Keyfine göre suçlama

Keyfine göre suçlama
9 Haziran 2020 12:55

Bu sabah beton gibi Alman Ceza Hukuku okudum. Hem ceza hukuku, hem Almanca, düşünün yani.

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

Alman ceza hukuku AİHM hukuku ile konform. O nedenle ordan okudum.

 

Ne okudum…

 

Gazetecilik ve gizli devlet sırrı.

 

Neden okudum.

 

Gazeteciler İsmail Dükel ve Müyesser Yıldız devlet sırları ile casusluk suçlamasıyla gözaltına alındığı için.

 

Şimdi önce…

 

Casusluk ve devlet sırrını öğrenme/ifşa etme birbirinden tamamen farklı durumlar

 

Casusluk, bir Türk gazetecinin askeri bilgileri bir Türk Ordusu askerinden öğrenip, onu başka ülke gizli servislerine vs. iletmek demek.

 

Bu durumun bu iki gazetecinin durumuna uymadığı şimdiden belli.

 

Eğer onlar bir başka devlete askeri sır vermiş olsalardı bunu biz çoktan hükümet medyasından belgesi ile öğrenmiştik.

 

Bu iki gazetecinin durumu, çerçeve olarak gizli askeri/devlet bilgilerini öğrenmek olarak değerlendirilebilir.

 

Alman ceza hukukunda (bu arada nerde bizim iri hukukçular, onlar anlatsaydı, ben sabah sabah beton gibi Alman ceza hukuku okumaz, işlerime bakardım) devlet sırrı ve gazetecilik şu şekilde, özetliyorum…

 

Bir gazetecinin devlet sırlarını araştırıp, öğrenmesi veya yazması prensip olarak ceza hukuku yaptırımlarına tabii.

 

Ancak şöyle bir denge gözetiyor Alman ceza hukuku…

 

Eğer konu önemliyse kamuoyu açısından, toplumun genel çıkarlarını ilgilendiren bir durum varsa, bu durumda basın özgürlüğü devlet sırlarının üzerinde kabul edilir ve gazeteciye devlet sırrı gerekçesi ile ceza tatbik edilemez.

 

Şimdi, tabii ceza hukuku teorisi ancak bağımsız ve siyasi müdahaleden uzak bir yargı varsa bir anlam ifade eder.

 

Bu bizde yok.

 

Ama biz yine de prensibe bakalım.

 

İsmail Dükel somut olarak neyle suçlanıyor, bilmiyorum.

 

Müyesser Yıldız konusu ama şu…

 

Müyesser Yıldız iddianamedeki haliyle 6 aydır İstanbul’da görev yapan yetkili bir subayla telefonda konuşuyor.

 

Bu subay Müyesser Yıldız’a Libya ve Suriye’deki askeri faaliyet hakkında bazı bilgiler veriyor.

 

Bilgilerin mahiyeti nedir bilmiyoruz.

 

Müyesser Yıldız aldığı bilgileri yazmıyor.

 

Sebebi anlaşılır bunun, zira yazarsa hükümet bu bilgiyi nerden aldığını anlar.

 

Gazetecilikte bu olur, şöyle ki devlet sırrı değil, her konuda biri, bir gazeteciye bir şey anlatır.

 

Ama bilgi o kadar spesifiktir ki, gazeteci bunu yazarsa o bilginin kaynağı hemen bilgi olur.

 

Gazeteci bu durumlarda yazmayabilir.

 

E, o zaman neden sorar bunları yazmayacaksa?

 

İlerde yazmak için veya kitap yazmak için ilerde. Veya bu bilgilerden yola çıkarak başka hususları anlamaya çalışır bu konuyla ilgili.

 

Yani Müyesser Yıldız neden bunları öğrendi de, yazmadı diye suçlanamaz.

 

Şimdi, bir de, bu olayın bütününden şunu anlamak mümkün.

 

Müyesser Yıldız’a bu bilgileri veren subay muhtemelen hükümetin Suriye ve Libya’da yaptıklarını yanlış buluyor ve muhtemeldir ki Atatürkçü denilen asker kesiminden.

 

Yani, burada esasen siyasal bir tutum var.

 

Ama tüm bunlardan ne casusluk çıkar, ne vatana ihanet.

 

İdari yaptırımı var mıdır? Olabilir ama asker açısından. Amiri onu o görevden alabilir.

 

Gazeteci ama suçlanamaz bundan dolayı.

 

Esasen uzun yıllar Avrupa devletlerini takip ettiğim için şunu da biliyorum…

 

Avrupa orduları içinde de mevcut hükümetin politikasını beğenmeyen ve bu konuda gizliden veya açıktan konuşan asker ve polisler oluyor.

 

Ama bunlara asla vatan haini muamelesi yapılmıyor.

 

Neticede bu da devleti koruyan bir görevli, olayları bizzat içerden görüyor, biliyor ve ülkesi için iyi olmadığını düşündüğü şeyler görebiliyor ve onun da bir beyni ve fikirleri var.

 

Bunu şeytanlaştırmak olmaz ki.

 

Hükümet olarak seni çok rahatsız ediyorsa, alır başka bir göreve atarsın ama bu şeytan muamelesi nedir ya…

 

Casus, vatan haini, bu lafları kullanmak nasıl bu kadar kolay olabilir…

 

Olmamalı.

 

Hülasası bu casusluk suçlamasından bir nane çıkmaz.

 

Başka bir kulp takıp, ordan hapse tıkarlar mı?

 

Bunu önümüzdeki zaman gösterir ancak bu daha ziyade bir kulak çekme aksiyonuna benziyor.

 

Çünkü casusluk suçlamasının altını dolduracak bir delil ellerinde yok, olsaydı bunu duymuş olurduk şu ana kadar.

 

Fakay yine de bu iki gazeteciyi bir müddet hapiste tutarak içlerini serinletmeye çalışabilirler.

 

 

Safile USUL Twitter

 

 


Yazarın Son Yazıları:
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı
Didik didik bir şey aramışlar