Maden Yasası’yla uluslararası raporlama rafa kalkıyor!
20 Şubat 2024 09:16
Erzincan İliç’teki maden faciasının ardından Meclis’teki görüşmeleri ertelenen Maden Yasası ile Bazı Yasalarda Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa Teklifi’nde tartışmalı düzenlemeler yer alıyor. CHP teklife ilişkin rapor hazırladı.
2014’te Soma faciasından sonra madencilik alanında bazı düzenlemeler yapılmıştı. Bunlardan birisi de Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Komisyonu’ydu (UMREK).
Mevcut düzenleme, bütün madenlerin işletme ruhsat sahaları için, muhtemel rezerv alanlarındaki kaynak ve rezerv raporlamalarının UMREK koduna göre yapılması zorunlu kılıyordu.
Cumhuriyet’ten Mustafa Çakır’ın haberine göre UMREK kodu, Türkiye’deki maden kaynak ve rezervlerinin uluslararası standartlarda raporlanabilmesini sağlıyordu. Bu koşulu sağlamayan alanlar ise işletme ruhsatlarından çıkarılıyordu. Meclis’teki teklifle UMREK kodunun uygulanacağı maden alanları daraltılıyor.
Teklife göre, bu kural içerisinde linyit, altın, gümüş madenlerinin olduğu sadece 4. grup maden işletme ruhsat sahaları için geçerli olacak.
Diğer maden işletme ruhsatları için gönüllülük esası uygulanacak. İktidar zorunlu raporlamanın 394 bin hektarlık alandaki 3 bin 907 adet ruhsat sahibine toplam maliyetinin 28.5 milyar lira olduğunu, raporlama sürecinin “zaman ve maliyet kaybı” yarattığını savunuyor. Eğer düzenleme yapılmazsa 242 bin hektarının ruhsattan düşüleceğini, kamunun yıllık kaybının 390 milyon lira olacağını ileri sürüyor.
BAE SÖZLEŞMESİ
CHP raporunda şu ifadelere yer verildi:
“2019’dan beri UMREK koduna uygun hazırlanarak MTA’ya sunulmuş rapor sayısı sadece 15’tir. İktidar, kendi çıkardığı düzenlemeyi işletecek mali, idari, teknik, örgütsel altyapıyı kuramamış, şimdi de belli grup madenlerde bu zorunluluğu kaldırarak kendi koyduğu kuraldan geri dönmektedir.”
Bu arada teklifle denizlerin yanı sıra göller üzerinde de yenilenebilir enerji yatırımları yapılmasının önü açılıyor.
Bu yatırımlar için imar planı şartı da aranmayacak. CHP raporunda, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile yapılan enerji ve maden alanındaki işbirliği sözleşmesindeki hükümlere dikkat çekilirken “‘Türk tarafı, Türkiye Cumhuriyeti’nin yürürlükteki kanun ve yönetmeliklerine uygun olarak projelerin uygulanması için izinlerin, ruhsatların ve çevresel etki değerlendirme sürecinin alınmasında kolaylık ve destek sağlayacaktır.’ deniyor. Yasa teklifiye yenilenebilir enerji santralı kurulacak alanlar genişletilmekte, diğer yandan imar planı zorunluluğu kaldırılmak istenilmektedir” ifadeleri kullanıldı.