İstanbul’un 1600 yıllık eseri bakın nasıl yok edildi!

İstanbul’un 1600 yıllık eseri bakın nasıl yok edildi!
5 Eylül 2020 11:32

Roma ve Osmanlı dönemlerinde İstanbul’un su ihtiyacını karşılayan tarihi suyolunun üzerinde taş ocağı açıldı, kalıntılar yok edildi. Odatv yazarı Yavuz Orhan, 1600 yıllık eserin yok edilişini köşesine taşıdı.

 

 

Odatv yazarı Yavuz Orhan Roma ve Osmanlı dönemlerinde İstanbul döneminden kalma 1600 yıllık eserin başına gelenleri köşesine taşıdı.

 

 

Orhan, yazısında şunları kaydetti:

 

 

İstanbul’un Çatalca ilçesine bağlı Kalfaköy’de yıllardır faaliyetini sürdüren Kuvarsit ve Kuvars Kumu Ocağı, Kırma-Eleme-Yıkama-Kurutma tesisinin 1600 yıllık tarihi Roma suyolu sisteminin üzerinde açıldığı ortaya çıktı. Özel bir firma tarafından işletilen ve 1000 hektardan fazla orman arazisinde ruhsatlandırılan taş ocağının kapasite artışına gitmek için yaptığı başvuru üzerine alanda inceleme yapıldı. İstanbul I Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu, 26 Haziran’da aldığı kararda, tarihi suyolunun bir kısmının yok edildiği, bir kısmında ise kaçak kazılar yapılarak tahrip edildiği belirtilerek ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulması gerektiği kaydedildi. Tahribatla ilgili hiçbir idari kuruma bilgi verilmediğinin de altını çizen Kurul, ayrıca sağlam Roma suyollarına ait sağlam durumdaki kalıntıların taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilmesine karar verildi. Doğu Roma İmparatorluğu döneminde Başkent Konstantinopolis’in su ihtiyacını karşılamak üzere yapıldığı belirtilen 150 kilometrelik tarihi yapının kollarıyla birlikte 450 kilometreyi bulduğu ve bugüne kadar bilinen dünyadaki en uzun suyolu olduğu kaydediliyor. Üç mahalle muhtarı kültürel ve doğal mirasa zarar veren taş ocağının kapatılması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığına yazılı başvuruda bulunurken, tahribatla ilgili yasal işlem başlatılacağı öğrenildi.

 

 

YAKLAŞIK 15 YILDIR TARİHİN ÜSTÜNDE DİNAMİTLİ ÇALIŞMA

 
İstanbul’un burnunun dibinde göz göre göre 1600 yıllık tarihi kültür mirasının taş ocağı tarafından yok edildiği ortaya çıktı. Çatalca ilçesine bağlı Kalfaköy’de yaklaşık 10 bin dekarlık arazide Burhanettin Soğancılar adında özel bir firma sahibine Kuvarsit ve Kuvars Kumu Ocağı ruhsatı verildi. Ancak bir kısmı Kalfaköy yerleşimine sadece 60 metrelik mesafede olan ve 2006 yılından beri dinamitli patlatmalarla faaliyetini sürdüren taşocağının, 1600 yıllık Roma suyolunun üzerinde açıldığı ortaya çıktı.

 

 

MADEN OCAĞI KAPASİTE ARTIRIMINA GİTMEK İSTEDİ

 
İstanbul’un su ihtiyacını karşılamak üzere Doğu Roma döneminde inşa edildiği belirtilen tarihi suyolunun bir parçası olan yapıların taş ocağının çalışmaları sırasında yok edildiği, bazı bölümlerinin ise kaçak kazılarla tahrip edildiği belgelendi. Firmanın kapasite artışına gitmek için ilgili kurumlardan görüş almak için yaptığı başvurunun ardından ortaya çıkan skandal, İstanbul I Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Kurulunun kararına da yansıdı.

 

 

TARİHİ SUYOLUNUN YOK EDİLMESİ KORUMA KURULU KARARINA YANSIDI

 
İstanbul I Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Kurulunun 26 Haziran 2020 tarihli kararında, yerinde ve bilimsel kaynaklarda yapılan incelemeler doğrultusunda tarihi suyolu yapısının korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilerek koruma altına alınması istendi. Tescil edilen alanda yapılacak her türlü uygulama için Kuruldan izin alınması gerektiğinin ilgililere hatırlatılması istenen kararda, şöyle denildi:

 

 

‘MADEN YOLUNDA KALANLAR YOK EDİLDİ, KAÇAK KAZI YAPILDI’

 
“2863 sayılı Yasa’nın 4’üncü maddesinin göz ardı edilerek maden yolu olarak kullanılan kısımda kalan kalıntıların yok edildiği herhangi bir idari kuruma bilgi verilmediği, suyolunun başka noktalarında kaçak kazı yaparak tahrip edildiği anlaşıldığından, ilgilileri hakkında 2863 sayılı Yasa’nın 4’üncü, 9’uncu 65’inci ve 67’inci maddeleri kapsamında suç duyurusunda bulunulmasına, ayrıca İr: 72635 ruhsat numaralı maden sahası izni ve İr:72635 (Er:2657682) Numaralı IV. Grup Kuvarsit ve Kuvars Kumu Ocağı, Kırma-Eleme-Yıkama-Kurutma tesisi Kapasite Artışı ile Mikronize Öğütme Tesisi Projesi kapsamında korunma alanı olarak belirlenen alan içerisinde herhangi bir fiziki inşai müdahalede bulunulmamasına, korunma alanı olarak belirlenen alan dışında yapılacak her türlü uygulama sırasında herhangi bir kültür varlığına rastlanılması durumunda 2863 sayılı Yasa’nın 4’üncü maddesinin (haber verme zorunluluğu) geçerli olduğuna karar verildi.”