İtirazımız var

İtirazımız var
25 Kasım 2016 10:54

Toplumsal barışın ve huzurun giderek bozulduğu ülkemizde, hemen her gün yeni bir kâbusa uyanmaktayız. Seçilmişlerin, aydınların ve gazetecilerin cezaevlerine atıldığı, düşünce ve ifade özgürlüğünün “fiilen” yok edildiği bir dönemden geçiyoruz.

 

 

 

Av. Kemal AKKURT H&H YORUM

 

 

 

Yaklaşık 200 yıldır yer almaya çalıştığımız Batı medeniyetinden, Afganistan ve Pakistan ile aynı kategoride anılan bir üçüncü dünya ülkesine dönüyoruz. Avrupa Parlamentosundan ve Avrupa Konseyi’nden dışlanmak için, ne gerekiyorsa fazlasıyla yapmaktayız…

 

 

 

Tüm olumsuzlukların ve umutsuzlukların kaderimiz olmadığını düşünen aydınların duyarlılığı ile, zaman zaman yüreğimize su serpilmektedir. Toplumun büyük çoğunluğunun gelişmelerden memnun olmadığını düşünen aydınlar, böyle yaşamak istemediğimizi haykırmaktadırlar. Milyonlarca yurttaşın olup bitenlere razı olmadığını, itirazları olduğunu, gücümüzü ve sesimizi birbirimize katarak suskunluğumuzu aşacağımızı, sessizliği deleceğimizi, duyulur ve görülür hale geleceğimizi düşünen aydınlar, “İtirazımız Var” başlıklı bir bildiri yayınladılar. Siyasi görüş farkı olmaksızın, vicdan sahibi tüm duyarlı yurttaşlara seslenen aydınlarımızın bildirisini aynen paylaşıyorum :

 

 

 

“Bu toprakların ortak sahibi olan bizler; AKP, CHP, HDP, MHP ya da başka partilere oy veren Türk, Kürt, Ermeni, Rum, Laz, Süryani, Müslüman, Hıristiyan, Sünni, Alevi, inançlı, inançsız bütün yurttaşlar, barış ve huzur içinde yaşayabileceğimiz bir ülke istiyoruz.

 

 

 

 

Savaş istemiyoruz, şehit istemiyoruz, çocuklarımızın ölmesini, öldürmesini, birbirlerine silah çekmesini istemiyoruz. Düşman cephelere bölünmek, kardeşliğimizi, ortaklığımızı yitirmek istemiyoruz. Ne darbe, ne vesayet. Ne diktatör, ne terör! İşimizde gücümüzde, huzur içinde, özgür yaşamak istiyoruz.

 

 

 

Kadın olduğumuz için hırpalanmak, tecavüze uğramak, öldürülmek, örtülüyüz diye aşağılanmak, şort giydik diye saldırıya hedef olmak, korku içinde yaşamak istemiyoruz. Kadın-erkek hepimiz; inançlarımızı, dinimizi, kültürümüzü özgürce, eşitçe yaşamak istiyoruz.

 

 

Hangi suçla suçlandığımızı bilmeden, kimin adına, hangi hukuka göre karar verdiklerini bilmediğimiz mahkemelerce tutuklanmak, hapse atılmak; darbeyle, terörle hiçbir ilgimiz yokken yalan ihbarlarla, sahte delillerle, sorgusuz sualsiz işimizden olmak, meslekten uzaklaştırılmak, çoluk çocuğumuzla açlığa mahkûm edilmek; barış deyince terörist, mağduriyet deyince hain ilan edilmek istemiyoruz.

 

 

Keyfi kararlarla malımıza mülkümüze el konmasını, emeğimizin hakkının, ücretimizin, maaşımızın elimizden alınmasını, evlerimizin, köylerimizin yakılıp yıkılmasını, çocuklarımızın eğitimlerinin aksamasını, gençlerimizin sokaklarda heba olmasını istemiyoruz.

 

 

Biz halkız, vicdanlı, iyi insanlarız; bizi tahriklerle kötücülleştirmeyin, kin ve nefret sözleriyle ayrıştırmayın, kana, ölüme alıştırmayın. Savaş, ölüm, idam, çatışma, kavga istemiyoruz.

 

 

Bu ülkeyi yönetenler, kaderimize hükmedenler! Sizler; halkı sindirmek, özgürlükleri yok etmek için değil, biz yurttaşları barış, güven, huzur içinde yaşatmak için seçildiniz. Bilin ki bu gidişe rızamız değil, itirazımız var. Bizi duyun!”

 

 

 

Umalım ki, toplumun sesi ve vicdanı olan aydınlarımızın bu çığlığına kulak verilir, güzel ülkemizin kaynakları ve enerjisi daha fazla demokrasi, hukuk devleti, insan hak ve özgürlükleri için harcanır…

 

 

 
Sosyal Demokrat Avukatlar Derneği Başkanı
[email protected]

 

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Emek ve Dayanışma Bayramı
Dünya Barış Günü
Avukatlar Günü