İslam dininde Hikmetleri ile Ramazan
5 Mayıs 2019 17:19
DEĞERLİ OKUYUCULARIMIZ,
Halkın Habercisi ailesi olarak, Türk İslam dünyasının, hasretle beklediği mübarek Ramazan-ı şerifinizi tebrik ediyoruz. Cenab-ı Allah tekrarını nasip etsin. Amin
Numan ALADAĞ H&H YORUM
Oruç, insanı sabır ve tahammüle alıştıran bir ibadettir.
İslamın binasından dördüncü Ramazan-ı şerifte Oruç tutmaktır. Oruc’un dini, ahlaki, içtimai bir çok faydaları vardır. Cenab-ı Allah’ın farzı olan bir emri yerine getirmek nefisin fena yollarını biraz olsun hafifletmek, açların hallerini düşünmek ve perhizle sağlığımıza yardım etmek, kalbimizi ferahlatan ahiret işlerinin daha çok yapılmasına yardım gibi saymakla bitmeyen faydaları vardır.
Oruç; insanda melekiyyet vasfını kuvvetlendiren, hayvani duyguları zaafa uğratan büyük bir ibadettir. Tabii duygulara hakim olmakta, ve insan ruhunu nurlandırmkakta Oruç kadar güzel ve müessir bir amil yoktur. Bu sebepledir ki Allahü Teala: “Oruç benim içindir, onun mükafatını da ben veririm…” Buyurmuştur. Tabiidir ki hayvani duyguların yok edildiği nisbette hatalar affolunur.
Oruç sebebi ile meleklere büyük bir benzeyiş hasıl olur. Ve melekler onu (yani Oruçluyu) severler. Hz. Muhammed (s.a.v.) hadis-i şeriflerinde: “Oruçlu kimsenin ağzının kokusu Cenab-ı Allah’ın indinde misk kokusundan daha güzeldir…” sözleri bu hakikatı açıkça ifade eder.
Oruç milletlerden herhangi bir millet Orucu benimseyecek olursa onların şeytanları zincirlenir ve onlara cennetlerinin kapıları açılır ve cehennemlerinin kapıları da kapatılır.
Hz. Muhammed (sav) Hadis-i şeriflerinde “Mücahit, Allah için nefsiyle savaşandır.” ve “Bir insan, kendisinin mülklerin sahibi olduğunu zannederse, Cenab-ı Allah’ın şiddetli gazabına mütahak olur. Çünkü Allah’tan başka mülk sahibi yoktur.” buyuruyor. Onun içindir ki, halin hakikatını yalnız Cenab-ı Allah bilir.
Benim gerçekten Oruçlu olup olmadığını Cenab-ı Allah’tan başka kimse bilmediği için riya da karışmaz. Ve bu suretle Allah’a karşı ihlas ile yapılan bir ibadet olduğundan bunun mükafatını da ancak Allahü Tealanın bizzat kendisi vermesi ve kıyamet gününde Oruç’tan başka hayır ve ibadetlerin sevabını herhangi bir hak sahibine verildiği halde Orucun sevabı hiç bir suretle başkasına verilemeyeceği cihetle Oruc’un Allah için ve Allah’a karşı yapılan ibadetlerin riyasız olarak en halis ve mukaddes bir ibadet olduğu kendiliğinden anlaşılmış olur.
Din ve dünya amelleri iyi niyetle yapıldığı zaman amelin fazilet ve niyette olan ihlasının derecesine göre Allahü Teala kat kat sevap ihsan eder. Mü’minin iyi niyetlerle yaptığı bütün dünya işlerinde de ahiret ameli gibi sevap alır.
İslam dünyasının, ünlü din görevlisi ve yakın aile dostum, Hindistan’lı hafız-Mevlevi Seyyid Asaf Ali Hoca diyor ki: “Ahiret için yapılacak iyi ameller ibadet, taat ve her türlü işlerden Cenab-ı Allah’ın rızasını kazanmak için o ameli iyi niyetle yapmak şarttır.”
