O nedenmiş o

O nedenmiş o
26 Ağustos 2019 17:30

Ahmet Davutoğlu hakkında siyasi olarak düşüncelerimi biliyorsunuz.

 

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 
Ama…

 

 
Davutoğlu’nun iki gün kadar önce Sakarya’da yaptığı bir toplantıda, “”Terörle mücadele konusunda defterler açılırsa birçok insan insan yüzüne çıkamaz. Bizi bugün eleştirenler insan yüzüne çıkamazlar, açık söylüyorum. Davutoğlu, “Gelin hafızanızı bir yoklayın. İleride Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman, eminim en kritik dönemlerden, birkaç aydan biri 7 Haziran ile 1 Kasım arasındaki dönem olarak yazılacaktır” demesinden sonra ilk olarak Ahmet Hakan Demirören’in Erdoğan’a yaranma arzuları doğrultusunda Davutoğlu’na, hadi açıkla, söyleyip kaçma, ne biliyorsan açıkla diye saldırdı (kendisi herşeyi açıklıyor ya, ondan; tek standartlı ahlak) , bugün de MİT eski Müsteşarı Davutoğlu’na açıkla dedi.

 

 
Davutoğlu’na bu konuda mobing yapılıyor şu anda.

 

 
Şimdi…

 

 
Birçok siyasetçi, birçok kurum mensubu birçok şeyi biliyor ama sıcak anda açıklamıyor.

 

 
Bunun sebebi ardından gelecek yoğun saldırılar, adli takibatlar, iftira davaları ve ispat et diye cendereye sokulmaları.

 

 
Oysa siyasi olaylarda ispat çok zordur.

 

 
Ve, bir ülkede işleyen bir demokrasi yoksa bunları açıkça söyleyen kişi anasından doğduğuna kolayca pişman edilebilir.

 

 
Hele de tepenizde siyaseten despot bir yönetim varsa.

 

 
Davutoğlu da, Gül de işte bu yüzden açık konuşmadılar ve konuşmuyorlar.

 

 
Kardeşim, Davutoğlu’na hükümete subtil bir biçimde yalakalık etme saikiyle saldırıyorsunuz da, hele siz açıklayın önce bildiklerinizi.

 

 
Sizi gidi sizi.

 

 
Sizi subtil yollu yalakalar sizi.

 

 
Bir husus daha.

 

 
Bu, yukarda anlattığım konu AİHM içtihatları çerçevesinde de değerlendirilmesi gereken bir konu.

 

 
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi demokrasisi olmayan ülkelerde bu tür baskı mekanizmalarını çok iyi bildiği için şöyle bir içtihat geliştirdi…

 

 
Gazeteciler, kamu görevlileri vs. gözlemlediklerini, izlediklerini, gördüklerini, şahit olduklarını açıkladıklarında ispat yükümlülüğü taşımazlar.

 

 
Bu olay Davutoğlu için de geçerlidir.,

 

 
Bakın, AİHM içtihatının demokrasi olmayan ülkeler için ne kadar gerekli olduğunu size Türkiye’nin son 15 yılı göstermiş olmalı.

 

 
Erdoğan’ın sürekli olarak, “Müddei iddiasını ispatla mükelleftir” demesi işte tam da bu.

 

 
İnsanları ispat yükümlülüğüne sokarak ağızlarını kapamak.

 

 
Yok kardeşim öyle bir ispat yükümlülüğü hukuk devletinde.

 

 
Yok öyle bir olayları açıklama zorunluluğu.

 

 
Üstelik Davutoğlu’nun ne dediğini pekala da anlaşılır.

 

 
Adam hükümetin PKK’yı şehirlere yerleştirdiğine şahit, TSK’nın görev yapmasının engellendiğine şahit.

 

 
Yolsuzlukların gözünün ortasına şahit.

 

 
Ama detay verse adamı yerler, hapse bile tıkarlar.

 

 
Hey, subtil yollu yalakalar, bi’ ağır olun bakalım.

 

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı
Didik didik bir şey aramışlar