‘İstanbul Sözleşmesi’nin feshi ile kadın cinayetleri arasında bağlantı var mı?’
20 Ağustos 2024 10:15
CHP İstanbul Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi Zeynel Emre, bu yılın ilk 7 ayında 249 kadın cinayeti işlendiğini, sadece 27 Şubat 2024 günü 8 kadının canice öldürüldüğünü belirterek, ‘İstanbul Sözleşmesi’nin feshi ile kadın cinayetlerinin sayısı arasında bir bağlantı olup olmadığını gündeme taşıdı.
Fotoğraf: AFP
CHP’li Emre, TBMM Başkanlığı’na hem Aile ve Sosyal Hizmet Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş hem de İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın yanıtlaması istemiyle verdiği önergelerle kadın cinayetlerini sordu. Şiddetin, Türkiye’nin son yıllarda karşı karşıya kaldığı öncelikli sorunlardan biri olduğunu kaydeden Emre, toplumsal ve bireysel ilişkilerin hemen hemen her alanında gözlemlenmeye başlanan şiddetin özellikle kadınları hedef aldığını vurguladı. “Gün geçmiyor ki bir kadın, hatta bazı günlerde birden fazla kadın, yakınları ya da tanıdıkları tarafından canice öldürülmesin. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun 2024 yılının ilk 7 ayına ilişkin hazırladığı rapora göre, 249 kadın katledildi. Yine bu yılın şubat ayının 27’sinde, yani bir günde 8 kadın ayrı ayrı illerde cinayet sonucu hayata veda etti” denilen soru önergesinin gerekçesi şöyle:
Toplumsal cinsiyet eşitliğinde sonlardayız
“Adeta sistematik bir hal alan kadın cinayetleri sosyal, kültürel ve ekonomik nedenlerden beslenmekle birlikte, yakın zamanda yayımlanan Dünya Ekonomik Forumu’nun ‘Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporu’ bu çerçevede dikkat çekici veriler içermekte. Ülkelerin toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda sağlık, eğitim, ekonomi ve siyaset alanında nerede olduklarını gösteren raporda Türkiye, toplumsal cinsiyet eşitliğinde 146 ülke arasında 127. sırada yer alıyor. Ayrıca rapora göre Türkiye toplumsal cinsiyet eşitliğinde, ekonomi alanında 133., eğitim alanında 90., politika alanında 114. ve sağlık alanında 98. sırada. Suudi Arabistan, Nijerya ile Tunus’un da gerisinde kaldığımız raporun işaret ettiği üzere, cinsiyet ayrımı temelli yaklaşımlar toplumsal hayatımıza hakim durumda.
Karşı karşıya kaldığımız sorun ortadayken İstanbul’da kararlaştırılan ve bu çerçevede kamuoyunda ‘İstanbul Sözleşmesi’ olarak bilinen “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nden, uygulamaya konulduğu 1 Ağustos 2014 tarihinden 6 yıl 6 ay sonra 20 Mart 2021 tarihinde, hukuken tartışmalı bir şekilde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla çıkılmıştı. Kadınlara yönelik başta şiddet eylemleri olmak üzere korucuyu ve tedbir içerikli önlemleri öngören söz konusu sözleşmeden çıkılması sonrası, caydırıcı halin ortadan kalkmasının da etkisiyle kadın cinayetlerinde artış olduğu kamuoyunda yaygın görüş haline gelmiş durumdadır.”
‘İstanbul Sözleşmesi’nin feshinin etkisi oldu mu?
CHP’li Emre soru önergesinde bakanlara şu soruları yöneltti:
“- Kamuoyunda ‘İstanbul Sözleşmesi’ olarak bilinen “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nin yürürlükte olduğu (1 Ağustos 2014 – 20 Mart 2021) 6 yıl 6 aylık dönemde işlenen kadın cinayeti sayısı kaçtır? Bu cinayetlerin faillerinin maktulle yakınlık derecesi ve cinayetlerin illere göre dağılımı nasıldır?
– Kamuoyunda ‘İstanbul Sözleşmesi’ olarak bilinen “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”nin yürürlükten kaldırıldığı (20 Mart 2021) tarihinden 15 Ağustos 2024 tarihine kadar geçen zamanda işlenen kadın cinayeti sayısı kaçtır? Bu cinayetlerin faillerinin maktulle yakınlık derecesi ve cinayetlerin illere göre dağılımı nasıldır?
– Kadın cinayetlerine ilişkin Bakanlığınız bünyesinde yapılan bilimsel çalışmalar söz konusu mudur? Varsa bu çalışmalardan cinayetlerin ağırlıklı olarak neden kaynaklandığı tespit edilmiştir?
– Son 10 yılda yaşanan kadın cinayetleri sonrası öksüz kalan çocuk sayısı kaçtır? Annelerinin öldürülmesinin ardından sonraki zamanlarda bu çocuklar içinde suça karışanlar var mıdır? Varsa bu çocukların, annesi öldürülen çocuklar içindeki oranı nedir?”