Karadayı’yı çok istemişler
4 Ocak 2013 00:00

Genelkurmay eski Başkanı Hakkı Karadayı’nın dün sabah gözaltına alınmasının akıllara getirdiği ilk soru, Hükümet’in Ergenekon dalgalarının devam mı edeceği oldu.

Safile USUL H&H YORUM

İlk bakışta görünen o ki, yeni Ergenekon dalgalarına hazır değil Hükümet.

Kanımca bu konuda hala kararsız olmakla birlikte devam etmeme seçeneğine daha yakınlar.

Çünkü yeni dalgalar 2007 ve 2008’deki ilk dalgalar kadar kolay değil.

Hem iç kamuoyu hem de dış kamuoyu açısından destekleri azaldı bu anlamda ve sürekli germek bu dönemde Hükümet için çok daha riskli.

En azından toplumsal tepkiler bu dönemde daha güçlü olabilir.

Karadayı’nın gözaltına alınmasının sebebi ise, daha ziyade Çevik Bir’in, “Bana o emir verdi.” konusunda ısrarcı olması ve de…

Hükümet’in yandaş intikamcılarının Karadayı’nın hapse girmesini çok istiyor olması.

Karadayı onlar için 28 Şubat’ı temsil ediyor ve buna yönelik bir kana kan, intikam istiyorlar.

Bunlar aynı zamanda Hükümetin “ezik” evlatları.

Ne demek istediğimi açıklayayım.

Dünkü Star’ın internet versiyonunda Hürriyet temsilcisi Metehan Demir’e hitaben şöyle bir manşet vardı…

“Kehanet değil Metehan Demir, gazetecilik yaptık.”

Metehan Demir Karadayı gözaltına alınınca, “Gerçi bazı gazeteciler kehanette bulunmuştu ama ben beklemiyordum böyle bir olay” demiş ve Star’da da buna cevaben bu manşet atılmış.

Star 29 Aralık’ta, “Çevik Bir’in isyanı büyüyor.” şeklinde ve, “Karadayı da tutuklanmalı” anlamında bir manşet atmış ve de savcının Karadayı’yı gözaltına almak için yılbaşını geçene kadar vakte ihtiyacı olacağını da “öngörmüş.”

Ayrıca bakın…

Dün Karadayı’ya ait bir gözaltı fotoğrafı vardı; yanında polisler Ankara’da Savcılığı’nda bir koridorda yürüyorlar; bu fotoğraf örneğin sadece Star’da vardı ama mesela merkez medya denen kesimde yoktu.

Neden? Yandaş basın gazetecilik patlaması yaşadığı için mi, hayır?

Beraber çalışıyorlar savcılarla ve polisle de, ondan.

Embedded özel yetkili gazeteciler yani.

Onu diyordum, ezik yandaşlar, ezik yandaş gazeteciler yani…

Vakti zamanında kendilerini medyadan dışlanmış görenler, 28 Şubat’ın merkez medyayı koruduğunu ama onlara gazeteci sıfatı için imkan tanımadığını düşününenler…

İşte, onlar Karadayı’nın hapse girmesini kendilerine yakın polis ve savcılar gibi çok istemişe benziyorlar.

O zamanlar merkez medya harikulade doğru davrandı diyemez kimse ama gazeteciysen intikam peşinde koşacağına, embedded özel yetkili gazeteci olacağına, adam ol, gazetecilik yap.

Geçmişte Türkiye’de binlerce öğrenci hapislerde çürüdü, öldü, yüzbinlerce insanın hayatı kaydı; onlar intikam için alçaldılar mı mesela veya intikam için embedded alçak haline geldiler mi?

Yollarına devam ettiler…

Sen de yoluna devam et, adam ol; ihbarcı olma, özel yetkili olma, yetkisiz ol, varsa bir ahlaki ve düşünsel gücün onunla var ol.

Hem de, intikam Türkiye Cumhuriyeti tarihinde sana ait bir ayrıcalık mı?

12 Eylül’ün solcuları ve ülkücüleri intikam için bir hükümetin eteğinin altına girip, yandaş basın kurup, adam ihbar ettiler mi? Ha, cevap ver!

Hem niye intikam peşinde koşuyorsun, embedded gazetenin siyasi haberleri intikam peşinde ama sosyal ve magazin haberleri laik medya kopyası.

Bırak toplum kendi mecrasında aksın, herkes gerekli dersleri çıkarsın, sen de laik medyanın gücünü içselleştir.

O modellediğin yolda sen de devam et, rekabet et.

İhbarcılıktan, jurnalcilikten başka beslenecek ekmeğin yok mu yoksa?

Veya, illa yakanda özel yetkili gazeteci sıfatı mı lazım.

Neyse, onu diyordum…

Ergenekon dalgaları, örneğin 28 Şubat döneminin çeşitli kişileri vs. dalgalar halinde tutuklanır mı sorusuna çok ihtiyatlı bir biçimde, “Hükümet henüz karar vermedi ama şu anda yeni dalgaları yürütecek gücü yok.” şeklinde cevap veriyorum.

Yandaş basında, “Canavarı köküne kadar temizlemezsen yeniden canlanır” şeklindeki uyarılar son zamanlarda artmaya başladı yine.

Fakat sanırım yandaş basın kaynatıyor ama Hükümet kaynamış aşı biraz soğutarak yiyor.

İzlenimim bu yönde.