Erdoğan: Kime vuruyorsun, kimi vuruyorsun?

Erdoğan: Kime vuruyorsun, kimi vuruyorsun?
26 Mart 2013 12:14

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, MHP genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Bursa mitinginde “Vur de vuralım, öl de ölelim” sloganı atanlara, “Onunda zamanı gelecek” ifadeleri ile ilgili değerlendirme yaparak, “Siyasi sorumluluk taşıyan birine bu yakışıyor mu?
Kime vuruyorsun, kimi vuruyorsun? Zamanı gelecek diyerek neyi ifade ediyorsun? Bu ülkenin huzur içinde yaşamaya ihtiyacı varken sen ölmenin vurmanın hesabını yapıyorsun” dedi

 

 

 Erdoğan ayrıca, Bahçeli’nin ifadeleri ile ilgili, “Sorumsuzca dil kullanması talihsizliktir. Bahçeli’nin kullandığı bu dil 1980 öncesi öldürülen, 1980 sonrası idam edilen gençlerin hatıralarına açık şekilde saygısızlıktır. Bu dil, bu siyaset, bu tavır, Türkiye’nin ve milletimizin asla hayrına değildir” şeklinde konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan, İsrail’in özür dilemesi ile ilgili olarak CHP’yi eleştirerek, “Bunların dış politikadan anladıkları halkına zulmedenlerle aynı fotoğraf karesine girmektir. Tüm milletimi sesleniyorum, bunlardan mahcubiyet beklemeyin, İsrail özür diledi ama CHP özür dilemez. Ben başbakan olarak Dersim’den dolayı özür diledim. Ben bir Başbakan olarak tarihte olan bir olay ile ilgili özür diledim ama CHP Genel Başkanı’ndan bir kelime duyamazsınız. Bunların tarihinde özür dilemek yoktur, pişkinlik vardır ama pişmanlık yoktur” şeklinde konuştu.


“EŞEĞİ SAĞLAM KAZIĞA BAĞLAYACAĞIZ SONRA ALLAH’A EMANET”

Başbakan Erdoğan Mavi Marmara saldırısı ile ilgili olarak İsrail’in belki farklı hesapları olabileceğini belirterek, “O zamana kadar kan döktüğü diğer olaylar gibi bununda unutulacağını düşündü. Ama bu sefer farklı bir anlayışla karşıladı. Bu hukuksuzluk ve katliam karşısında biz kararlılıkla durduk” dedi. 3 şartın yerine getirilmesini istediklerini belirten Erdoğan, “Bu devlet, millet onurludur.


Onların kılına gelen zararda biz bu hesabı sormak ve takip etmek zorundayız dedik. Takipten yorulmadık, olması gerekenden taviz vermedik” şeklinde konuşarak sözlerini şöyle sürdürdü: 

“İsrail’e bu 3 şartı hep sunduk. Onlarında ileri gelenleri oldu. Özür, tazminat ve ambargo. Özür kelimesi yerine, “Üzüntü duyduk olmaz mı?” dediler. Tazminatı kabul etmek istediler. Kesinlikle olmaz. Özür dilenecek, tazminat ödenecek ve Filistin’e uygulanan ambargo kaldırılacak. Bu şartların yerine getirilmediği sürece ilişkilerin düzelmeyeceğini uluslararası her platformda dile getirdik.




ABD Başkanı Barack Hussein Obama’nın Dışişleri Bakanı Sayın Kerry ile bu konuyu etraflıca değerlendirdik. Obama’nın Ortadoğu’ya gelişinde önümüze yine bir metin geldi. Kabul edemeyeceğimiz bazı şeyler vardı. Biz sadece şehitlerimizin değil, Filistinli kardeşlerimizin hak ve hukuklarını bir kenara koyamayız.


