MİT’in yeni Başkanı İbrahim Kalın: Erdoğan’ın yıllardır yanından ayırmadığı dış politika danışmanı
6 Haziran 2023 11:12
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanlığı’na İbrahim Kalın’ı atadığı açıklandı.
Fotoğraf: Reuters
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ve Dış Politika Danışmanı olarak görev yapan Kalın, Dışişleri Bakanı olarak atanan Hakan Fidan’dan boşalan koltuğu devraldı.
Kalın, böylece, Erdoğan’ın 2002’den bu yana süren başbakanlığı ve cumhurbaşkanlığı dönemlerinde MİT’in başına kurum dışından atanan ikinci sivil yetkili oldu.
İbrahim Kalın, 1 Mayıs 2009’da Ahmet Davutoğlu’nun dışişleri bakanlığına atanmasının ardından Erdoğan’ın yakın çevresine katıldı ve halefinin yerine dış politika başdanışmanlığına getirildi. Kalın, o dönemden bu yana Erdoğan’ın en yakın çalışma arkadaşları arasında yer almaya devam etti.
Kalın, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı makamına ilk seçildiği 2014 senesinden bu yana, yanından ayırmadığı az sayıda danışmanlarından biri olarak göze çarpıyor.
Büyükelçi statüsü verilen, Erdoğan’ın sözcülüğünün yanı sıra dış politika başdanışmanı olarak yıllardır görev yapan Kalın’ın dışişleri bakanı yerine istihbaratın başına getirilmesi dikkat çekici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Malezya’dan ABD’ya akademik kariyer
Yıllardır cumhurbaşkanlığında görev alan Kalın’ın cumhurbaşkanlığı internet sitesinde veya başka bir resmi sitede bir özgeçmişi bulunmuyor.
Özel yaşamı, akademik ve bürokratik deneyimlerine açık kaynaklarda yer alan bilgilerden ulaşılabiliyor.
İbrahim Kalın, ayrıca 2021’de Armağan Çağlayan’a verdiği uzun röportajda eğitimi, siyasete girişi, özel hayatına ilişkin ayrıntılı bilgiler de vermişti.
İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü’nden mezun olan Kalın, Davutoğlu’nun da bir süre görev yaptığı Malezya İslam Üniversite’sinde İslam düşüncesi ve felsefe alanında yüksek eğitim yaptı.
1996 yılında gittiği ABD’deki George Washington Üniversitesi’nde karşılaştırmalı beşeri bilimler ve felsefe alanında doktora eğitimi aldı. College of the Holy Cross, Georgetown Üniversitesi ve Bilkent Üniversitesi’nde İslâm düşüncesi üzerine dersler verdi.
Kalın, bu süreçlerden sonra İslam felsefesi konusunda profesörlüğe kadar yükseldi. Profesör unvanını kullanmayı sevmeyen Kalın, bu tür unvan ve statülerden bağımsız konuşmak ve fikir mütalaası yapmaktan hoşlandığını kaydediyor.
SETA’da başlayan kariyer
Kalın, Armağan Çağlayan’a verdiği mülakatta, kendisini siyasete sokan sürecin 2004 senesinde akademik izinli olarak geldiği Türkiye’de o dönem başbakan olan Erdoğan’ın kendisinden bir düşünce kuruluşu kurmasını istemesi üzerine başladığını kaydediyor. Bunun üzerine 2005’te Siyaset, Ekonomi ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı’nı (SETA) kurduğunu anlatan Kalın, bu süreci şöyle anlatıyor:
“Aslında niyetim o çalışmayı yapıp üniversiteye geri dönmekti. Fakat nasip böyleymiş.. 2009 senesinde Başbakan Başmüşaviri olarak göreve başladım. O günden beri de resmi olarak Başbakan Başmüşavirliği, müsteşar yardımcılığı, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcılığı, Cumhurbaşkanlığı sözcülüğü ile devam etti.”
Kalın’ın kurduğu SETA, uzun yıllardır Erdoğan liderliğindeki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetlerine entelektüel hizmette bulunuyor ve siyasetinin şekillenmesinde önemli rol oynuyor.
Erdoğan’ın ekibine katılması
2005-2009 yılları arasında SETA kurucu başkanlığını yürüten Kalın, Davutoğlu’nun 1 Mayıs 2009’da dışişleri bakanlığına atanmasının ardından onun yerine Erdoğan’ın dış politika başdanışmanlığına getirildi. O tarihten bu yana da en yakınındaki kadroda yer aldı.
Bu dönemde Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü’nün ilk koordinatörü olarak görev yapan Kalın, Sabah gazetesinde ve 2016 senesinde kapatılan Gülen yapılanmasına ait Today’s Zaman gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı.
