Medya ve sağlıkta rant…

Medya ve sağlıkta rant…
24 Nisan 2018 14:49

İnsanların özellikle beslenme, kanser ve ruhsal sorunlarla ilgili yazılmış kitaplara ilgisi her geçen gün artmaktadır.Son on yıldır kitabevlerinin rafları sağlık hakkında yazılmış kitaplarla dolmuş durumdadır. Bu artışın en önemli nedeni ise, yaşam koşulları ve beslenme şekillerinin değişmesidir.

 
Dr.Atilla Bektaş & Dr.Semih Dikkatli

 
Artan kanser ve kronik hastalıklar nedeniyle insanlar çaresizlik içinde her türlü yardımı arar, her söylenene kulak verir hale geldi. İşte bu noktada insanların sağlıklı kalma isteği ya da hastalıklarından arınma çabası ayrı bir rant alanı doğurdu. Medyanın, sağlık çalışanlarından para kazanarak onların reklamını yaptığı, bu reklamı yapılan insanlarınsa bu reklamdan yola çıkarak kendi ceplerini doldurmanın bin bir türlü yolunu aradığı bir döneme girildi maalesef…

 
İşin içine para girince, her alanda olduğu gibi gerçekten namuslu, doğru insanların yanına hemen paragöz sahtekârlar eklendi. Bu sahtekârlık iki taraflı bir hal alınca da – medya ve sağlık üzerinden para kazanma isteği olanlar- halkımız sağlığı ile ilgili konularda yalan yanlış bilgilerle donatılmaya başladı. Bu nedenlerle modern tıbbın önerilerini reddeden, yanlış bilgiler nedeniyle ilaçlarını bırakan ve zarar gören mağdur hastalar ortaya çıktı.

 
Piyasada sağlıkla ilgili çok satan bazı kitaplarda yer alan bilgiler ve sağlık konusunda medyada yer alan haberlerin çoğu maalesef insanlara fayda değil zarar vermeye başladı.

 
Özellikle sadece beslenme alışkanlıklarını değiştirerek kanser, depresyon, otizm ve daha birçok hastalığın iyileşeceğini söyleyen, bu hastalara ilaçları kötüleyen, ilaçlarını bırakmasını öneren bazı kişilerin aşırı popülerliğinin ardından medya sağlık konusunda oluşan rant için kavgaya girişti. Hem sosyal, hem yazılı hem de görsel medyada ayrık otu gibi çoğalan sağlık programlarında sağlıkla ilgili konuşanların yeterliliği ve söylediklerinin doğru olup olmadığıyla kimse ilgilenmedi. Yapım şirketlerinin tek ilgilendiği konu, programa katılacak insanların onlara verdiği paraydı. Sağlığı için bu programlardan ya da kitaplardan medet uman insanlar sürekli bir biçimde yanlış bilgilendirildi.

 
‘Sağlık adına başıboş bir ortamdayız’

 
Herhangi bir ön incelemeden geçmeyen asılsız sağlık bilgileri gerek medya gerekse sponsorlu sosyal medyada geniş yer bulmaktadır. Ne yazık ki ‘ iyi yapılandırılamamış ya da yanlış yapılandırılmış bu bilgilerle halkımızın sağlığı tehlike altındadır. Bu haberlerin bir kısmı bilgisizlikten, bir kısmı da maalesef kasıtlı olarak ticari kaygılarla yapılmaktadır.

 
Sağlık adına etik ve sorumlu yayın yapan medya kuruluşları yanında;‘abonelik ücreti adı altında’ reklam amaçlı para karşılığı haber yapan, daha da ileri giderek lüks semtlerdeki doktor muayenehane tabelalarından doktorların telefonlarına ulaşıp, para karşılığı sağlık haberi yapmayı teklif eden medya kuruluşları da bulunmaktadır.