Hafız-Mevlevi Seyyid Asaf Ali hoca, Ramazanı şerif de bu duaları okumasını öneriyor:
“10 Gün ya Erhamerrahimimin”
“10 Gün veya Gaffarezzünub”
“10 Gün ya Affı karim ikab”
NOT: Bu dualar, günde en az yüz defa okunmalıdır. Zamanı olanlar daha fazla okuyabilir.
Ramazan ayı, ibadet ay’ıdır, rahmet ve mağfiret ayı’dır. Bereketi bol bir aydır. 12 Ay içinde özel bir yeri vardır. Bu sebeple yıl içinde ayların Sultanı, olmuştur.
İnsanlığı her türlü haram olan olumsuzluklardan uzaklaştıran, cehaletten karanlıktan, vahşetten, yaşadığı Vatanın sevgisini ruhunda taşıma da, doğru yola ve ilahi nura, ilme, medeniyete ve saadete ulaştıran Kur’an-ı Kerim, bu ayda nazil olmaya başlamıştır. Yapılan hayır ve hasenata bu ayda, sayısız sevapları vardır.
NOT: Yapacağınız yardım, sadaka, fitre ve her türlü yardımları, birinci derece ihtiyacı olan akraba, yakın dost ve komşularınıza yapınız ki, Allah indinde daha çok sevaplara nail olasınız.
MUHTEREM MÜSLÜMANLAR,
Görülüyor ki, Orucun maddi, manevi ve sağlık için çok büyük faydaları vardır. Ayrıca Oruç ibadetlerde olmayan meziyetlere de sahiptir. Oruç; insanda Onun için Oruç, insanı her türlü kötülükten koruyan bir kalkan ve bir siperdir.
Oruç insanı gözü ile harama bakmaktan, dili ile çirkin ve yalan sözler söylemekten, kulağı ile haram şeyler dinlemekten, midesini haram olan maddi kazanç olan rüşvet ile dolduran, eli ile kötü iş yapmaktan ve ayağı ile kötü yerlere gitmeyi men eder.
Oruç insanı sabır ve tahammüle alıştırır ve iradesini güçlendirerek, onu sağlıklı kemale erdirir. Oruç açlığı, susuzluğu, yoksulluğu bizlere tattırmak suretiyle fakir ve yoksullara karşı şefkat ve merhamet hislerimizi uyandırır ve onların durumlarını düşündürerek, bizleri çare bulmaya sevk eder. Böylece toplumsal yardımlaşmaya yol açar. Fakir ve muhtaçların ihtiyaçlarının karşılanmasına, üzüntülerinin azalmasına vesile olur.
Oruç, nimetlerin değerini daha iyi anlayarak, onları veren Cenab-ı Allah’a daima şükredenlerden olmamızı sağlar, Oruç, nefsimizin hırs ve isteklerini kırar. Ruhumuzu yükseltir, kalbimizi nurlandırır ve Allah’ın rızasını kazandırır.
Rasülü Ekrem (s.a.v.), Mü’minlerin Ramazan-ı şerifini tebrik ettikten sonra, bu mübarek ayın fazileti hakkında onlara hitaben: ‘‘Ümmetim Ramazan-ı şerifin feyzini ve yüksek şerefini bilmiş olsalardı, bütün senenin Ramazan olmasını temenni ederlerdi” buyurarak,Ramazan-ı şerifin ne kadar feyizli, kadrinin ne kadar ulvi, şerefin ne kadar yüksek olduğunu etkili bir şekilde ifade buyurmuşlardır.
Muhterem Müslüman kardeşler,
Hindistan-Rajasthan-Rajsamand şehri: Hindistan’lı Hindu asıllı tıp doktoru Madhav Kamal ile, Rajasthan Eyaleti Rajsamand şehrinde ki, polikniğinde elimi kanatan bir metal parçasının tedavisi için, doktor’a müracaat ederek tanışmak nasip oldu. Tanışmamız mübarek Ramazan ayı idi. Oruçluyum deyince Dr. Madhav, Teravih namazı ile ilgili şu bilgileri verdi: Siz Müslümanlar çok şanslı insanlarsınız. Allah sizlere büyük ödüller vermiştir. Bu ödülün kıymetini biliniz diye tavsiyede bulundu.
