İmamoğlu: Ne sen ne uydurma yargı kararları İstanbul’u teslim alamayacak

İmamoğlu: Ne sen ne uydurma yargı kararları İstanbul’u teslim alamayacak
30 Mayıs 2023 07:27

Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı olan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, seçim sonuçlarıyla ilgili yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tepki göstererek “Birisi hâlâ İstanbul’un iradesine saygı duymayabilir. Birisi, bugün bile Türkiye’yi değil de İstanbul’u yanında arıyor olabilir. Hayal kurmasının bir mahsuru yok. Ne sen, ne de uydurma yargı kararları, İstanbul’u zorla teslim alamayacak” dedi.

 

 

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul’un Fethi’nin 570. Yıldönümü Etkinliği’nde konuştu.

 

 

“DEMOKRATİK MÜCADELEMİZE HER KOŞULDA DEVAM EDECEĞİZ”

 

 

İmamoğlu, konuşmasında şunları söyledi:

* “Biliyorum, dün sonuçlanan Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili düşüncelerimi çok merak ediyorsunuz. Her şeyden önce oyunu kullanarak millet iradesinin ortaya çıkmasına katkı sunan tüm vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Sonucun ülkemiz adına hayırlı olmasını diliyorum.

* Ne yazık ki, iktidarın neden olduğu bütün olumsuzluklara rağmen Millet İttifakı olarak bu seçimi kazanamadık. Kişisel olarak bu sonuçlardan elbette çok üzgünüm. Seçim öncesinde söylediği her bir sözü inanarak, yürekten söylemiş biri olarak, elbette ülkem adına bu sonuçlardan çok kaygılıyım. Çünkü iktidarın siyaset anlayışı, devlet yönetme biçimi, toplumla kurduğu ilişki, bugün yaşadığımız ağır sorunların temel sebebidir. Bundan sonra yaşayabileceğimiz sorunların da kaynağı olacaktır. Onun için, bu siyaset anlayışına karşı demokratik mücadelemize her koşulda devam edeceğiz.

 

 

“DEMOKRASİ TARİHİMİZE ÇOK KÖTÜ SONUÇLARI BIRAKMIŞTIR”

 

 

* Cumhuriyet, yöneticilerin haddini bildiği ve her seferinde vatandaşa hesap verdiği rejimin adıdır. Bu prensipleri kendisine hatırlatmaya devam edeceğiz. Milletimiz, Cumhurbaşkanlığı yetkisini Cumhur İttifakı’nın adayına vermiştir. Mazeret bulmak için söylemiyorum ama tamamen adaletsiz koşullarda gerçekleştirilen, iktidarın kutuplaştırma, hakaret ve iftira dilinin damga vurduğu bu seçimler demokrasi tarihimize çok kötü izler bırakmıştır. Bunları telafi edeceğiz.

* İktidar sözcüleri muhalif seçmenleri ‘terörist’, ‘hain’ ve ‘sapık’ gibi ifadelerle itham etmekten çekinmemiş, farklı siyasi partilere gönül veren vatandaşlarımızın arasına nifak sokmaya çalışmıştır. Bu çabaların sonucunda Ordu Gülyalı’da gencecik bir delikanlımızı kaybettik. Değer miydi? Ancak 28 Mayıs seçim sonuçlarının, Millet İttifakı adına beklenmedik bir sonuç olduğu da ortadadır. Bu süreçte, toplumun bu büyük arzusunun sandıklara yansımasını sağlayacak bir gönül seferberliği kuramadık.

 

 

“SEBEPLERİNİ BULUP ÇÖZÜMLERİNİ GELİŞTİRECEĞİZ”

 

 

* Türkiye toplumunun değişim arzusunun, dün akşam gördüğümüz sonuçtan çok daha büyük olduğunu biliyorum. Bu ülkedeki değişim iradesini sil baştan inşa etmek zorundayız. Bu ülkede daha iyi bir hayat, daha adaletli bir düzen, daha müreffeh bir toplum isteyen… Bu topraklarda kuralları ve kurumlarıyla pürüzsüz işleyen bir demokrasi talep eden kesimlerin mücadelesini yeniden inşa etmeliyiz. İttifakı oluşturan parti ve kişiler olarak elbette bu gerçekle yüzleşecek, sebeplerini bulup çözümlerini geliştireceğiz. Bu olgunluk ve cesarete, mücadele kararlılığına sahip olduğumuz konusunda kimsenin kuşkusu olmasın.

 

 

“UNUTULMAZ BİR DEMOKRASİ MÜCADELESİ VERDİNİZ”

 

 

* 28 Mayıs’ta bu milletin birlik ve beraberliğine, özgürlük ve demokrasiye oy vermiş sevgili vatandaşlarım; yurt dışında rekor katılımla sandıklara giden kardeşlerim sizlere yürekten teşekkür ediyorum. Bu ülkede değişimin gerçekleşmesi adına bütün gayretleriniz, çabalarınız için şükran ve minnet duyuyorum.

