Kahraman Türk askeri ve şehitlik
29 Şubat 2020 09:17
Değerli okuyucularımız Halkın Habercisi ailesi olarak, 27/Şubat/2020 Perşembe günü mübarek Regaip kandilinde, Suriye de şehit olan Kahraman aziz şehitlerimizi Rahmetle anar. Yaralılara acil şifalar diliyoruz. Büyük Türk Milleti’nin acılarını paylaşıyoruz. “İnnalillahi ve inna ileyhi raciun.”
Numan ALADAĞ H&H YORUM
Cenab-ı Allah, bir daha böyle acı olayları, Büyük Türk Milletine göstermesin. Son acılarımız olsun. Amin.
Değerli okuyucularımız,
Türk ordusu, Cumhuriyet’in kurulmasından bu güne kadar yurdumuzu iç ve dış tehditlere karşı savunmakta, toprak bütünlüğümüzü ve ulusal çıkarlarımızı koruyarak görevini başarıyla sürdürmektedir.
Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri, Ulu Önder Atatürk’ün ”Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” kavramından hareketle, barış ve istikrarın bölgesel yayılmasında etkin bir rol oynamaktadır.
Ordu-Millet bütünleşmesinin en güzel örneklerini tarih boyunca bugün veren Türk Milleti, askerlik kültürüyle de dünya Ordularına çok çeşitli etkiler yapmıştır.
27/Şubat/2020 Mübarek Regaip Kandilini eda ettik. Saat 23,50 de bir arkadaşım aradı, kandilimi tebrik etti ve bana dedi başımız sağ olsun, kim vefat etti diye sordum; dedi Suriye de şehitlerimiz var. Bunu duyunca çok üzüldüm. Daha sonra abdestimi tazeledim, Kahraman vatan şehitlerinin ruhuna Yasin Suresini okuyup, dua ettim.
ÖNERİ: Kur’an okumasını bilenler aziz vatan şehitlerimiz için Kur’an okusunlar. Bilmeyenler de, bilgileri dahilinde ki Sureleri okuyup, dua edelim ki, şehitlerimizin ruhunu şad edelim.
Lafla ne Müslümanlık, ne de vatanseverlik olur. Eğer böyle bir duygu ve düşüncesi olanlar, riyakarlıktan başka bir şey değildir. Fetö’cuların da, Müslümanlık adı altındaki riyakarlık ve gizlice vatan hainlikleri konusunda ki faaliyetlerini gördük.
Müslüman Türk Milleti olarak, bu riyakarlara karşı birlik-beraberlik duygularımızı daha da kuvvetlendirmeliyiz ki, iç-dış vatan hainlerine haddini bildirelim. Birlik-beraberlikten kuvvet doğar.
Değerli okuyucularımız,
Sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) zulüm hakkındaki şu hadis-i şeriflerini de can kulağı ile dinleyelim.
1- Zulüm, kıyamet gününde, karanlıklar halinde görülecektir.
2- Zulmün bedduasından sakınınız. Çünkü o bulutların üzerine yükselir. Cenab-ı Allah şöyle buyuruyor: “İzzet ve celalim hakkı için, üzerlerinden bir zaman geçmiş olsa bile, sana yardım edeceğim.”
3-Zulümden sakınınız. Çünkü zulüm kalblerinizi harab eder.
4- Kim bir zalime yardım ederse, Cenab-ı Allah o zalimi o kimsenin başına bela eder.
5- Kim bir zalimle beraber yürürse, tıpkı onun gibi günahkar olur.
6- Zalim devlet reisi, kıyamet-hesap gününde nasın en şiddeti azabgörenlerdendir.
7- İnsanlardan zalim görüp de, onun iki elini yakalamazsa; onların cezasını Allah’ın umuma teşmil etmesi yaklaşır.
8- Mazlum ve mağdurun aleyhimize edeceği bedduadan kendinizi koruyunuz. Velev ki, o mazlum kafir olsun. Zira o duaya hicab yoktur. Kendisi ile Rabb’i arasında hiç bir perde, hiç bir mani kalmamıştır.