Dr. Madhav’ın Teravih ve beş vakit namaz’ın modern tıp da ki, önemi: Namaz kılanlar da diz ve ve bel ağrısı çok nadir görülür. Günde 40 defa yatıp kalkmak ve 13 defa selam vererek boyun hareketi yapmak, modern tıp da önemlidir. Bir Hrıstiyan olarak, itiraf edeyim ki, hastalara ilaç yerine namaz kılmayı ve sebze-meyve’yi tavsiye etmek için engellerle karşı karşıyayız. Ne mutlu siz Müslümanlara ki, Allah’ın bu emirlerini yerine getiriyorsunuz.
Dr. Madhav, Müslümanların yoğun olduğu bölgede hekimlik yapıyorum dedi. Allah nasip ederse ben de, Kelime-i Şahadet getirip Müslüman olacağım. Niçin Müslüman olacağım? Bir tıp Doktoru olarak, namaz kılanların müracaatları, kılmayanlara göre %70 daha azdır. Yani: Namaz kılmayanlar, daha çok Doktora başvuruyorlar. Onun içindir ki, bu faydalara şahit olan Dr. Madhav’ın, Müslüman olması şarttır.
Güven duyduğum hastalarıma, iyileşmek istiyorsan kimyasal ilaç yerine namaz kılmayı, taze zencefil ve sebze-meyve tüketmeyi gizlice öneriyorum. Bu önerilerim de, Allah’a çok şükür çok iyi neticeler de aldım. Teravih namazı kılan bir insan, Ramazanda bağırsak gazı sıkışması ve eklem ağrısı sorunu yaşamaz ve saymakla bitmeyen bir çok faydaları vardır dedi.
Biz Müslümanlar, Dr. Madhav Kamal’in dediklerini yabana atmayıp, riyakarlıktan kaçınıp, din tacirlliğini ve riyakarlık yapan kişilere değil, sadakat ve samimiyetle yalnız Cenab-ı Allah’ın, Kur’an-ı Kerim de emrettiklerini yapmalıyız. Müslümanlara yakışan da budur.
Numan Aladağ’ın, Hindistan-Rajasthan tarım üniversitesinde, Ramazan-ı şerif de, beslenme ile ilgili edindiği eğitim bilgilerini sizlerle paylaşıyor:
Oruç tutan müslüman kardeşlerimize öneriler: “Ramazan ayında, iftar ve sahur yaptıktan sonra tok karnına yarım ceviz büyüklüğünde taze zencefil çiğneyerek yiyiniz ki, bağırsak gazı sorununuz olmasın. Zencefil, kan dolaşımını hızlandığını, modern Tıb da onaylıyor. Ayrıca hayırsever vatandaşlarımız, Teravih namazına gittikleri zaman, caminin din görevlilerine, soyulmuş taze zencefil ikram etsinler. Taze zencefil, ses kısıklığı konusunda mükemmel doğal bir çözümdür.”
“Oruç tutanların bağırsak gazı oluşumu ve kabızlık sorunu yaşamamak için, özellikle et yemeklerine ve çorbalara taze zencefil mutfak robotunda püre haline getirilip, yemekle beraber piştiği zaman, hem lezzetli yemek olur, hem de kolestrolü önlenmiş olursunuz.”
Cümle vatan şehitlerini, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Mareşal Fevzi Çakmak’ı Rahmetle, Gazileri minnetle anar. Hastalara şifa, dertlilere deva borçlulara, ihsan-u inayet eylesin.
Kaynakça:
İslam dünyasının ünlü din görevlisi Hindistan’lı Hafız-Mevlevi Seyyid Asaf Ali
İslam dininin yolu Osman Bayülken ikinci baskı 1959
Dua Mecmöuası ve Salat-ı Tefriciye 1951 Yazan: Seyyidi Muhammed Salih Kadiri
Yazarın Son Yazıları:
Aziz Atam, ruhun şad mekanın cennet olsun
‘CUMHURİYET’, bizi biz yapan ortak değerimizdir
Hicri yılbaşında huzur ve bereket bizimle olsun