Bugün Habertürk’de Oray Eğin’in Türkiye’deki Afrikalılarla yapılan röportajları var, okumadıysanız, okuyun bence.

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

ABD’deki son olaylardan sonra Oray Eğin, bizde durum nedir şeklinde bir röportaj yapmış.

 

Tabi, ABD ile mukayese bile götürmez Türkiye, ABD’nin en temel toplumsal meselelerinden biri bu.

 

Röportajı ama merak ederek okudum.

 

Gördüm ki, röportaj yapılan Afrikalılar burada okuyan öğrenciler.

 

Bir kısmı kendisi gelmiş ve üniversite okuyor, bir kısmını da Erdoğan hükümeti getirmiş, özellikle de Müslüman olan Afrikalıları.

 

Vakıflar yoluyla destek oluyor onlara.

 

Ki, Fatih’te bulunan Darüşşafaka Lisesi’nin eski binalarında artık hükümetin Afrika’dan getirdiği öğrenciler var. Bunlar ama daha küçük yaşta, yani ortaokul yaşında olanlar. İslam alemi kapsamında bir proje bu. Hükümet bununla İslam alemindeki etkisini artırmayı amaçlıyor.

 

Bu proje tutar mı, bence tutmaz zira gençler tüm dünyada gitgide daha fazla evrensel değerleri benimsiyor ama o ayrı bir mesele.

 

Oray Eğin’in röportaj yaptığı üniversite yaşındaki Afrikalılar arasında ise, kendi kendine gelenler çoğunlukta ve bende idealist oldukları yönünde bir izlenim bıraktılar.

 

Ülkelerine dönüp, kendi ülkelerine hizmet etmek istediklerini söylüyorlar.

 

Röportajı okurken kendi önyargılarımı da düşündüm.

 

Benim için Afrika aslında çocukluğumdan beri Tom Amca’nın Kulübesi, İstanbul’da Bahariye’de filmini de çocuk yaşta izlemiş ve çok etkilenmiştim.

 

Ama bir yandan da kafamda, Avrupa’da yaşadığım yıllardan, değişik kadınlardan çok sayıda çocuk sahibi olup, o çocukları bir daha görmeyen Afrikalı profili de var.

 

Bu tabii, her yerde var ama ben çok sayıda bu tür vaka gördüğüm için içimde tepki oluşmuştu.

 

Ama tabii Oray Eğin’in röportaj yaptığı idealist üniversiteli Afrikalılar daha önemli.

 

Ve, bu idealist gençlerden birisi İmamoğlu için şöyle demiş Oray Eğin’e…

 

“Bana bu kadar kaldın neden vatandaş olmuyorsun diyorlar. Ama ben kendi ülkeme dönüp siyaset yapacağım. Belediye başkanı ya da milletvekili olmak istiyorum. Ekrem İmamoğlu’nu çok seviyorum. Çünkü konuşması çok duygusal, insanın kalbine hitap ediyor. Onu örnek alıyorum. Amacım geri dönmek, ülkeme borcum olduğunu düşünüyorum.”

 

Yani, bu Afrikalı genç Türkiye’de yaşarken rol model olarak İmamoğlu’nu seçmiş kendisine, bu hoşuma gitti.

 

Röportajda sonradan gördüm ki, Atatürk’ü de biliyorlar ve onu anlıyorlar. Bundan da etkilendim.

 

Neticede dünyada insanlık ortak değerleri geliştirmeye yönelik olarak gelişiyor ve bizim de bu anlamda katkımız olursa, ne güzel.

 

İmamoğlu da bu anlamda evrensel resme çok uygun bir isim.

 

TAM TERSİNE, MASKE KONUŞURKEN TAKILIR

 

Kamera uzanmış kendisine, röportaj yapılıyor, konuşmak için maskesini aşağıya indiriyor.

 

Sanatçı Emre Kınay bile kameraya maskesiz konuşuyor.

 

Sokağa çıkıyorum, herkesin maskesi çenesinin altında.

 

Konuşurken zaten maskeyi hemen aşağıya indiriyorlar.

 

Oysa maske tam da konuşurken lazım.

 

Zira konuşma esnasında, hele de yüksek sesle konuşurken ağızdan çıkan partiküller etrafa saçılıyor ve özellikle de frontal konuşmalarda, yani cepheden konuşmalarda bunlar doğrudan konuştuğunuz kişiye yapışıyor.

 

Ve, Corona virüsü tam da bunların içinde.

 

Maske mecburiyeti gelse diyorum artık.

 

 

Safile USUL Twitter

 

---

Yazarın Son Yazıları:
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı
Didik didik bir şey aramışlar