“Değerli yalnızlık” tartışması
Kalın, bürokratik hayatının ilk döneminde ortaya attığı “değerli yalnızlık” kavramıyla en çok tartışılan kişiler arasındaydı. 19 Ağustos 2013’te Twitter hesabından “‘Türkiye Ortadoğu’da yalnız kaldı’ iddiası doğru değil ama eğer bu bir eleştiri ise o zaman söylemek gerekir. Bu, değerli bir yalnızlıktır” ifadesini kullandı.
Kalın’ın bu sözleri söylediği dönemin hemen öncesinde Türkiye’de Gezi protestoları yaşanmış ve Erdoğan hükümeti ilk kez bu kadar güçlü bir toplumsal tepki ile karşılamıştı. Hükümetin protestoculara orantısız güçle karşılık vermesi ve can kayıplarının yaşanması Türkiye’ye dönük yoğun eleştirilere neden olmuştu.
Türkiye, yine aynı dönemde, Temmuz 2013’te Mısır’da gerçekleşen askeri darbeye en sert tepkiyi veren ülke olmuştu. Müslüman Kardeşler hareketinden gelen Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin devrilmesine kadar bölge ülkeleri ve Batı’nın bu darbeye yeterince tepki vermemesini eleştiren Erdoğan, bu pozisyonunu uzun süre korudu. Erdoğan, darbeyi gerçekleştiren şimdi Mısır Cumhurbaşkanı Abdel Fettah al-Sisi ile geçen sene Katar’da el sıkıştı ve ilişkilerdeki 10 yıllık buz çözüldü.
İbrahim Kalın ise kendisiyle özdeşleşen bu kavramı yıllar sonra bir televizyon programında şu sözlerle açıklama gereği duydu:
“Değerli yalnızlık ifadesi o dönem çok yanlış anlaşıldı. Belki benim hatam, daha farklı, daha açık ifade etmeliydim. Oradaki değerli kısmı değerli, yani kendi başına değerli, kıymetli bir pozisyonu ifade ediyor. Yalnızlık kısmı daha ziyade tek başınalığı ifade eder. Yani hakkı, hukuku savunmak için, kendi ülkesinin çıkarlarını savunmak için gerekirse tek başına mücadele eden bir aktörü yani Türkiye’yi tasvir eden bir tanım.”
“Onu ‘Türkiye yalnızlaştı’ diye çekenler oldu. Türkiye hiçbir zaman yalnız olmadı,” diyen Kalın, Türk dış politikasının 360 derece olduğunu ve uluslararası ilişkilere “sıfır toplamlı oyun” (zero sum game) bakanların hata içinde olduklarını da ekledi.
Erdoğan’ın danışmanı, sözcüsü
Erdoğan’ın 10 Ağustos 2014’te Cumhurbaşkanlığına seçilmesiyle birlikte İbrahim Kalın’ın bürokratik kariyerinin adresi cumhurbaşkanlığı oldu. 1
1 Aralık 2014’te Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü olarak atanan Kalın, MİT Başkanlığı’na atandığı güne kadar bu görevde kaldı.
Kalın, 2017’de yapılan referendum sonrasında 24 Haziran 2018 seçimleriyle yürürlüğe giren cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde sözcülüğün yanı sıra Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politika Kurulu’nda görev üstlendi.
Değişen hükümet sistemiyle birlikte dış politika yapım merkezinin de Cumhurbaşkanlığı’na taşınmış olması Kalın’ın uluslararası görünümünü daha da artırdı.
Önemli konuların çözümlenmesinde zaman zaman Erdoğan’ın özel temsilcisi olarak temaslarda bulunan Kalın, özellikle son dönemde ABD ile ilişkilerin yürütülmesinde alternatif kanal olarak öne çıktı.
Kalın son dönemde İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya girmesi süreçlerinde en aktif rolü oynayan Türk yetkili oldu. Her iki ülkeyle temaslarda bulunan ve Haziran 2022’de kurulan ortak daimi mekanizma toplantılarında Türk heyetine başkanlık eden İbrahim Kalın, bu süreçlerdeki rolüyle adından söz ettiren yetkililer arasında oldu.
Birçok uluslararası gözlemci ve yabancı diplomat, bu performansıyla Kalın’ın dışişleri bakanı olarak atanmasına kesin gözüyle bakıyorlardı.
2009’dan bu yana göz önünde bulunan, sözcülüğü sırasında yerli-yabancı medyaya sayısız röportaj veren ve Erdoğan’ın vitrin kadrosunda yer alan Kalın’ın bu atamayla birlikte başladığı yeni kariyerinde nasıl bir yol izleyeceği, performansının nasıl olacağı merakla takip edilecek.