* Türkiye maalesef çok uzun bir süredir, iktidara muhalif olanların bedel ödemek zorunda bırakıldığı bir ülkedir. Sizler bu bedelleri göze alarak, unutulmaz bir demokrasi mücadelesi verdiniz. Devletin herkese eşit ve adil davrandığı, özgür ve zengin bir Türkiye kurma hedefiyle çıktığımız yolda hep umutla, neşeyle ve cesaretle yürüdünüz. Sizlere buradan söz veriyorum…

 

 

“ÇOK DAHA BÜYÜK BİR GÜÇ VE İNANÇLA ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

 

 

* Her zaman doğru olduğuna inandığımız için çıktığımız bu yolda, bir adım bile geri adım atmadan, hep birlikte yürümeye devam edeceğiz. Ben, doğru olduğuna inandığım her işe, ‘o sürecin en çalışkan neferi olmak’ iddiası ve tutkusuyla başlarım. Her şeyin çok güzel olmasını sağlayacak gücün, bu inanç, tutku ve iddia olduğuna inanırım. Bundan sonra da, ülkemize bağlılığımızın, demokrasiye inancımızın, milletimize sevgi ve saygımızın gereğini yapacağız. Hep birlikte, çok daha büyük bir güç ve inançla çalışmaya devam edeceğiz.

 

 

“YOLDA OLMAK BİR TERCİHTİR”

 

 

* Kıymetli dostlarım, yolda olmak bir tercihtir. Yol almak bir tercihtir. Mutluluk yolda olmak ve yol almakla ilişkilidir. Ben zaten yoldaydım, şimdi o yolda daha hızlanacağım dedim. Keşke, bugün her şey yolunda olsa, keşke bugün milyonlarca kişi mutlu olsaydı. Keşke öyle olsaydı. Maalesef olmadı. Mutluluk yolda olmak ve yol almakla ilgiliyse, o menzile yetişmek için daha hızlı koşacağım dedim. Evet koşacağım… Bu yola, bu yürüyüşe , elbise biçmeye, çerçeve çizmeye, isim koymaya çalışanlar olabilir.

* Ben geçmişi temsil etmiyorum. Öğrenilmiş çaresizlikler, klişe benzetmeler hükmü çoktan ortadan kalkmış yargılar, bizim düşünce dünyamızda toz zerresi dahi olamaz. Ben geçmişin anlamsız alışkanlıklarını rehber edinmiyorum. Biz, o dünyaları artık değiştirmek istiyoruz. Biz geleceği temsil ediyoruz. Çocuklarımızla, gençlerimizle, kadın ve erkeklerimizle, geleceğin neferleriyiz.

 

 

ERDOĞAN’A REST ÇEKTİ

 

 

* Birisi hâlâ İstanbul’un iradesine saygı duymayabilir. Birisi, bugün bile Türkiye’yi değil de İstanbul’u yanında arıyor olabilir. Hayal kurmasının bir mahsuru yok. Dün, dün de kaldı cancağzım. Yeni şeyleri biz söylüyoruz. Ne sen, ne de uydurma yargı kararları, İstanbul’u zorla teslim alamayacak. Çünkü biz İstanbul’u fethetmedik, biz gönülleri fethettik gönülleri… İstanbul’da Sevgi kazanacak dedik. Kazandı. İstanbul’da, Birlik-beraberlik kazanacak dedik, kazandı. Kazanmaya devam edeceğiz. Evet, ülkemiz ve demokrasimiz adına çok üzgünüm. Ama asla karamsar değilim. Asla vazgeçmeyeceğim.

* Bugün itibariyle kalbimden inanıyorum ki, yürümekte olduğumuz bu doğru ve haklı yolda artık herkes, ‘bu sürecin en çalışkan neferi olmayı’ kendisine görev edinecek. Biliyorum ki, birbirimize verdiğimiz güç ve güzel enerjiyle, mutlaka başaracağız… Bu güzel ülke mutlaka, özgür, adil, müreffeh ve demokratik bir ülke olacak. Kimse kendini umutsuz hissetmesin. Biz Fatih Sultan Mehmet’in kalpleri fethetmeyi bilen vizyonundan ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mücadele geleneğinden geliyoruz. En zor şart altında millet sevgisiyle mücadeleye yeniden başlarız.

 

 

“CESUR OLMALIYIZ”

 

 

* Biz bu kadim şehirde 2019 seçimleriyle iktidara geldikten sonra, kavgacı olmadan karşıt görüşte olmanın değerini gördük. İlkelerden taviz vermeden uzlaşabilmenin mümkün olabildiğini gördük. Birbirimizi dinlemeye istekli olduktan sonra, insanların içindeki kötülüğün yerini iyiliğe bırakabileceğini gördük. Ben burada, Anadolu ve Trakya coğrafyasının; kuzeyin, güneyin, doğunun ve batının bir araya geldiği bu güzel İstanbul’da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının özündeki iyiliği, hoşgörüyü ve nezaketi gördüm.

