Kılıçdaroğlu: ‘AKP derin devletini oluşturdu’

Kılıçdaroğlu: ‘AKP derin devletini oluşturdu’
16 Ağustos 2013 20:02

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Nevşehir’in Hacıbektaş ilçesinde düzenlenen 50. Ulusal 24. Uluslararası Hacı Bektaş-ı Veli Anma Kültür ve Sanat Etkinliklerine katıldı.

Kılıçdaroğlu dönüş yolunda, Kırıkkale’de bir dinlenme tesisinde yediği yemeğin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

“ŞİDDETE YÖNELİK SALDIRIYI KABUL ETMEK DOĞRU DEĞİL”

Başbakan Yardımcısı Bozdağ’a saldırıyla ilgili soruya Kılıçdaroğlu, olayın çok üzücü olduğunu ifade ederek, anma etkinliklerinde sağduyunun egemen olması gerektiğini vurguladı.

Kılıçdaroğlu, “İnsanlar bir partiyi beğenirler ve ya beğenmezler ama şiddete yönelik saldırıyı kabul etmek doğru değil. Kaldı ki Hacı Bektaş-ı Veli’nin ‘İncinsen de incitme’ diye bir sözü var. Oraya bir Sayın Bakan gelmiş, hükümet adına gelmiş konuşma yapıyor, herkesin sakin dinlemesi gerekiyor. Beğenmedim diye şiddet uygulamak, protesto etmek Hacı Bektaş da doğru değil” diye konuştu.

“CUMHURBAŞKANINA GİDEN BELGELER, İSTİHBARATLAR FARKLIDIR”

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün CHP Milletvekillerinin fişlendiği iddialarıyla ilgili açıklamalarının hatırlatılması üzerine de “Sayın Cumhurbaşkanına giden istihbarat raporlarında CHP Milletvekilleriyle ilgili fişleme belgelerinin olmamasını doğal karşılamamız gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanına giden belgeler, istihbaratlar farklıdır.

Biz zaten devletin yani derin devletin, yani yasa dışı devletin, yasal bir olay yaptığına inanmıyoruz ki. Milletvekillerinin izlendiği doğru mu? Doğru. Fişlendiği doğru mu? Doğru. Bizim telefonlarımızın dinlendiği doğru mu? Doğru. Bunlar yasa dışı işlemler zaten. Hukuk devletinde olmaması gereken işler. Bunun belirtileri var mı? Elbette var” diye konuştu.

“MİT’E YAKIŞMIYOR”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin grup toplantısında ‘Ey Kılıçdaroğlu, ben senin nefes alışını takip ediyorum’ dediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Herhalde benim yanımda durup da benim nefesini takip edecek hali yok. Nasıl yapıyor bunu? Doğrudan kendisine bağlı, istihbarat kurulunu harekete geçirerek yapıyor bunu. MİT’e yakışmıyor, devlete yakışmıyor bu. Derin devlet dediğimiz olay budur. Devleti yasa dışı alanın içine çektiğiniz andan itibaren orada bizim kabul etmediğimiz, derin devlet yapılanması oluşur. AKP şu anda kendi derin devletini oluşturmuş durumda, bizi takip ediyor” diye konuştu.

Benzer bir olayda Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, “Biz devleti yönetiyoruz. Bize istihbarat geliyor” dediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Devlet istihbaratla yönetilmez. Devletin hukukun üstünlüğü kuralları içerisinde yönetilir. Devlet saydam şekilde yönetilir. Gün ışığında yönetim bir kavram var. Siz kalkıyorsunuz insanları gizli gizli izliyorsunuz, takip ediyorsunuz. Sayın Başbakan bunun çok işaretlerini verdi. En son yaptığı konuşma da böyle. Soruyorlar Sayın Başbakan’a, yapması gereken nedir? ‘Böyle bir şeye asla izin vermem, derhal soruşturma açtım. Eğer yapanları bulursam, yasal olarak ne gerekiyorsa sonuna kadar yapacağım’ demesi gerekir. Ama ‘Efendim biz de zamanında izlendik, fişlendik’ diyor. Bu ne demektir? Yasa dışı izlemeye ve fişlemeye meşruiyet kazandırmak demektir. Bunun yeteri kadar kamuoyunda tartışılmaması gerçekten üzüntü verici bir olaydır” diye konuştu.

“ŞIK BİR YORUM DEĞİL”

Fişlemelerle ilgili “MİT yalanladı” dendiğini de belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“Ne yapsın, yasa dışı bir olayı ben yaptım diyebilir mi? Diyemez. Doğal olarak yalanlayacaktır zaten. Ama biz derin devletin dün bugün, ne yaptığını gayet iyi biliyoruz. Yıllarını bürokrasiye veren devleti tanıyan bir kişi olarak söylüyorum ben bunu; bunlar doğru değil. İlçe başkanlarımıza bakın onlar bile konuşurken, ‘Acaba telefonlarımız dinleniyor mu?’ diye kaygı içerisindeler. Nitekim bir yerde bir böcek bulundu. Sayın Başbakan ‘Beni de dinlediler’ diyor. Eğer seni dinlediler ve sen bunu biliyorsan ve ortaya çıkaramıyorsan. Sen bu ülkeyi nasıl yöneteceksin. Bir Başbakan ‘Beni dinliyorlar’ diye şikayette bulunacak ama faillerini ortaya çıkarmaya gücü yetmeyecek. O zaman kimse kusura bakmasın, o sağlıklı olarak ülkeyi yönetemez. Kendisini dinleyen varsa faillerini bulacak. Yargının önüne çıkaracak. Herkese de ders olacak. ‘Bir daha bunu yapamazsınız’ diyecek. Ama şimdi ‘Beni de dinliyorlardı. Sizi de dinleyebilirler’ anlamında yorum yapıyor, şık bir yorum değil. Doğru bir yorum değil.”

“GÜVENLİK SORUNU VAR DİYE GİTMEZSEK DOĞRUYU YAPMAMIŞ OLURUZ”

Kılıçdaroğlu, Irak ziyaretinin hatırlatılarak, “Dışişleri Bakanlığı güvenlik uyarısı yaptı ne diyeceksiniz?” sorusuna da şu yanıtı verdi:

“Bölgenin genelinde güvenlik sorunu var. Ama biz Irak’a, Türkiye Irak halklarının kardeş olduğunu, hükümetler arasında zaman zaman ortaya çıkan gerginliklerin iki halkı bir birinden ayıramayacağını ifade etmek için gidiyoruz. Orada çok sayıda işadamımız var. Birilerinin onlara destek olması lazım. Biz ülkemizin çıkarlarını her şeyin üzerinde tutarız. Orada güvenlik sorunu var diye gitmezsek doğruyu yapmamış oluruz. Daha fazla gitmeliyiz. Daha fazla konuşmalı, dertleşmeliyiz. İki ülke halkının kardeş olduğunu ortak kültürümüzün ve ortak tarihimizin olduğunu onlar da biliyorlar, biz de biliyoruz. Karşılıklı bunları anlatmalıyız.”