Medyanın en kirli dönemi!

Medyanın en kirli dönemi!
16 Haziran 2021 09:53

Kirli ilişkileri ortalığa saçılan gazeteciler ve yaptıkları gazetecilik yeniden gündemi meşgul ediyor. ‘Medyanın en kirli dönemi’ tanımlaması yapan meslek örgütleri “Bu kişiler meslektaşımız değil” diyor.

 
Birgün’den Gökay Başcan’ın haberine göre ülkede gazetecilerin sermaye ve devletle kurduğu kirli ilişkiler geçmişten bugüne değişmedi, aksine artarak devam etti. Son olarak Veyis Ateş’in Sezgin Baran Korkmaz’dan kime vereceği belli olmayan 10 milyon avroluk rüşvette aracı olduğu iddiası bu ilişkileri yeniden tartışmaya açtı. Gazetecilik faaliyetiyle kazanılması mümkün olmayan paralara sahip olanlar, yatlarda oturanlar, son model lüks arabalarda poz verenler ‘Gerçekten gazeteciler mi?’ sorusunu gündeme getirdi.

 

 

LİSTE UZUN…

 

 

2000’lerin başında çanta dolu parayla gündeme gelen Rauf Tamer, Kıbrıs’taki arazileriyle bilinen Nazlı Ilıcak, mafya elebaşısıyla ‘abi, kardeş’ sohbet eden Özışık kardeşler, Bank Asya’dan aldığı kredilerle gündeme gelen Nagehan Alçı, ekranlarda muhaliflere karşı tetikçilik yapan Cem Küçük ile Ersoy Dede, pelikancı Hilal Kaplan ve milyonlarla anılan Veyis Ateş… Bu kirli ilişkiler ağında bulunan gazetecilerin listesi uzar da gider. Kamu yararına çalışması gerektiği sık sık dile getirilen gazetecilerin ellerindeki medya gücünü kullanarak kurduğu ilişkiler, AKP’nin ele geçiremediği yüzde 5’lik kesimi oluşturan gazetecilerin mesleğine de leke sürüyor. Aynı zamanda bu kirli ilişkiler yumağında kendine sükseli bir koltuk bulan ‘gazeteciler’, muhalifleri hedef tahtına dönüştürürken ekranın arkasında farklı işler yaptığı ortaya çıkıyor.

 

 

GAZETECİLİK YAPMIYORLAR

 

 

Geçmişten bu yana gazetecilerin iktidarlarla ve sermaye gruplarıyla kurduğu ilişkilerin sorunlu olduğuna dikkat çeken DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren, “Gazeteci kimliği kullanılarak gazetecilik faaliyetinin dışında bir ilişki kuruluyor. AKP, medyanın büyük bir bölümüne adeta çöktü. Buralarda gazetecilik yapmaya çalışan basın emekçileri tabii ki var ama buralarda gazetecilik yapılmıyor” dedi.

“Veyis Ateş gibi insanlar ne kadar gazetecidir, bu tartışılır” diyen Eren, “Biz hep içerideki gazetecileri konuşuyoruz ama dışarıda kaç gazeteci var? Bunu tartışmamız gerekiyor. Çünkü bu kişilerin bir çoğunu gazeteci olarak görmüyoruz” dedi.

 

 

MESLEKTAŞ DEĞİLİZ

 

 

Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Can Güleryüzlü ise “Halk adına kamu otoritelerini denetleme görevini üstlenen; Anayasa hükmü uyarınca haber alma hakkı çerçevesinde faaliyet yürüten ve bu bağlamda kamusal niteliği olan gazeteciliği; kişisel zenginleşme, ötesinde mesleki konum kullanılarak kuryelik, şantaj yapma düzeyine düşüren kişilere gazeteci, meslektaş demek mümkün değildir” dedi.

“Ne zaman ki holding sahipleri basın iş koluna, basın iş kolundaki işverenler de başka sektörlere girmeye başladı, bugünlerin tohumları ekildi” diyen Güleryüzlü, şu ifadeleri kullandı: “Kamuoyuna yansıyan kirli ilişkileri; basın özgürlüğünün, dolayısıyla halkın gerçekleri öğrenme hakkının üzerine çekilen karanlık örtünün kaldırılmasına vesile edip paspasın altına süpürülen tüm pisliklerin konuşulması için fırsata çevirmeliyiz. Bu amaçla halkın haber alma hakkı için gazetecilik yapan herkes, ortaya saçılan bu kirli ilişkileri sadece yargının konusu olarak görmeyip emeğini, mesleki değerleri savunmak yolunda hesap sorucu konuma geçmesi gerekmektedir.”

 

 

MEDYANIN EN KİRLİ DÖNEMİ

 

 

Yaşananlara ilişkin Basın Konseyi de ‘Türkiye’de temiz eller hareketi acilen başlatılmalı’ başlıklı bir açıklama yayımladı. “Medyamız hiç bu kadar kirlenmemişti” denilen açıklamada, şunlara dikkat çekildi: “Gazeteci halk adına görev yapar, kamunun haklarının bekçisi ve gerçekleri ortaya çıkarmakla yükümlüdür. Gazeteci aç kalır, kalemini onurunu satmaz”

 

Beyaz TV sunucusu da o otelden çıktı

Osman Gökçek’in sahibi olduğu Beyaz TV’de sunuculuk yapan Tahir Sarıkaya’nın firari Sezgin Baran Korkmaz’ın otelinde konakladığı sırada çekildiği fotoğraflar ortaya çıktı. Sarıkaya, daha önce Peker’in doğum gününü övgü dolu sözlerle kutlamıştı. Yaptığı yayında intihar eden vatandaşları kumar oynamakla suçlayan Sarıkaya, Erdoğan’ı savunmuştu.