EHLİ HİKMET:
-“Zalimin zulmü kendisini helaka götürür.
-Zulmün karşılığı İmanı karartır.
Zulmün akibeti kısadır.
-Parçalayıcı bir arslan, zalim bir validen daha hayırlıdır.
-Zulüm intikamı getirir, nimeti götürür…” demişlerdir.
Türk İslam ahlakı ve dini, merhamet ve şefkat üzerine kurulmuştur. Ne kadar şefkatli ve merhametli, ne kadar rahim ve şefik iseniz, daha o kadar bu güzel hallerinizi çoğaltınız, ey Allah’ın sevgili Türk İslam dünyası!
Değerli okuyucularımız,
20’ci asrın ilk yarısı 1900-1950 yılları, demir çelik, 1950-2000 yılları arası da plastik devri olmuştur. 2000 Yılı (21’ci asır) ise dünya da protein (Temel gıda) devri olacaktır.
27 Şubat Perşembe akşamı meydana gelen olaylarlardan dolayı verdiğimiz şehitlerin baş sebebi, protein (Temel gıda) ve su ihtiyaçlarını teminat alma savaşları olduğunun bilincinde miyiz?
Bazı sanayi ötesi toplum ülkeleri, bu tür faaliyetlerle Türk kamuoyunun dikkatlerini dağıtıp, Türkiye’nin protein deposu olan başta Harran, Konya, Çukurova, Nusaybin ve Diyarbakır ovalarını ele geçirme oyunlarıdır.
Türk Milletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün varlığı, en büyük düşman olan cehaleti yenerek, tarım da ve meyvecilik de reel sektörün gelişmesi ve yenilikler yapılmasına bağlıdır.
Türkiye’nin sanayi ötesi toplum bir ülke olabilmesi için, %100 Yerli sermaye tarafından üretilen ürünlere ilgi göstermek, hem demirbaş sadakadır, hem de Vatana sahip çıkmada stratejik önem taşımaktadır.
Değerli okuyucular,
Türk Milleti doğuştan Askerdir. Her zaman, askeri kucaklamıştır. Riyakar “İhanet şebekeleri” iyi bilmelidirler ki, bundan sonra da asker sivil kucaklaşması daha da sıkı devam edecektir.
İdarecilerimiz: Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’in şu hadis-i şeriflerine dikkat etsinler!
”Kötü kişiyi anmaz, kötülüğünü söylemezseniz halk nereden bilecek onu? Kötü kişiyi kötülüğüyle anın da halk, ondan çekinsin.”
”Düşmanla buluşmayı istemeyin, fakat buluşunca da dayanın artık.”
”Zalim olduğunu bile-bile birisine yardım eden kişi, gerçekten de Müslümanlıktan çıkmıştır.”
”Bir iş, ehli olmayana verildi mi kıyameti bekle artık.”
”Kim bir Zalime yardım ederse Allah, o zalimi ona musallat eder.”
Değerli okuyucularımız, yukarıdaki hadis-i şerifleri esas alarak, riyakar “İhanet şebekesi” Fetö’cular’a, zamanında dikkat edilmedi ve 15 Temmuz olayları meydana geldi. Onun içindir ki, riyakar Fetö’cular Ermeni Diasporası, PKK, Rum ve diğer terör örgütlerinden daha tehlikelidir. Genelkurmay başkanı iken Rahmetli Yaşar Büyükanıt, “Özde, sözde bir olmak gerekir.” dedi. Onun içindir ki, Fetö’cuların halen bürokraside, siyasette ve her türlü ticarette ki, faaliyetlerine dikkat edilmeli ve bu faaliyetlerine son verilmemelidir ki, ülkemiz de huzur ve mutluluk olsun.
Recep Tayyip Erdoğan’nın, başarılı olmasına en büyük engellerden birisi de, domuz eti ürünlerini satan ve Türkiye genelinde binlerce mağaza zinciri olan o mağaza markası’nın uyguladığı RAF bedeli şartıdır. RAF bedeli şartı demek, başta Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, tüm adli ve güvenlik kurumlarının işlerini zora sokmak demektir. Onun içindir ki, Recep Tayyip Erdoğan acilen RAF bedeli şartına son verdirmelidir ki, çalışmalarında başarı kazansın.
