Korkmakta Çok Haklılar

Korkmakta Çok Haklılar
31 Ağustos 2013 10:14

 

Davutoğlu, Suriye’ye müdahale sakızını yeniden çiğnemeye başlayan Batılı kasaplara, ‘Biz de varız!’ demiş…

 

 

Banu AVAR H&H YORUM

Bu millet biliyor: Seni yem olarak ortaya süren de, yumruklarını göğsüne vurarak ‘Esed Esed’ diye kükre emri veren de, ‘beceremedin’ deyip, ‘sınırları erit ki, terör ekiplerimiz, silah ve lojistiği rahat taşısın’ diyen de, ölüm makinalarını Türkiye’nin dört bir yanına yerleştiren de, canilere TC nüfus kağıdı verdirip, maaşa bağlatan da ve şimdi Suriye’ye en ufak bir müdahale imkanı olduğunda aynı anda Türkiye’ye de müdahale edeceği kesin olan da bu bıçağını yaladığın Batılı kasaplardır, azrailin ta kendileridir!

 

Katliamları sadece Suriye’yle sınırlı değildir. Tarihe bak, ya da son 20 yıl da yeter! Afrika’dan Asya’ya, Avrupa’nın göbeği Bosna’dan, Hindikuş dağlarının eteklerine kadar bombalarla oymadıkları yer kaldı mı? Bağdat’ın binlerce yılı yerle yeksan değil mi? Dün Reyhanlı’da ya da Cilvegözü’nde patlayan bombalar neydi!

 

Söyleyelim! ‘Hedeftesin Türkiye!’ işareti!

 

Ölüm onların birincil ‘iş’leridir! Birinci paylaşım savaşında da, ikinci pay kavgalarında da bu ‘iş’i gördüler. Nüfusu azaltıp birbirleriyle itiştiler. Sonra bir araya gelip, kolkola girip, bir üçüncü pay kavgasına kadar sömürdüler. Mideleri boşalmaya başlayınca gurultu ve hırıltıları arttı. Hedef belledikleri ülkelerde, boyunlarını bıçağa uysalca uzatan yönetimler seçtiler. Babalanır gibi olanları deliğe süpürdüler!

 

Şimdi birikmiş su, lavabo deliğine anafor yaparak ve gürültü çıkararak iniyor! AKP yönetimi, deli anaforun kenarında dehşetle her şeyi deliğe süpüren suya bakıyor. İçerisi telaşa düşmüş çatlak sesle dolu; dışarısı 2 sene önceki ‘aslan kaplan’ söyleminden çok uzak. Yüksekten uçan tribünlere yönelik efelenmeler olduğunda, batılı sırtlanlar, sadece, ‘Kellen bıçağımın tam altında, kıpraşma’ diyor.

 

Küresel sırtlanlar yönetimden yana huzursuz değil. Onları endişelendiren bir koca tarih var. İşte o tarih 91 yıl önce bugün yazılmaya başlandı!

 

Uzun zaman sabredip, son anda patlatan bir milletin tarihi. Onlar bunu biliyor. Ve hiç unutmuyor!

 

Bu tarihi yazanlar, 5-10 bin askerden 200 bin asker yaratan bir millettir.

 

Kadın ve çocukları, barakalarda fişek dolduran bir millet!

 

İşçileri Eskişehir demiryolu atölyesinde top yapan bir millet! Düşmana Eskişehir’de mevzilendiği haberi verip, gece karanlığında Afyon’a kayan bir millet.

 

Öğrenci pilotlar Afyon hava sahasına bekçilik etmişti. “Othello Kazım” seyyar cephe tiyatrosu son kez perde demişti. Herkes cephedeydi!..

 

26 Ağustos sabahı Kocatepe’ye geldi! Düşman askeri Afyon’da rehavet içindeydi. Güneşin ilk ışıklarında balodan çıkıp karargahlarına esneyerek dönerken, Afyon ovasında top sesleri yeri göğü dövmeye başladı. Sadece 3 saat sonra 2 tepe dışında tüm hedefler ele geçirilecekti!

 

Yunan ordusu kaçarken her yanı yaktı! Uşak, Alaşehir, Turgutlu, Manisa, alevler altındaydı. Kaçarken önlerine çıkan her şeyi yok etmeye yeminliydiler. Türk ordusu Eylül başında Ödemiş, Salihli, Bozüyük, Bilecik, Akhisar, Balıkesir, Bursa, İzmir’i işgâlden temizledi.

 

Söz verdiği gibi savaşın 14. günü İzmir’deydi.

 

9 Eylül’de Nif’e geldiğinde Nifli kadınlar onu sessizce ve eğilerek karşıladılar. Halide Edip anlatıyor:

 

“Sarılıp dizlerini öptüler. Başörtülerinin ucuyla çizmelerini sildiler. Bir ikisi tozu gözlerine sürdü. Gözlerinden onun çizmelerine göz yaşı damlıyordu. Sonra geçip önünde el bağladılar.”
(Metin Aydoğan – Mustafa Kemâl ve Kurtuluş Savaşı cilt 1)

 

Yaşlı gözlerle ona uzun uzun baktılar. Söz bitmişti. Çok şey yaşanmıştı! Birlikte savaşmışlardı! O başkomutanlarıydı.

 

Artık nefes alabilen hür BİR MİLLET VARDI!

 

Şimdi bu milleti yok etmeye yeminli olanlar ve onların bıçağını yalayan zevat iyi bilsin ki, bu RUH kaybolmadı! Yoksa ne biz, ne bu yazıyı okuyanlar olurdu! Ne ergen gençlerimiz yemeden içmeden sabahlara kadar kurtuluş planları yapardı ne yaşlı ninelerimiz sokaklara çıkardı. Bildiğinizi biliyoruz hainler, korktuğunuzu da!

 

Küresel sırtlanların ağababalarından Morton Abromowitz Ocak 2013’de; “Türkiye ve yönetimi ‘tehlikeli sulardadır’! Türkiye’de yönetim, kontrol edemediği olayların önünde sürüklenmektedir!” dememiş miydi…

Abromowitz, 28 Ocak 2013’de National İnterest’de yayınlanan yazısında:

 

‘ABD Türkiye’nin Suriye ve Irak’ta alacağı tavra müdahil olacaktır’ demişti.

 

‘TÜRKİYE VE ABD’NİN ÇIKARLARI ZITTIR’ demişti!

 

‘Bu durum ABD ile Türkiye’yi KARŞI KARŞIYA getirecektir!’ demişti!

 

ABD politikalarını belirleyen isimlerden biriydi. Amerika’nın Türkiye eski büyükelçisiydi. Kastettiğini birçok kez açıkça da söylemişti: “Türkiye, Suriye ve İran’la beraber ‘kesim sırası’ndadır. Baştakiler halledilmiş ama bu milletten korkulmaktadır!”

 

Ağılın kapısında, bıçaklarına ‘ne güzel ışıldıyor’ diye ‘bakanlar’ı onlar yarattılar. koltuklara oturttular ! Onlardan yana dertleri yok. Sopa bıçak havuç arasında onları oyalarlar..

 

Korkuları ‘Özgürlük benim karakterimdir!’ diyen bozkurtlar! Ve korkmakta çok haklılar!

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Kuklalar ve İrade-i Milliye!
Partiler üstü çözüm
Koro: Tayyip gitsin Gül gelsin