 
Çok satan sağlık kitaplarındaki tehlike

 
Diğer taraftan, Amerika’da ‘çok satan sağlık kitapları’ ülkemizde de popülerdir ancak bunların çoğu çözüm odaklı olmayıp spekülatif bilgiler içermektedir. Bu kitaplar sağlık adına referans alınacak bilim kitapları olmayıp çoğunun yazarı doktor değildir.Bu kitaplar önce moda olur, sonra balonları söner. Ezber bozduklarını iddia ederler ancak bozdukları sadece insan sağlığıdır. Ülkemizde de kanıta dayalı tıbbın hakemli dergilerini çarpıtmadan kaynak alan kitaplar yerine, bunları referans alan kitap yazarları maalesef bulunmaktadır. Ancak unutmamalıdır ki insan sağlığı ile bu şekilde uğraşmanın ‘bir vebali vardır’.

 
Sağlıklı ve güvenilir gıdalara ulaşmak insanların en önemli haklarından biridir. Bu konuyu ele alan çoğu kitap, kişisel gözleme dayalı, yüzeysel ve konu uzmanı olunmadan hazırlandığı için çok fazla yanlış anlaşılmalara neden olmaktadır.

 
Dolayısıyla konu hakkında fazla bilgisi bulunmayan toplumumuz bundan olumsuz şekilde etkilenmektedir. ‘Bu kitapları okuduktan sonra ne yiyeceğiz?’ sorusunu sorun bakalım, bir yanıt bulabilecek misiniz?

 
Kanıta değil kişisel görüşe göre tıp

 
Tedavisinde zorluk çekilen müzmin hastalıklarda, kanıta dayalı tıbbın önerilerine karşı, kişisel görüşlerle ‘paralel bir tıp anlayışı’ yaratmanın tehlikesi ile karşı karşıyayız.

 
Hastaları doktorların verdiği ilaçlar yerine, bazı gıdalardan fazla miktarda tüketerek ya da gıda takviyeleri ile şifa bulacaklarına inandırmak suretiyle bir güvensizlik ortamı yaratılmaya çalışılmaktadır. Örneğin bilimsel çalışmalar ileetkisi defalarca kanıtlanmış depresyon ve anksiyetebozukluklarında kullanılan ilaçların yerine, turşu ve şalgam suyu ile bazı gıda takviyeleri tüketmek suretiyle hastaların tedavi edileceği öne sürülmektedir.

 
İlaç sektörünü paragözilan ederek, kanıta dayalı tıbbın etkisi ölçülmüş ilaçlarını bırakmak gibi tehlikeli bir yol adeta teşvik edilmektedir.( Bazı ilaç firmalarının bazı tutum ve yaptıkları ayrı bir tartışma konusudur.) Bu gün bir kutu antibiyotik 10-15 lira, ağrı kesiciler 5-6 lira, antidepresanlar 10-60 lira iken; bunlar yerine verilecek kürler için astronomik muayene ücretleri istenmekte, aylar süren kürler, binlerce liralık besin takviyeleri ciddi hastalıkların tedavisi için önerilmektedir.

 
Doktor olarak ülkemizde butür çok satan sağlık kitapları, gazetelerde çıkan yanlış sağlık haberlerini ve bunları öven köşe yazılarını ‘endişe ile okuyoruz’. Bunun önüne geçmek için, batıdaki büyük gazetelerde ve televizyonlarda olduğu gibi ülkemizde de medya kuruluşlarının tıp konusunda bilim editörleri bulunmalıdır.Konuyla ilgili asılsız bilgilere, yanlış bilgilendirmeye karşı ilgili kurum ve kuruluşlar, bakanlıklar gerekli önlemleri almalıdır. Bu yanlış ve mesnetsiz bilgilerle halkın kafasını karıştıranlar, ilaçlarını bıraktırdıkları ve ölümlerine sebep oldukları her kanser hastasının ve intihar eden her hastanın günahını taşımaktadır.

 
Günah öbür dünyanın işidir ve bu nedenlemedya aracılığıyla halk sağlığıyla oynayanların cezalandırılması içinbu eylemlerle ilgili bazı yasal düzenlemeler de mutlaka yapılmalıdır.

 

Dr.Atilla Bektaş

 

Dr. Semih DİKKATLİ Twitter

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
İçimdeki çocuğun bayramı
Herkes birine zorba…
Kara Kutu… Hadi yüzleşelim…