Kıbrıs Türkünün ölümsüz önderi KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı saygı ve özlemle anıyoruz!

Kıbrıs Türkünün ölümsüz önderi KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı saygı ve özlemle anıyoruz!
13 Ocak 2022 12:11

KKTC’nin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın vefatının 10. yıl dönümünde minnet ve rahmetle anıyoruz.

 

 

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurucusu, Merhum Cumhurbaşkanı Raif Rauf DENKTAŞ’ ı vefatının 10. yılında Halkın Habercisi ailesi olarak saygı ve rahmetle anıyoruz.

 

 

 

RAUF DENKTAŞ KİMDİR?

 

 

 

27 Ocak 1924’da Kıbrıs’ın batı kıyısında yer alan Baf kentinde doğmuştur. Sadece 1.5 yaşındayeken annesini yitiren Rauf Denktaş’ı anneannesi ve babaannesi büyütmüştür. 1930 yılında okumak için İstanbul’a gönderilen Rauf Denktaş Fevzi Ati Lisesi’ne kaydolmuştur. Ortaokulun ardından Kıbrıs’a dönen Denktaş 1941 yılında Lefkoşa İngiliz Okulu’dan mezun oldu. Mezuniyetini takiben Halkın Sesi gazetesinde yazılar yazmaya başladı. Daha sonra bir süre Mağusa’da tercümanlık, mahkemelerde memurluk ve İngiliz Okulu’nda öğretmenlik yaptı. 1944 yılında hukuk eğitimi için Lincoln’s Inn’de okumak üzere Birleşik Krallık’a gitti. 1947 yılında adaya döndü ve avukatlığa başladı. Sonraları savcılığa geçti ve 1956 yılında başsavcılığa yükseldi.

 

 

KIBRIS MÜCADELESİ

 

 

27 Kasım 1948 tarihinde Kıbrıs Türklerinin düzenlediği ilk mitingde Fazıl Küçük ile beraber hatiplik yaptı ve burada 24 yaşındayken ilk kez halka seslendi. Türk cemaatinin iki önemli ismi Faiz Kaymak ve Fazıl Küçük arasında ara bulucu rolünü üstlenip toplumun çıkarlarının takipçisi oldu. Faiz Kaymak’ın teklifi ve Fazıl Küçük’ün tasvibiyle Kıbrıs Türk Kurumlar Federasyonu Kongresi’nde başkanlığa seçildi. Savcılık görevinden emeklilik hakkını kazanmasına altı ay kala, Birleşik Krallık yönetimini zorlukla ikna ederek istifa etti ve cemaat sorunlarıyla uğraşmaya başladı. 1949 yılı yaz aylarında avukatlık yapmaya başladı. Yine aynı yıl Aydın Hanım’la evlendi. 1955 yılında terörist bir hüviyete bürünen Enosisle mücadelede ve EOKA karşısında Kıbrıs Türklerinin direnişine yön verdi. 1958 yılında hükumetteki görevinden istifa etti. Arkadaşlarıyla 1 Ağustos 1958 tarihinde Türk Mukavemet Teşkilatı’nı (TMT) kurdu.

 

 

1958 yılında Rum tedhişçiler, Türk köylerine saldırınca, Türkler de bu olayları protesto etti. Zürih-Londra antlaşmaları öncesinde Fazıl Küçük ile birlikte Ankara’ya Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ile görüşmeye gitti. Bu görüşmede adaya Türk askerinin gönderilmesi teklifini dile getirdi. 1959 Zürih ve Londra Antlaşmaları ile, 1960 Antlaşmaları ve Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’nın hazırlanmasında çaba gösterdi. Aynı yıl Türk Cemaat Meclisi üyeliği ve Türk Cemaati İcra Komitesi Başkanlığı’na seçildi. 16 Ağustos 1960 tarihinde 650 kişilik Türk Alayı Magosa Limanı’na ayak bastı. 1963 olaylarından sonra temaslarda bulunmak üzere Ankara’ya gitti. Temaslarını tamamlayarak bir sandalla Kıbrıs’a geçti ve Türk direnişini örgütlemeye başladı.

 

 

1964 Londra Konferansı’ndan sonra Makarios tarafından istenmeyen adam ilan edildi. Kıbrıs’a girmesi yasaklandı. Gizlice Erenköy’e çıkarak savaşa katıldı. 1967 yılında adaya gizlice girerken tutuklandı. Yoğun girişimler sonucu Türkiye’ye iade edildi. 1968 yılında adaya giriş yasağı kaldırılınca Kıbrıs’a döndü.

