Kokuşmuşluk, utanmazlık, rezillik ve çürüme!..

Kokuşmuşluk, utanmazlık, rezillik ve çürüme!..
9 Aralık 2013 10:07

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, “Saydam ve hesap verilebilir kamu ilkesi”ne rağmen, gümrük uzlaşma tutanaklarını Sayıştay’a vermiyor!.. Yasa göre, gümrüklerden mal geçirenlerin beyanı ile gümrük idaresince yapılan tespit arasında farklılık olması halinde; -ki bu durum çoğunlukla gümrükten mal kaçırma olarak kabul edilir- ödenmesi gereken vergi ve cezalar için uzlaşma komisyonlarında, uzlaşma tutanağı düzenlenerek (1) vergi ve cezasının bir kısmından vazgeçiliyor.

 

Cemil CAN H&H YORUM

 

İşte devletin en yüksek denetleme kurumu olan Sayıştay’dan gizlenmekte olan bu tutanaklardır. Bakanlığın denetimden kaçmayı, Sayıştay’ın “yerindelik” denetimi yapacağı varsayımına dayandırması hiç bir şekilde inandırıcı değildir… Gümrük Kanununun 244. maddesine (2) göre vatandaşın beyanı ile idarece yapılan tespit arasındaki farklılığın kanun hükümlerinin yeterince anlaşılamamasından veya yanlış anlaşılmasından ya da yargı kararları ile idarenin görüş farklılığından kaynaklanması söz konusu olduğunda uzlaşmaya gidiliyor. Bu kapsamda tutulan tutanakların Sayıştay denetiminden kaçırılması, akla gümrüklerde yolsuzluk yapıldığını getirir… Hükümetin bu denetimden kaçınması ise, yolsuzluğun büyüklüğünü gösterir…

 

***

 

Mısır İhvan’ıyla gizli görüşmeler yapan Başbakan’ın danışmanları 90 milyar doları gözlerini kırpmadan bu örgüte verdiler!..(3) Hükümetin Suriye politikasının Türkiye’ye maliyeti ise, boşuna yere ölen insanları katmazsak 10 milyar doları aşmış durumda…(4) Otogaza yapılan zamdan sonra, bir kaç gün arayla, benzine ve mazota da zam yapıldı. Pek yakında doğal gaza da zam geleceği kesin… Sıra AKP mitinglerinde Erdoğan’la birlikte “Beraber yürüdük biz bu yollarda” türküsünü söyleyen asgari ücretliye gelince, hükümetimiz dikenlere takılmış, adım atamıyor!.. DİSK’e göre, 4 kişilik bir ailenin açlık sınırının 1.121, insanca yaşam sınırının 3.544 TL olduğu ülkemizde, 803.68 TL tutarındaki asgari ücrete, sadece ve sadece yüzde 3’lük bir artış öngörülüyor!.. Yani ayda 24 lira!..

 

***

 

Çoğu AKP’ye yakın olan müteahhitleri dolandırmak amacıyla, Türkiye’nin dört bir yanında yapılan 112 acil servislerinin birçoğu için arazileri, AKP’li belediyeler bedelsiz vermiş. Dolandırıcılar, komisyon adı altında istasyon başına 30 bin lira almışlar. Yerel seçimler öncesinde yapımı hızlandırılan ve hükümetin en önemli yatırımı olarak lanse edilecek olan “acil servis” işinin içerisinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın eniştesi Oktay Ferşat ile Spor Bakanı Suat Kılıç’ın kayınpederi Ali Yüksel’in olması ise, müteahhitlerin kolayca dolandırılmasında etkili oldu… Anlaşılıyor ki, yaklaşan yerel seçimlerde AKP’li belediyelerin ve hükümetin icraat olarak göstereceği bir şeyi yok. Bu yüzden olsa gerekir, AKP grup toplantısında, CHP’li belediyenin Eskişehir’de yaptığı işleri hükümetin icraatları imiş gibi gösterdi!.. Halbuki, Erdoğan’ın asıl icraatı; oğlu, kızı, damadının ağabeyi, oğlunun kayınvalidesi, eniştesi ve kızının eltisinin de aralarında bulunduğu, Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV)’in İbn-i Haldun adıyla kuracakları üniversitedir…(5) Bu konudaki yasa tasarısı bile hazırlanıp, TBMM’ne sunulmuştur!.. Ne kaldı geriye, ihtiyaç duyulan 15 milyon dolar. O da vakfın işlettiği 12 ayrı kız yurdundan karşılanacakmış!.. (6) Bu kız yurtlarını aklınızın bir köşesinde tutun. Sonra da kızlı-erkekli yurtlar tartışmasını anımsayın. Başbakan’ın dünyayı ayağa kaldırmasının nedeni kendi kız yurtları olabilir mi acaba? Her neyse söylediğimi anladınız umarım.

