CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Yalova’daki grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından başlıklar şöyle:

 

 

“Mustafa Kemal Atatürk’ün şehrindeyim. Sakın ola ki hiç kimse umutsuz olmasın.

 
Bir ahdim var bu ülkede hiçbir çocuk yatağa aç girmesin, bir ahdim var hiç kimse inancı dolayısıyla ötekileştirilmesin.

Şu anda Türkiye’yi yönetenler ülkenin sorunlarını bilmiyorlar, sorunlara kilitlenmiyorlar. Saraylarda yaşıyorlar. Saraylarda yaşayıp halktan kopuk olan insanlar halkın sorununu bilemezler, halkın sorununu çözemez.

Sarayda yaşayanların politikası şu, altta kalanın canı çıksın. Erdoğan’ın ve arkadaşlarının izlediği ekonomik politikanın temel felsefesi bu. Bunu yapmayacağız. Hiç kimse bu topraklarda altta kalmayacak. Herkes düşüncesini özgürce ifade edecek.

Sık sık beşli çetelerden söz ederim. Ve beşli çetelerin bu ülkeye açtığı felaketlerden de söz ederim. Beş şirkete son 18 yılda 203 milyar 700 milyon dolarlık iş verildi.

Bunlar paralarını da İngiltere’ye, vergi cennetlerine götürdüler. Sanıyorlar ki Kılıçdaroğlu gelirse biz kurtaracağız. Sözüm söz, tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunacağım. O paraların tamamını millete getireceğim. Bunlara bir de gelir garantisi veriyorlar.

Bu memleketin nasıl soyulduğunu herkesin bilmesi lazım.

Bunlar paralarını da İngiltere’ye, vergi cennetlerine götürdüler. Sanıyorlar ki Kılıçdaroğlu gelirse biz kurtaracağız. Sözüm söz, tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunacağım. O paraların tamamını millete getireceğim. Bunlara bir de gelir garantisi veriyorlar.
Bu memleketin nasıl soyulduğunu herkesin bilmesi lazım. 25 yıllık garanti vermişler şehir hastanesine. 25 milyar dolar. 12 milyar liraya yapıyorsun, 25 milyar dolar para kazanıyorsun. Böyle bir pazarlık olur mu?

25 milyar doları kim ödeyecek, 85 milyon ödeyecek. Çözeceğiz bu işi. Yavuz Sultan Selim Köprüsü, yapı maliyeti 3.3. milyar dolar… Eyvallah, verilen garanti ne kadar 9 milyar dolar.

Şimdi sesleniyorum. Diyebilirler ki ‘Ey Bay Kemal sen doğruları söylemiyorsun’ Ben de açık ve net söylüyorum. Eğer yüreğin varsa televizyonda karşıma çıkarsın, sana ders veririm. Kabahati var, çıkamaz.