 

 
SİYASETE ADIM ATIŞ

 

 

1970 seçimlerinde Türk Cemaat Meclisi Başkanlığı’na seçildi. 18 Şubat 1973 tarihinde Fazıl Küçük görevinden ayrılması üzerine Kıbrıs Cumhurbaşkanı Yardımcısı seçildi. Bu görevinden 28 Şubat 1973 tarihinde istifa etti ve aynı gün Kıbrıs Türk Yönetimi Başkanı seçildi. Kıbrıs Harekâtı’nın ardından 13 Şubat 1975 tarihinde Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin ilanından sonra devlet ve meclis başkanı görevlerini de yürüttü ve anayasa uyarınca 1976 yılında yapılan ilk genel seçimlerde devlet başkanlığına seçildi. 1981 yılında ikinci kez devlet başkanı oldu. 15 Kasım 1983 tarihinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanından sonra tekrar cumhurbaşkanlığına seçildi. 22 Nisan 1990 tarihinde yapılan erken seçimde ikinci kez cumhurbaşkanı seçildi. 1995’teki seçimlerde de cumhurbaşkanı seçildi. 2000 yılındaki seçimlerde %43.67 oranında oy aldı ve seçim ikinci tura kaldı; ama ikinci tura kalan diğer aday olan Derviş Eroğlu’nun çekilmesi üzerine seçimden galip olarak çıktı. 2004 yılında BM genel sekreteri Kofi Annan’ın Kıbrıs Sorunu’nun çözümü için hazırladığı Annan Planı’na karşı çıktı, buna rağmen plan Kıbrıslı Türkler tarafından kabul edilse de Kıbrıslı Rumların reddetmesi üzerine hayata geçmedi. 17 Nisan 2005 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmadı ve 24 Nisan 2005 tarihinde görevi yeni seçilen cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’a devretti.

 

 

RAUF DENKTAŞ’TAN ALINTILAR

 

 

Başta Kıbrıs mücadelesine dair olmak üzere Rauf Denktaş’ın çok sayıda eseri bulunmaktadır. Denktaş bu eserlerinde Kıbrıs’taki mücadele yılları ve Türk milliyetçiliğine dair duygularını ve görüşlerini paylaşmıştır. İşte Rauf Denktaş’tan tarihe geçen alıntılar:

 

 

 

– Halkımla olmak, Mücahitlerle omuz omuza mücadele etmek benim için en büyük mutluluk… Acılarımı yüreğime gömdüm… Geriye bakacak zamanımız yok… Önümüzde zorlu ve çetin bir yol, başarıya ulaştırılması gereken soylu bir mücadele var… 1968 yılının bu son gününde Tanrımdan yine tek bir dileğim var; “Şehitlerimizden emanet aldığımız mücadelemizde bize güç ver… bu küçük vatan parçasında bayrağımız inmesin, ezan sesleri dinmesin…

– Haklı bir hedef için sağlam irade ve ulusal, gerçekçi bir vizyon için keskin bir zeka lazım. Hak ve hürriyet konularında, egemenliği, devleti koruma gereği karşısında direnme gücü, boyun eğmeme kararlılığı gerekir.

– Hayatta en tahammül edemediği şeyin yalan olduğunu söyleyen Denktaş, 35 yaşında bir trafik kazasında kaybettiği oğlu Raif Denktaş için yazdığı “Oğluma Öğütlerim” isimli şiirinde aslında kendini anlatmaktaydı:

 

 

“Saat gibi durmadan, gece gündüz çalışan insanlar mesut olur,
Yalana sapma sakın, düşmanlarından sakın,
Çalış uğraş durmadan, bir gün olursun adam”

 

 

– Kültürüyle, diliyle, tarihiyle ve tüm benliğiyle Türk olduğunu söyleyen Denktaş’ın kökü Orta Asya’dan gelmekteydi. Denktaş, bu yüzden “Kıbrıslı Türk” ifadesini hakaret olarak algılardı. “Benim bir devletim ve anavatanım var. Kıbrıs kültürüymüş, Kıbrıslı Türk’müş, Kıbrıslı Rum’muş, Ortak Cumhuriyetmiş, hepsi boş laflar. Onların Yunanistan’ı bizim de Türkiye’miz varken, neden aynı cumhuriyet çatısı altında yaşayalım” diyen Denktaş, “Kıbrıslı Türk de yoktur, Kıbrıslı Rum da, Kıbrıslı da yoktur”

 

 

– Denktaş gitti diye bu halk Rum’a bağlanacak değil. Direnecek, dayanacak, Milli Dava’yı savunacak. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.

– Atatürk’ün Nutuk’u Denktaş’ın başucu kitabıydı. Politikalarını oluştururken esas aldığı Nutuk’u Denktaş şöyle anlatır: “Nutuk’u babam ölmeden kısa bir süre önce 17 yaşında okudum. Nutuk’un her iki cildi de var bende… Almak zorunda aldığı kararları neden aldı? (Atatürk’ü kastederek) Onu görüyorsunuz. Aklında bir vizyon var. Ama tümünü açıklamıyor etrafına. Cumhuriyet ilan edeceğini aklına çok evvelden koymuş. Okuduğunuzda şunu öğreniyorsunuz. Stratejist bir hedefe varacaksa tümünü derhal açıklamaz. Çünkü onu engelleyici kuvvetler derhal harekete geçer. Dolayısıyla ilk adımlar herkesin kabul edebileceği ya da karşı gelemeyeceği adımlar olur. O adımlarla sizi öyle bir yere getiriyor ki, ikinci adımı attığında birinci adımda söylemiş olsaydı karşıtı çok olacaktı, ama birinci adım hazmedildiği için karşıtı az veya çok. Nutuk’tan etkilendim…