* Ve milletimizin bu özellikleri sayesinde daha umut dolu bir Türkiye inşa edebileceğimize inandım. Ve bu nedenledir ki, değişim isteyen milyonların en umutsuz hissettiği bugün ve bu zamanda , karşınızda ‘hayır’ diyorum, hayır. Bizler, milyonlarca insan, hayallerimize ulaşabiliriz. Ülkemizin kurucularının dehası, rengi, kültürü, inancı ne olursa olsun herkesin bir arada huzurlu ve onurlu bir şekilde yaşayabileceği bir sistemi tasarlamalarındaydı. Cesur olmalıyız.

 

 

“DEĞİŞİM İSTEYEN SESLERE CEVAP VERMEYE İHTİYAÇ VAR”

 

 

* Çünkü bu şehrin ve bu ülkenin insanları nice umutsuz zamanlarda defalarca ayağa kalkmayı bildi. Bu milletin değişim iradesi daha önce de defalarca denendi ve başarıya ulaştı. Her seferinde yeni bir nesil doğdu ve yapılması gerekeni yaptı. Bugün bir kere daha bu topraklarda değişim isteyen seslere cevap vermeye ihtiyaç var.

* Hem Fatih Sultan Mehmet’ten hem de aziz Atatürk’ten öğrendiğimiz şu ki: Koşullar ne kadar zor olsa da, bazı şeyler ne kadar imkansız görünse de ülkesini seven insanlar değişimi başarabilir. Bugün önümüzdeki güçlüklerin neler olduğunu hepimiz biliyoruz: Sonu gelmeyen bir otoriterleşme, tehlikeli bir kamplaşma…

 

 

“GÜÇLÜKLERİ ÇOK İYİ BİLİYORUZ”

 

 

* Ortak geleceğimizi tehdit eden ekonomik çöküntü… Ülkeyi büyük bir borç batağına sürüklenmesi… Pek çok çocuğun bir şey öğrenemediği yetersiz bir eğitim sistemi… Bütün güçleriyle çalışmalarına rağmen iki yakasını bir araya zor getiren aileler… Mezun olduktan sonra uzun yıllar işsizliğe mahkum edilen gençler… Ortak yaşam konusunda ulusal imkanlarımızı zorlayan milyonlarca sığınmacı… Kanal İstanbul gibi şehirlerimizi betonlaştıran projeler…

* Tüm bu güçlükleri çok iyi biliyoruz. Bu güçlüklere çözüm üretmeyi de iyi biliyoruz. Ama hep birlikte bu kötü gidişe nokta koyan nesil olabiliriz. Bunların hepsini yapabileceğimize inanmayanlar olabileceğini biliyorum. Bu insanların şüphelerini çok iyi anlıyorum. Sadece kendi kendimize bu değişim olmaz. Bölünmüş haldeyken başarısızlığa mahkum oluruz. Değişim için herkesin kalplerini fethetmeliyiz. Bu ülke insanlarının ağırlıklı çoğunluğunun rızasını sağlamalıyız.

 

 

“DEĞİŞİM VE İRADE İKLİMİ YARATMALIYIZ”

 

 

* Hiçbir endişe veya şüpheye yer bırakmayacak bir değişim ve irade iklimi yaratmalıyız. Bugün burada da amacımız bu. Bu yüzden sizlerle konuşmak istedim. Gelecek güzel günler uğrunda mücadeleye devam etmek için sizlerle sözleşmek istedim. Daha adil bir hayat ve daha eşit fırsatlar için artık değişim isteyenler kazansın istiyorum. Her çocuk için daha iyi okullar, daha iyi hayat koşulları ve daha iyi sağlık imkanları sağlanması için artık değişim isteyenler kazansın istiyorum.

* Aramıza sokulmak istenen nifakı sonlandırmak ve ulusal birliğimizi mükemmel hale getirerek daha güçlü bir Türkiye inşa etmek için değişim isteyen milyonlar kazansın istiyorum. Bugünden başlayarak yapılması gerekeni birlikte yapalım ve bu dünyaya ilham kaynağı olacak bir demokrasi ve özgürlük adasını hep birlikte inşa edelim. Bugün burada, hep birlikte söz verelim… Bütün bu zorlukları aşabiliriz. Aşacağız.

* Ülkemizin dört bir köşesinde, ovasında, yaylasında, dağında, kumsalında, umut ateşlerini yakabiliriz. Yakacağız. Hatalarımızdan, eksikliklerimizden ders çıkarabiliriz. Çıkaracağız. Sırt sırta verirsek ve inanırsak, en imkansız görünenlerin bile imkansız olmadığını gösterebiliriz. Göstereceğiz. Bütün bu aşamaları hep birlikte bu ülkenin değişim isteyen milyonlarıyla birlikte yapacağız.”