RAF bedeli şartı, işsizliğe sebep olarak iç-dış “İhanet şebekesi” vatan hainlerinin işlerini kolaylaştırmak demektir. İşsizlik demek, her türlü ekonomik-anarşik terörün ve ahlaksızlıkların, oluşmasının temelini atmak demektir.
Recep Tayyip Erdoğan’a Öneri:
Recep Tayyip Erdoğan, önce bir imam hatipli ve bir iktisatçı olarak, bu işi ele almalıdır. RAF bedeli şartı ile kendisinin işlerini zora sokan domuz eti ürünlerini satan, Türkiye genelinde binlerce mağaza zincirleri olan bu mağazalara, ürün satanların o mağaza yetkilileri, aldığı ürünü üretenlerin Türk Milletinin Milli ve manevi değerlerine, Türk Milletinin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne bağlılığını, adli ve güvenlik kurumlarının öneri ve görüşlerini aldıktan sonra ürün alımını yapmaları hem o mağaza zincirleri için, hem de Türkiye de işsizliğin kısmende olsa azalması için, stratejik önem taşımaktadır.
Domuz eti ürünlerini satan o mağazaların, ürün aldığı üreticileri çok ama çok iyi seçmelidirler. Ayrıca bu mağaza zinciri yetkilileri, Kahraman Türk Mehmetçiğinin, şehit olmasını istemiyorlarsa ve %100 yerli sermaye tarafından ürünleri tercih edip ilgi göstermesi ile, Kahraman Türk ordusuna olan saygısını gösteriyor demektir.
Hem domuz eti ürünleri satan ve hem de kurbanlık satan bu mağaza zinciri yetkililerine, 2019 yılı Kurban Bayramında, kurban derilerinin Kahraman Türk Mehmetçik vakfına da derilerin verilmesini dahil edin diye Numan Aladağ olarak, defalarca bu nağaza yetkililerine öneride bulundum, ne yazık ki, ilgi gösterilmedi. Bu mağaza zincirleri, ancak Raf bedeli şartı ve Türk sanayicisi-Çiftçisinden aldığı ürünlerin bedelini kullanıp, üç ay sonra parasını vermeyi ön planda tutuyor.
Allah aşkına, domuz eti ürünü satan bu mağaza zincirlerinin yaptıklarını onaylayıp, takdir edilen bir tarafı var mı? Raf bedeli şartının Suriye de Kahraman Türk askerini şehit edenlerle bir farkı varmı? Buyurun kararı siz değerli okuyucularımız verin.
Türk Ordusu:
Türk Ordusu, Türk Ulusu kadar bir geçmişin sahibidir. Kahraman Türk Ordusunun, daha bir benzeri olmayan geçmişi ile, özellikle tarihimizde, bizi öteki uluslardan ayıran tarihimiz ve vazgeçilmez Milli geleneklerimizdir.
Devlet sınırları içinde hür ve bağımsız yaşamayı sağlayan, İstiklale göz dikenlere karşı Vatan bütünlüğünü, işte bağımsızlık ve düzen düşmanlarına karşı kanunlar çerçevesinde toplumun birlik ve bütünlüğünü koruyan Kahraman Türk Ordusu’dur.
Kahraman Türk Ordusu, tarihin belgelediği gibi, Vatan ve Ulus çıkarlarını değerlendirmede her zaman gösterdiği fevkalade isabetle ulusal karekterini, Büyük Türk Milletinin insanları sevme görüşü, ahlak ve uygarlığını temsildeki yeterliliği ile yüksek uygarlık vasfını ispatlamıştır.
Kahraman Türk Ordusu Vatan savunmasındaki fedakarlığı, eşine az rastlanan yiğitliği, deha derecesindeki stratejisi ve yalnız Türk’e özgü olan savaş azmiyle binlerce yıllık yaşamı boyunca Türk’ün yeryüzünde ”Efendi Ulus” olarak devamlılığını sağlayan ulusal bir eleman olmuştur. Türk Ordusu, başka ulusların Ordularından farklı olarak, insanlık çapında başka bir görevi daha yerine getirmeye çalışmıştır. Bu görev, tüm insanlığı özgürlük Bayrağı altında toplamak, yer yüzünde Türk töresinden oluşan tek bir hukuk sistemi kurmak ve insanları Adalet duygusuna dayanan bir idare mekanizmasıyla yönetmek idealidir.