İsrail’den ayrılırken havalimanından Sayın Obama Netenyahu ile birlikte beni aradılar. Netenyahu’nun sesini aldım, Obama’yı özlemiştim önce onunla konuştuk. Netenyahu ile görüştük, sonra Obama ile. Netice’de Obama ile değerlendirme yaptık. Sonra ABD hemen açıklamasını yaptı, sonra İsrail açıklamasını yaptı. Hepsi yazılı metinlerde ve telefon kayıtlarımızda.


Sonra biz açıklamamızı yaptık.Hepsi yazılı metinlerde ve telefon kayıtlarımızda. Eşeği sağlam kazığa bağlayacağız sonra Allah’a emanet. İsrail Başbakanı Netenyahu Mavi Marmara’dan dolayı özür dilediğini, tazminat ödeyeceğini, ambargoyu kaldıracaklarını bildirdi. Bizde takipçisi olacağımızı söyledik.”

“AMBARGOYU YERİNDE TESPİT ETME ŞANSIMIZ OLUR”

Erdoğan kısa zamanda Filistin’i ziyaret etmek istediğini bunu Nisan ayında gerçekleştirebileceğini belirterek, “Nisan ayı içerisinde Filistin, Gamze, Batı Şeria’da ambargoyu yerinde tespit etme şansımız olur. Gazze’nin yeniden imarı konusunda,  Filistin sorunun arzu edilen şekilde çözülmesinin mimarı olacağız.



Sözlerin yerine getirilmesinin takipçisi olacağız. Bu özür bu adımlar, katledilen şehitlerimiz geri getirmeyecek, Filistin’de ki on yıllardır yaşananları kayıpları, şehitleri geri getirmeyecek. Ama o şehitlerin kanının yerde kalamadığı özellikle vurgulamak istiyorum. Bütün dünyada İsrail’in özrünü ülkemizin başarısı olarak nitelendiriyorlar. Geldiğimiz bu nokta Filistin sorununun çözümü konusunda sorumluluğumuzu daha çok artırıyor” şeklinde konuştu. 

İSRAİL ÖZÜR DİLEDİ AMA CHP ÖZÜR DİLEMEZ”

Mavi Marmara yardım gemisinde 9 kişinin şehit edildiğini belirten Erdoğan, “Bunun acısını kalplerimizde hissettik. Ama öfkeyle değil soğuk kanlılıkla hareket ettik. Elbette boyun eğecek değildik.


Onun için hukuku dedik, Birleşmiş Milletler dedik, uluslararası anlaşmalar dedik” şeklinde konuşarak muhalefetin yanlarında yer almadığını söyledi.  “Biz isterdik ki muhalefette bizim yanımızda yerini alsın, bizi değil Türkiye’yi hedef alan böyle bir saldırı karşısında muhalefette dik dursun” diyen Erdoğan şunları kaydetti:

“Gerek saldırı sırasında, gerek sonrasında muhalefet gitti saldırganların yanında saf tuttu. Onların dili ile bize saf tuttu. CHP Genel Başkanı, “biz olsaydık Mavi Marmara’yı göndermezdik” dedi. Biz İsrail’e Tevrat’ta “Öldürmeyeceksin”i hatırlatırken. Kılıçdaroğlu İsrail yerine cevap verdi. Hiçbir zaman bizim yanımızda, Türkiye’nin yanında değil saldırganların yanında oldular.


Bugün nasıl Suriye’nin kanlı rejimi ile aynı fotoğraf karesinde yer alıyorlarsa, o günde onu yaptılar. Bunların dış politikadan anladıkları boyun eğmek ve el pençe divan durmaktır. Bunların dış politikadan anladıkları halkına zulmedenlerle aynı fotoğraf karesine girmektir.


Tüm milletimi sesleniyorum, bunlardan mahcubiyet beklemeyin, İsrail özür diledi ama CHP özür dilemez. Ben başbakan olarak Dersim’den dolayı özür diledim. Ben bir Başbakan olarak tarihte olan bir olay ile ilgili özür diledim ama CHP Genel Başkanı’ndan bir kelime duyamazsınız. Bunların tarihinde özür dilemek yoktur, pişkinlik vardır ama pişmanlık yoktur.”