 

 

Doğalgaza gelecek zam nedeniyle, bizim bu taraflarda bu kış biraz zor geçecek… Sizin yurtlarda, ham dolsun yakıt sıkıntısı da pek olmaz!.. Biraz ötenizde 3. havalimanı yapılacak olması nedeniyle, toprakları metrekaresi 22 TL’den kamulaştırılmak istenen Yeniköy halkı var. Onlar “topraklarımız gasp ediliyor” diye bağırıyorlarmış… Çok bağırmayın ama, nasılsa bundan sonraki yağmurlarda da beraber ıslanmayacak mıyız?

 

***

 

Vaktiyle müşahit olarak siyasete atılan AKP Milletvekili Mahmut Mücahit Fındıklı, milletvekili seçildikten sonra, Sima İnşaat’taki hisselerini oğlu müteahhit Hasan Fındıklı’ya devretmiş. Sonra da TOKİ’den sahte belge ile 12 milyon 65 bin liralık “Isparta-Gelendost TOKE Toplu İnşaat” işini almışlar… Sahte belge kullandığı için Tahsin Fındıklı hakkında açılan ceza davasında, sahte olduğu ileri sürülen evrakların “aldatma kabiliyeti” olmadığı için beraat kararı verilmiş. Aldatma kabiliyeti olmayan o evraklar, TOKİ yetkililerini acaba nasıl aldatmışlar?.. Hadi bu soruya cevap aramayın bakalım. Sonuçta aldatmak isteyen yandaşlara, sahte evrakları iyi hazırlayamadıkları için ceza verilmemiş tabi. Onu anladık da aldanmak isteyen yandaşlar neden hala aynı yetkilerle koltuklarında oturuyor?..

 

***

 

Japon Milli Günü’nde konuşturulan Emine Erdoğan’a “Burada hangi sıfatla konuşuyorsunuz” diye sorması üzerine, neredeyse linç edilmek istenen Kamer Genç’e, gösterilen bu aşırı tepki, sorusu yüzünden değilmiş meğer. Genç, o günlerde büyük bir yolsuzluğun üzerinde çalışıyormuş… Bodrum’da Cennet Koyu’nda bir gün önce hazine adına kaydedilen 678 bin 963 metrekarelik arazi, üç gün sonra emekliye 2 bin lira kredi vermeyen Ziraat Bankası’nın Kurumsal Şubesi’nden alınan 180 milyon dolar kredi ile 150 milyon dolara Bodrum A.Ş tarafından satın alınmış… (7) Yani Hazinenin parası ile yine Hazinenin arazisi satın alınmış. Üstelik ayni arazi teminat gösterilerek 180 milyon da kredi alınmış. Arazi beleşe geldiği gibi 30 milyon dolar da yandaşların ceplerinde kalmış!.. Devleti adam gibi söğüşlemek buna derim işte!..

 

***

 

Kadir Has Üniversitesi Türkiye Araştırmaları Merkezi tarafından yapılan bir araştırmaya göre, ABD Türkiye ilişkilerini, ankete katılanların yüzde 58.6’sının bakışı olumsuz. Yüzde 32,6’lık bir kısım ise, ABD’yi sömürgeci olarak görüyor. (8) ABD’nin önde gelen düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nün Küresel Ekonomiden Sorumlu Başkan Yardımcısı Kemal Derviş, Kılıçdaroğlu’nun ABD ziyaretini değerlendirirken; “Başbakan da başbakan olmadan önce ABD’ye gitmişti” vurgusunu yapmış, ardından “ABD’nin çok yakın dostuyuz” diyerek, olumsuz algıyı değiştirmek için üzerine düşeni yapmıştır… Gezisinin son gününde Washington’daki temasları ile ilgili olarak gazetecilere değerlendirme yapan Kılıçdaroğlu, hiç geri kalır mı. O da BOP’un bugün için geçerli olmadığını savunarak, görevini yapmıştır!.. Kılıçdaroğlu, BOP’un geçerli olmadığı gibi son derece iddialı bir sözü nere dayanarak söylüyor acaba? Kalıbımı basarım CHP Genel Başkanı’nın ağzından çıkan bu sözlerin, çok daha yumuşatılmışını ABD’li bir yetkiliden duyamazsınız!.. “Açılım”a destek vermeyi, İsrail ile sıcak ilişkilere işaret etmeyi de yukarıdakilere eklediniz mi, ABD’ye verilen mesaj, ayan beyan ortaya çıkmaktadır. Her ne kadar düşük seviyeli görüşmeler sonunda bu sözler söylenmiş ise de, Kılıçdaroğlu ABD yönetimine: Vakti gelir de Erdoğan’ı deliğe süpürürseniz eğer, ondan boşalan yeri doldurmaya hazırım mesajını vermiştir!.. ABD’ye giderken ulusalcı medyaya ambargo koyma nedeni, demek ki bu mesajı Türk kamuoyundan gizlemekmiş!.. Bakmış olmuyor, hazret açıktan Amerikancı kesilmiş!..