Kahraman Türk Mehmetçiği’nin uğrunda seve seve canını verdiği bu ülkü, Türk dünya görüşü, psikolojik ve insancıl anlamda, Türk ulusal vicdanında hızını asla yitirmeyen bir evrensel Adalet ve hukuk sistemi kurulmasını amaç edinmiştir. Türkler, ulaşabildikleri her yerde, dünyanın dört bucağında ızdırab çeken, ezilen, horlanan milyonlarca kişiyi korumuş, oralarda hak ve Adaletin temelini atmıştır. İşte bu nedenle Türkler, hemen her ölçüde kurtarıcı olarak karşılanmışlardır.
ŞAHSİYET:
Türk Milletinin önemli elemanlarından biri de şahsiyettir. Bu, insanı haysiyetli yapan etkenlerden ilkidir. Ancak şahsiyeti inatçılıkla karıştırmamak gerektir.
İç-dış ihanet şebekesi Vatan hainleri, iyi bilmelidirler ki, “Türkler öldürülebilir fakat, mağlup edilemezler.”
Türk tarihi ve geleneklerinde şahsiyet, Türk eğitim ve öğretim müesseseleri ve ulusal terbiye vasıtasıyla elde edilen Milli kültürün kişisel şahsiyeti tamamlayarak Türk Milletini öteki milletlerden ayrı, seçkin ve üstün başarılarla Zaferler kazandıran Milli şahsiyettir.
Ay-Yıldızlı Şanlı Türk Bayrağına sahip çıkmak, Vatan sevgisinin ta kendisidir. Türk Milletinin temel haklardan asla mahrum edilmesini ve bağımsızlığın huzur verici havasından her vatandaşın faydalanmasını Milli bir görev sayar.
İŞTE TÜRK ASKERİNİN VAZGEÇİLMEZLERİ:
”Komutan haysiyet sahibi olmalıdır. O şerefi için düşmana karşı koyar ve intikamını almadan ondan yüz çeviremez.”
”Komutan için dört meziyet vardır. Doğru sözlü olmak, Cömertlik, Cesaret ve Savaş bilgisi.”
”Şeref duygusu ile insan düşmanını darma dağın eder, harpte ilk önce şerefsiz kimseler kaçar.”
”Düşmanın küçüktür diyerek ihmalcı olma, onu daima kendinden kuvvetli olarak gör ve ona göre tedbir al.”
”Düşmanın varsa, onu ihmal etme; düşmana karşı düşmanca hareket et; iyi huylu insana karşı daha yumuşak huylu ol.”
”Düşman biricik de olsa, onun zararı bindir; binlerce dostun olsa bile, daima bir tanesi eksiktir.”
”Düşman harekete geçerse, sende ona göre hareket et; durma, hazır durumda onun her harekatını karşıla.”
”Bir akıllı insan gördüm, az konuştu. Fakat ”çok konuştum” diye yıllarca pişman oldu.””İnsan düşmandan fayda görmemiştir; eğer görmüş ise, bu ancak kendi becerisi sayesinde olmuştur.” (Doruk dergisi Ağustos 1976)
İşte kalbinde Allah korkusunu, ruhunda Vatan sevgisini taşımak ve Vatana sahip çıkmak budur…
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, cümle Vatan şehitlerini ve 28/Şubat/2020 Perşembe günü Suriye de, hayatını kaybeden aziz vatan şehitlerini Rahmetle, Gazileri minnetle anar. Hasta ve yaralılara acil şifalar dileriz.
Yazarın Son Yazıları:
Aziz Atam, ruhun şad mekanın cennet olsun
‘CUMHURİYET’, bizi biz yapan ortak değerimizdir
Hicri yılbaşında huzur ve bereket bizimle olsun