“SURİYE’YE SÖZCÜLÜK YAPIYORLAR MAHCUP OLACAKLAR”
İsrail özürü ile ilgili olarak CHP’nin açıklama yapmasının beklendiğini belirten Başbakan Erdoğan, “Türkiye günlerdir CHP’nin açıklama yapmasını, özür dilemesini bekliyorlar. Ama onlar dün Dışişleri Bakanımız hakkında gen soru verdiler. Ama bu seferde adresi şaşırdılar. Enerji ile ilgili bir konuda gen soru verdiler. Biz onu da düzeltiriz” dedi. Erdoğan, şunları kaydetti: 

“İsrail’e sözcülük yaptılar mahcup oldular. Suriye’ye sözcülük yapıyorlar mahcup olacaklar. Ama yüzleri hiç kızarmıyor. Türkiye’nin büyük bir devleti aziz bir milleti var. Türkiye’nin büyük bir ekonomisi, güçlenen bir demokrasisi var. Tükiye’ye ayak uyduramayan küçük bir muhalefet var. Son haftalarda yaşanan büyük değişimden etkilenmelerini isterdik. Herkes Türkiye ile gurur duyuyor. Muhalefetinde bu sevinci paylaşmasını yürekten temenni ediyor, büyük Türkiye’nin vizyonunu paylaşmaya davet ediyorum.”


“KİME VURUYORSUN, KİMİ VURUYORSUN?”

Başbakan Erdoğan, MHP genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Bursa mitingi sırasında, “Vur de vuralım, öl de ölelim” diye sologan atanlara, “Merak etmeyin onunda sırası gelecek” sözleri ile ilgili açıklama yaparak,”Yavru muhalefet Bursa’da bir miting yaptı. Kalabalıktan bir grup slogan atıyor, “Vur de vuralım öl de ölelim” diyor. Genel başkan da çıkıyor “Merak etmeyin onun da sırası gelecek” diyor. Siyasi sorumluluk taşıyan birine bu yakışıyor mu?” diyerek şunları kaydetti: 

“Kime vuruyorsun, kimi vuruyorsun? Zamanı gelecek diyerek neyi ifade ediyorsun? Bu ülkenin huzur içinde yaşamaya ihtiyacı varken sen ölmenin vurmanın hesabını yapıyorsun. Siyasi sorumluluk taşıyan insana “vur de vuralım, öl de ölelim” sloganına, onun da zamanı gelir demek yakışır mı?  Sorumsuzca dil kullanması talihsizliktir. Bahçeli’nin kullandığı bu dil 1980 öncesi öldürülen, 1980 sonrası idam edilen gençlerin hatıralarına açık şekilde saygısızlıktır. Bu dil, bu siyaset, bu tavır, Türkiye’nin ve milletimizin asla hayrına değildir. Kışkırtan, tahrik eden ayrıştıran bir dildir. Bu sorun çözüldüğünde MHP’nin istismar alanı kalmayacaktır. Şehit cenazeleri gelmezse MHP’ye slogan atma imkanı da kalmayacaktır.”

“ONLARIN KIRMIZ KİTAPLARINI ORTADAN KALDIRDIK”

Başbakan Erdoğan, çözüm sürecinde ciddi bir şekilde birilerinin rahatsızlık duyduğunu belirterek, “Bunların bir kısmı aşırı solda, bunlar terör örgütüne silahı bırakma diye akıl veriyorlar” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Bazıları da terör örgütünden boşalacak alanı doldurma telaşında, partimize ve Adalet Bakanlığı’na yapılan saldırılar gibi. Aşırı sağda da aynı şekilde gözyaşı dökenler var. Onlarda istismar bataklığı kurutulacak diye göz yaşı döküyor. İrtica dediler sanal tehdit ürettiler, bölücülük dediler sanal tehtid ürettiler.



