
Kurul aynı ama karar farklı!
23 Haziran 2023 09:46
Erdoğan’ın siyasi çıkarlarına göre ayarlanan para politikasında son yıllarının en sert faiz artışına gidildi. Faiz karşıtı söylemleri ile seçim sürecini atlatan, ekonomiyi krize sürükleyen iktidar, son noktada faizleri yüzde 15’e yükseltti. Beklenti karşılanmayınca dolar ilk kez 24 liranın üzerine çıktı. Asgari ücret daha yurttaşın cebine girmeden erirken muhalefet “Düşük faiz inadının maliyeti ne olacak” dedi.
Fotoğraf: Reuters
Para politikasını da siyasi çıkarları için kullanan Saray rejimi, seçimlerin ardından yapılan ilk Para Politikası Kurulu toplantısında düşük faiz politikasını terk etti. Birgün’den Havva Gümüşkaya’nın haberine göre Rahip Brunson krizinin yaşandığı Eylül 2018’in ardından son yılların en yüksek faiz artışına gidildi. Merkez Bankası (TCMB), 27 ay sonra ilk kez faiz artırdı. Politika faizi 650 baz puan artışla yüzde 8,5’ten yüzde 15’e çıkarıldı. Ancak bu artış yüzde 20-40 arasındaki beklentiyi karşılamayınca döviz kuru yükseldi.
Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısından sonra yapılan açıklamada parasal sıkılaştırmanın gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirileceği ifadelerine yer verildi. Açıklamada “Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir” ifadesiyle enflasyondaki yükseliş itiraf edildi.
Böylece daha önce ‘Nas’ diyerek farklı sermaye gruplarına hizmet eden iktidar şimdi de ‘rasyonel’ diyerek farklı sermaye gruplarına hizmet etme kararı aldı. Seçim döneminde kazanmak için kasayı boşaltan iktidar bu faiz kararıyla bütün hamlelerini halkın sırtına yükledi. Bundan sonra enflasyona yüksek faiz, artan borç maliyeti ve işsizlik eşlik edecek.
FAİZİN KARŞISINDAYDI
Kararın ardından AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Faiz sebep, enflasyon sonuç” tezi yeniden gündeme geldi. Sık sık ‘Nas’ vurgusu yapan ve faiz artırımının karşısında olduğunu söyleyen Erdoğan, “Faiz her kötülüğün hem anası hem babasıdır. Faizi savunanla beraber olamam, olmam” ifadelerini kullanmıştı. Seçimlerden sonra ise göreve getirdiği Şimşek’in TCMB ile hızlı şekilde atacağı adımları “kabullendiklerini” söylemiş ancak faiz konusunda görüşlerinin değişmediğini sözlerine eklemişti. Şimşek de göreve gelmesinin ardından “rasyonel politikalara dönüş” vurgusu yapmıştı. Kararın ardından açıklama yapan Şimşek, “Paramızın istikrarlı ve güvenli olması, dolarizasyon belasından kurtulmak için en etkili çözümdür” ifadelerini kullandı.
SADECE BAŞKAN DEĞİŞTİ
Siyasi çıkarları için sık sık para politikasına müdahale eden Erdoğan, işler yolunda gitmediğinde de isim değişikliklerine giderek sorumluluğu üzerinden attı. Seçim sonrası da TCMB’de başkan değişikliğine gidildi.
Son PPK toplantısına kurul üyeleri Hafize Gaye Erkan, Taha Çakmak, Mustafa Duman, Elif Haykır Hobikoğlu, Emrah Şener katıldı. Eski Başkan Kavcıoğlu döneminde faiz indirimlerine imza atan üyeler bu kez tam tersi yönde faiz artışına imza atmış oldu.
YOL HARİTASI KÖRFEZ
PPK öncesi Bakan Şimşek ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) temaslarda bulunmaya gitti. Şimşek’in Yılmaz ile birlikte gitmesi ‘ekonomi yönetiminde tek başına değil’ diye yorumlanırken Reuters haber ajansı temaslar hakkında bilgi sahibi olan iki kaynağa dayandırdığı haberinde, Türkiye’nin görüşmeler neticesinde BAE ve Suudi Arabistan’dan enerji ve savunma alanlarında yatırımlar yapmalarını beklediğini aktardı.
Kaynaklar, seçimlerin geride kalmasıyla Körfez yetkililerinin enerji ve savunma sektörlerine doğrudan yatırımları değerlendirdiğini ancak olası anlaşmalarının büyüklüğü ve zamanın belirsiz olduğunu dile getirdi. Kaynaklardan biri, “Önümüzdeki dönemde özellikle Körfez bölgesinden para girişi bekleniyor” dedi.
Son yıllarda BAE’nin de aralarında bulunduğu dost ülkelerle yaklaşık 28 milyar dolarlık swap anlaşmaları yapıldı. Kurdaki artış bu ülkelerden gelen paralar ile müdahale edilerek baskılanmıştı. Ancak bu paraların dahil edildiği rezervler de seçim döneminde eksiye düştü.