in altında çıkan her sonuç çok düşük bir sonuçtur.

ERGENEKON DAVASI ŞUNU DA GÖSTERDİ

İstanbul’da ve tabii ki Türkiye’nin her yerinde yollarda TIR’lar devriliyor, kamyonlar yanıyor, trafik kazalarında binlerce insan can veriyor.

İş çığırından öyle bir çıktı ki…

Mesela, İstanbul’daki iki ana arterden biri olan E-5’de TIR’lar metrobüs yoluna çapraz ve bodoslama girmeye ve…

Yollarda giden kamyonların kasaları yanmaya başladı.

Bu tablo kesin ve şüphesiz olarak bir ülkeyi nasıl bir kalitesizliğin yönettiğini gösterir.

Hatta elime sayı ve slight alıp, bunu isteyene gösterebilirim de.

Bu çok tipik ve AKP yönetimi tablosu ayrıca da…

Büyük projeler diye gazeteleri dolduran ve insanları yanıltan Hükümet bu ülkeyi Hindistan kadar yönetemiyor.

Bu ülkenin her bir dokusu lime lime ve harap halde.

İçim çok acıyor ama bir çukurdayız ve çıkamıyoruz.

Onu diyordum…

Ergenekon davası birçok şey gösterdi ama birşey daha var ve ona şu ana kadar hiç değinilmedi…

Ergenekon ve balyoz davalarında yargılanan, tutuklu olanlardan kaç kişinin bir çocuğu veya yakını trafik kazasında hayatını kaybetti, hatırlıyor musunuz?

Ergenekon tutuklu yakınları trafik kazası sayısını tam olarak ben de bilmiyorum ama Ergenekon, balyoz davası tutukluları sayı olarak Türkiye’deki genel nüfusa oranla çok çok küçük, çok mikro bir büyüklük taşımasına rağmen…

İşte, bu kadar küçük bir popülasyonda dahi çok sayıda insanın yakını bir trafik kazasında hayatını kaybetti.

Basına çok yansıyan bir dava olduğu ve kamuoyu bu kapsamda meydana gelen trafik kazalarını da öğrenme şansına sahip olduğu için…

Ergenekon davası bize aslında Türkiye’de ne kadar çok insanın trafik kazasında öldüğünü ve bunların birçoğunun da basına yansımadığını ispat eden bir ayna aynı zamanda.

Küçük parçalardaki izlemeler aynı parça ile benzer sosyal dokulardaki tabloyu gösteren birer prototip resimdir ve Ergenekon davası bize Türkiye’nin tam görülmeyen ve saklı olan trafik kazaları frekansını da gösteriyor.