Terörle mücadele yerine baskı ürettiler. Toplum mühendisliği için hangi korku gerekiyorsa onu ürettiler. Bizim toplum mühendislerimiz yoktu, milletimiz vardı. Biz gönül birliğimiz vardı. Onların kırmız kitaplarını ortadan kaldırdık, tehdit unsurlarını ortadan kaldırdık. Bu elitlerin, savaş baronlarının elinde terör kaldı.

Son sığınakları bu kaldı. Bunlar bu ülkede on yıllar boyunca demokrasi açığında beslendiler, çetelerden, cuntalrdan beslendiler. Bunlar on yıllar boyunca terör karşıtı gibi görünüp, terörden kandan beslendiler. Şimdi de terör bataklığını kurutuyor, Türkiye’nin ayağında ki bu prangayı söküp atıyoruz.”

” MHP”NİN KAN KOKAN DİLİNE, CHP’NİN KAFA KARIŞIKLIĞINA…”

Başbakan Erdoğan, “Anneler ağlamasın da terör baronları istediği kadar gözyaşı döksün, biz bu gözyaşlarından rahatsız değiliz” diyerek, Ankara’da ki saldırılar ile ilgilide açıklama yaparak, “Ankara’daki liderler gözlerindeki çamuru silip süreci anlamaya çalışıyor. 



Polisin DHKP-C’ye yaptığı baskınları CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu rahatsız ediyor. Saldırıları yapanları bulacağız. İç ve dış desteklerini ortaya çıkaracağız. Bunlara destek veren ülkeleri de rezil edeceğiz, uluslararası toplantılarda ifşa edeceğiz. Gizli saklı yürüttüğümüz bir süreç yok.

Meşruiyet dışına çıkmıyoruz. Belgelerle adreslerle fotoğraflarla uluslararası toplantılardan bunları ifşa edeceğiz. Hukukun dışına çıkacak bir adım bizim için söz konusu bile değildir” şeklinde konuştu. 

Erdoğan konuşmasında, CHP, MHP ve BDP’li vatandaşlara da seslenerek, “CHP’ye gönül veren kardeşlerimde, MHP’ye, BDP’ye gönül veren kardeşlerimden rica ediyorum, bu süreci iyi değerlendirsinler. MHP”nin kan kokan diline, bazı kuruluşların sahte senaryolarına, CHP’nin kafa karışıklığına bakmasınlar” dedi.  

“AKİL İNSANLAR ÇALIŞMASI YAPARSAK BUNUN KARARINI BİZ VERİRİZ”

Erdoğan akil adamlar konusunda da açıklamalarda bulunarak, “Gazeteler tutturmuşlar bir Akil Adamlar diye, bizden böyle bir şey duydunuz mu? Birileri durumdan vazife çıkardılar çıkarmışlar birilerini. Şimdi tekrar bir kampanyadır gidiyor” dedi.

Böyle bir konuda yapılacak çalışmanın kararını kendilerinin vereceğini belirten Erdoğan, “Akil İnsanlar çalışması yaparsak bunun kararını biz veririz. Gazeteler veya medya değil, hesabını vereceğimiz bir işin altına bedenimizi koyarız. Bu toplumda karşılığı olan insanlar kimlerdir, biz bunlara bakacağız. Akil insanlar grubuna karar verirsek, 780 bin kilometre kareyi kuşatacak bir adım atarız. Onlar bizim ancak müşavere heyetimiz olacaktır. Akil insanlar grubuna ihtiyacımız olabilir. Herkesimin de burada olmasını isteriz. Toplumu yönlendirme noktasında onlardan destek alacağız. Böyle bir çalışma başlatabiliriz ama bu grup bir karar mercii asla değildir” ifadelerini kullandı.