 

***

 

25 Ağustos 2004’te MGK’da alınan 481 nolu ve altında Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve diğer hükümet yetkililerinin imzası bulunan Cemaat’le mücadele kararının, ara karara rağmen, usul kuralları çiğnenerek, mahkemeye getirtilmediği ortaya çıktı… MGK kararının Taraf gazetesinde yayınlanması ile Balyoz, Ergenekon, Askeri Casusluk gibi çöken davaların, hukuki değil, siyasi davalar oldukları bir kez daha kanıtlanmıştır… Erdoğan’a geri adım attırıldıktan sonra, savcılık bavulcu gazeteci Mehmet Baransu hakkında, devlet güvenliğine ilişkin belgeleri temin etmek ve açıklamak suçlaması ile 43 yıla kadar hapis istemi ile soruşturma başlatmıştır… Güya bu dava ile berabere kalmışlık mesajı verilecek!.. Bu arada Anayasa Mahkemesi, CHP Milletvekili Mustafa Balbay’ın uzun tutukluluk nedeniyle “siyasi haklarının ihlal edildiği” sonucuna vardı. Can simidi değerinde olan bu karar ile asıl tutuklu milletvekilleri değil, hükümet kurtarılacaktır!.. Zira 481 nolu MGK kararının altından Erdoğan hükümeti kolay kolay kalkamayacaktı…

 

Kumburgaz’da bir villada yakalanan büyük abi Yardımcı İstihbarat Elemanı Erhan Tuncel, Baransu’dan aşağı kalacak değildi herhalde. O da zamanlamasını iyi yapmış ve bavulunu açmıştır. Tuncel, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetinin arkasında “Ramazan Akyürek çetesi var” demiş… Erhan Tuncel’in suçladığı isimlerden, eski Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Sabrı Uzun, Tuncel’i doğruladıktan sonra, “Hrant Dink’i vuracaklar” yazılı raporun kendisinden gizlendiğini ileri sürmüştür!.. Bu açıklamalardan sonra, Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın yeni bir soruşturma başlatması gerekiyor… Teftiş Kurulu Başkanı ise, soruşturulacak olanların başında gelen Ramazan Akyürek’tir. Soruşturmanın selameti bakımından görevden alınması zorunlu mu değil mi göreceğiz!.. Bakalım hükümet, Akyürek kadar “yürekli” midir?..

 

Av. Cemil Can

 

 

DİPNOTLAR:

(1) Gümrük Uzlaşma Yönetmeliği, Madde 4: Beyan ile gümrük idaresince yapılan tespit sonucunda belirlenen veya gümrük idaresince tespit edilmesinden önce beyan sahebince bildirilen farklılıklara ilişkin tebliğ edileng ümrük vergileri alacakları ile Kanunda ve ilgili diğer kanunlarda öngörülen cezaların tümü uzlaşma kapsamındadır.

http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2011/08/20110827-16.htm

 

(2) Gümrük Kanunu, Madde 244: Beyan ile gümrük idaresince yapılan tespit sonucunda belirlenen farklılıklara ilişkin tebliğ edilen gümrük vergileri alacakları ile bu Kanunda ve ilgili diğer kanunlarda öngörülen cezalar hakkında; yükümlülük veya ceza muhatabı tarafından, söz konusu eksiklik veya aykırılıkların kanun hükümlerine yeterince nüfuz edememekten veya kanun hükümlerini yanlış yorumlamaktan kaynaklandığının veya yargı kararları ile idarenin ihtilaf konusu olayda görüş farklılığının olduğunun ileri sürülmesi durumunda, idare bu maddede yer alan hükümler çerçevesinde yükümlüler veya cezanın muhatabı ile uzlaşabilir. Uzlaşma talebi, tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde, henüz itiraz başvurusu yapılmamış gümrük vergileri ve cezalar için yapılır. Uzlaşma talebinde bulunulması halinde, itiraz veya dava açma süresi durur, uzlaşmanın vaki olmaması veya temin edilememesi halinde süre kaldığı yerden işlemeye başlar, ancak sürenin bitimine üç günden az kalmış olması halinde süre üç gün uzar. Uzlaşmanın vaki olmaması veya temin edilememesi halinde yeniden uzlaşma talebinde bulunulamaz.

http://www.orgtr.org/tr/gumruk-kanunu-madde-242245

 

(3) http://www.aydinlikgazete.com/mansetler/28400-akp-ihvana-90-milyon-dolar-aktardi.html

 

(4) http://www.sariyertimes.com/savasmadan-turkiyenin-suriye-aarari-10-milyar-dolar/

 

(5) http://www.gazeteport.com.tr/haber/153199/erdogan-ailesi-universite-kuruyor

 

(6) http://www.gazeteport.com.tr/haber/153328/yeni-universiteye-15-milyon

 

(7) http://www.aydinlikgazete.com/mansetler/28370-kamer-genc-acikladi-hazine-arazisi-yandasa-bedava.html

 

(8) http://www.khas.edu.tr/news/950/1278/Kadir-Has-ueniversitesi-nden-Dis-Politika-Anketi.html

 

 

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
‘Bağımsızlık’ mı ‘hırsızlık’ mı?!..
Devletin ‘özel’i olmaz!..
‘Cesaret ödülü’nün bedeli!..