İmamoğlu bizim mesajı

İmamoğlu bizim mesajı
21 Aralık 2022 17:07

Öncelikle…

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 

Meral Akşener ile İmamoğlu arasında rekabet duygusu yok. Bu, Akşener’in bugünkü grup toplantısında yaptığı konuşmada yine çok belliydi. Bunu bir kenara yazalım.

 

 

Sonra dünkü CHP Grup toplantısına geçelim.

 

 

İmamoğlu ile Kılıçdaroğlu arasında en başından beri bir baba-oğul ilişkisi var.(dı)

 

 

Bu doğru.

 

 

Ancak, Turgenyev’in babalar ve oğullar romanı baba oğul ilişkilerini çok derinden yansıtır.

 

 

Edebiyata fazla dalmadan seçim öncesi tam, şu kadarını söylemek lazım ki, baba ile oğul arasında rekabet olabilir.

 

 

Ve, varsa bu bir sorundur.

 

 

Ki, genel olarak rekabetin şöyle bir temel bireysel ve de toplumsal temel prensibi vardır…

 

 

İmkanlar az iken dayanışma öne çıkar, imkanlar artınca da rekabet.

 

 

Bu esasen tüm insan ilişkilerinin doğasında vardır.

 

 

Yani, İstanbul’u almak, yoktan var etmek idi ve İstanbul’da rekabet yoktu ama şu anda var…

 

 

Baba diyor ki, “Seni çok seviyorum, ilerlemeni de istiyorum ama burası benim hakkım, bunun mayasını ilk atan benim, hem de yaşça senden çok büyüğüm. Benim bu alanıma girme, burda karşıma çıkma”

 

 

Oğul ise, bu talebe şu veya bu sebeple uymuyor, gerçi isyan etmiyor ama içinden kabul etmiyor.

 

 

İç kabul yoksa, bu sesli ifade edilmese bile çok temel bir gerilim sebebidir.

 

 

Kılıçdaroğlu Almanya’dan döndüğü gün, Saraçhane’ye gitti hemen ve İmamoğlu’na sarıldı.

 

 

Ama bu sarılmada gözle görülür biçimde, mahkeme kararının otomatikman İmamoğlu’nu kendisinin önüne çıkarmış olmasının kontrol edilemez huzursuzluğu vardı.

 

 

Sonra aradan yaklaşık 6 gün geçti…

 

 

Bu sürede CHP içinde bir değerlendirme yapıldı.

 

 

Özellikle de, İyi Parti’nin sanki İmamoğlu’na CHP’den daha yakınmış gibi görünmesinin verdiği rahatsızlık idi bu değerlendirmelerin özü.

 

 

Bu sürede ama , muhakkak, Kılıçdaroğlu kendi içinde de bir değerlendirme yaptı.

 

 

Ve, İmamoğlu’nun İyi Parti’ye daha yakın, İyi Parti tarafından daha çok sahipleniliyor görüntüsünün, CHP açısından kayıp olacağını, İmamoğlu gibi merkez isimler CHP’den ayrılırsa merkezin İyi Parti’ye kayabileceği, CHP’de sadece Canan Kaftancıoğlu ekolünün hakim olacağı, bunun da CHP’yi daha dar bir alana hapsederek, ana muhalefet konumunu kaybetmesi tehlikesini doğurabileceğini, bu durumun neticede CHP içindeki herkesin konumunu etkileyebileceği vs. gibi hususları kafasında değerlendirdi muhakkak.

 

 

Aradan geçen günler duyguları hep daha sakinleştirir zaten. Hem bu dinginlik hem de yukarda sözünü ettiğim muhtemel değerlendirmeler sonucunda kamuoyuna Grup Toplantısında, “İmamoğlu bizim, İyi Parti’nin değil” mesajı verildi.

 

 

Ancak böyle bir mesajın verilmesi zorunda kalınması bile bir soruna delalet.

 

 

Önümüzdeki dönemde bu sorunun kontrol altına alınması kanımca çok önemli.

 

 

Bir hususa daha değinmek istiyorum…

 

 

İmamoğlu bence kendi içinden de CHP’li.

 

 

Ve, istediği CHP.

 

 

Buna dikkat etmek gerekir.

 

 

Ki, siyasette karı-koca işlerini sevmem ama Dilek İmamoğlu da gerçek bir CHP’li.

 

 

O kadının çok da sağlam bir kişiliği var.

 

 

Yekten güvenirim ona, öyle birisi o.

 

 

O kadını ben CHP merkezinde seçilme hesabı yapan bir sürü kifayetsize milyon kez tercih ederim.

 

 

İlerde , tek başına o kadın bile ilkelerin uygulanmasında etkili olacaktır.

 

 

Ha, şimdi sakın, ne yani, biz karısını değil, kendisini seçiyoruz demeyin.

 

 

Ben ne dediğimi iyi biliyorum.

 

 

Ama zaten kastettiğim de, İmamoğlu’nu karısından dolayı seçin değil.

 

 

Onu İmamoğlu olduğu için, seçimi alabileceği için seçin.

 

 

Bu seçimi almak 2023’e armağan olacağı için seçin.

 

 

Anketlerde seçilebilir çıkıyorsa, seçin…

Bu ülke bu seçimi aldıktan sonra gürül gürül akmaya başlayacağı için seçin.

 

 

Ve, hayatta bir şey neyse, odur…

 

 

Bunu kimse değiştiremez.

 

 

Kılıçdaroğlu bu ittifakın mimarıdır.

 

 

İstanbul ve Ankara’nın mimarıdır.

 

 

İmamoğlu’nu aday yapan da odur.

 

 

Ve de, diyorum ki….

 

 

Bu seçimi İmamoğlu alabilecekse onu seçin…

 

 

Kılıçdaroğlu alabilecekse de onu.

 

 

Ama sadece bu saikle hareket edin.

 

 

Yavaş seçilecekse, onu.

 

 

Tek saik, bu olmalı.

 

 

Gerisi kendi doğal akışı içersinde olur.

 

 

Siyasette amaç sistemin önünü açmaktır.

 

 

Açılmaya görsün o sistemin kapısı bir, öyle bir akar ki, oturur sevinçten ağlarsınız.

 

 

Tabii, kararmamış ise, sol memenizin altındaki cevahir.

 

 

Safile USUL Twitter 

 


Yazarın Son Yazıları:
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan