Başbakan'ın yardımcılarından ve ünlü “Şeyini şey ettiğimin şeyi” sözünün sahibi sulu göz Bülent Arınç'a, canlı yayına çıktığı (19 Eylül 2012 Çarşamba) NTV'de, OHAL'ın (Olağan Üstü Hal'in) yeniden, terörün son günlerde daha bir azdığı Güneydoğu'da ilan edilip edilmeyeceği sorulunca, “Oha” diyeceğini düşündüm.


Baki KARAKOL H&H YORUM

Demedi. Demedi ama… “OHAL çağrısını zamansız buluyorum” dedi. Sonradan “Türkiye sıkıyönetimle geçmişte çok karşılaştı. OHAL'i biz geldiğimizde kaldırdık. Ne OHAL niyetimiz var, ne de sıkıyönetimi aklımıza getirmeliyiz” dese de, “zamanı geldiğinde OHAL'i ilan edecekler”inin işaretini verdi. Bu, bir dil sürçmesi veya öylesine söylenmiş bir söz değildir, bilinçlice söylenmiş “ciddi söz”dür. Not edelim, geçelim…
….
 
1980 öncesinde, 12 Eylül'e adım adım yaklaşılırken, her gün 20 – 30 insanımız “sağ sol kavgası” adı altındaki “iç terör”de yaşamını yitiriyordu. Şimdi de… “PKK terör örgütü” adı altında “dış terör”, neredeyse günde 20 – 30 askerimizin, polisimizin yaşamına kast ediyor! Bugünlerin, 1980 öncesiyle ne ayırtı (farkı) var?!.
 
Dış teröre kurban verdiğimiz askerimizin, polisimizin şehit düşmelerinden sonra edilen siyasi söylemler, başsağlığı açıklamaları, beni, 20 – 30 vatan evladının şehit düşmesi kadar etkiliyor, benim “derin acı”lar çekmeme neden oluyor! İnanın, artık “dayanamıyorum”, “katlanamıyorum”, “kabullenemiyorum”!.. Devlet böyle mi yönetilir, terörle mücadele böyle mi yapılır?!. Bu halk, beceriksizlerin, beceriksizliklerinin bedelini daha ne kadar ödeyecek?!.
 
Başbakan'ın ve partisi AKP'nin Kamutay (Meclis) Başkanı Cemil Çiçek, Tvnet'in canlı yayınında (19 Eylül 2012 Çarşamba) çıkmış, “Dağdakiler dese ki, 'Biz silahı bırakacağız', emin olun, silahı bırakma iradeleri bile kendi ellerinde değil. İsteseler de bırakamazlar, bıraktırmazlar. Çünkü bu enstürmanı bir çok ülke kullanıyor. Örgüt bizim insanlarımızı kurşunla, roketle öldürüyor, Avrupa'yı uyuşturucu ile öldürüyor. PKK artık Avrupa'da uyuşturucunun patronudur. ABD, örgütün üst düzey yöneticilerinden 8'inin uyuşturucu kaçakçısı olduğunu ilan etti. Bunun 5 tanesi o zaman ABD'nin kontrolünde olan Kuzey Irak'ta. ABD, 'Mal varlığını dondurdum' dedi” diyor!
 
Cemil Çiçek, bu ulusun Kamutay Başkanı ve bu ulusun Milletvekili olarak, böylesi bilgi donanımın gereği için neden yürütmeyi (hükümeti) sıkıştırmıyor, başkanlığını yaptığı Kamutay'ı bu konuda çalıştırmıyor, ulusu “ulusal sorun”da tek yürek, tek yumruk yapmıyor?!.
 
Lafa gelince her şey söylenecek, insanlar “Doğru sözler” diyecek, söylemin eylemine gelince, susu pus olup, tembel tembel oturulacak! Böyle bir şey olabilir mi?!. Böyle bir şeyin olabilmesi doğru mu?!.
….
 
Bir de… Başbakan, ailece çıktıkları “resmi” yurt dışı gezilerinden yurda dönerken (17 Eylül 2012 Pazartesi) uçakta gazetecilerin “Arap sokağı ayaklandı, ama Türkiye sakin. Bizi, diğerlerinden ayıran ne?” sorusunu yanıtlarken, “Bizim verdiğimiz mesajlar var. Toplum bu mesajlara bakıyor. Son on senede aşırılıklar törpülendi. Bir anlamda paratoner gibi olduk, gaz aldık” diyor.
 
Başbakan'ın yanıtlamasını isterim: Kim ya da kimler için ve ne için bu topluma iletiler (mesajlar) verdiniz, bu toplumda “bir anlamda paratoner gibi” oldunuz ve bu toplumun “gaz”ını aldınız?!.
 
Biliyorum ki, Başbakan yanıtlamayacak, yanıtlatmayacak…  
 
Ama…  
 
Ulusun Atatürkçü, laik vatandaşı olarak… Denizli'de, İmam Hatip Lisesi'nin açılışında (17 Eylül 2012 Pazartesi) “Türkiye genelinde millet artık imam hatip okullarıyla kucaklaşıyor. Bu okullarla hasret bugün sona eriyor” dedikten sonra, “Laik okullar, terörist yetiştiriyor” içeriğinde yorumlara neden olan “İmam hatipleri neden kapattınız? İmam hatip okullarından terörist yetişmediği için mi imam hatip okullarını kapattınız? Anarşistler yetişmediği için mi imam hatip okullarını kapattınız?” sorularını soran Başbakan'a, anımsatmak ve söylemek isterim ki…
 
28 Şubat süreci öncesinde imam hatiplerin yalnızca ortaokul kısmı kapatılmıştır. “İmam hatiplerin kapatıldığı” nereden çıkarılıyor ve bunun nedeni, kaynağı ne?.. Çarpıtmaya, toplumu yanlış bilgilendirmeye ne gerek var?..
 
İmam hatip okullarında terörist yetişmediğine gelince… “Yetişmedi”ğini söylemek, “yanlış söylem” olur. Böyle bir söylemle, “terörist”in ne olduğunun “iyi bilinmediği” de anlaşılır.
 
Ulusların ortak kararlarıyla “terörist” ilan edilenleri sahiplenmek, onlara arka çıkmak, onları koruyup kollamak, bakıp beslemek… Bu ulusun kurtarıcılarına, en başta Kemal Atatürk'e ve O'nun asker, sivil arkadaşlarına düşmanca saldırmak, onların bıraktıkları “değerler”i yerle bir etmek vb “teröristlik” değil midir?!.
 
Teröristliktir!..
 
Evet… Atatürk Cumhuriyeti'ni ortadan kaldırmak, yerine ilkel bir ucube oturtmak istemek… Atatürk Türkiyesi'nin parçalanmasına içi boş sözler savurmanın dışında gerçekte ciddi bir şeyler yapmayarak katkı vermek vb teröristliktir!
 
İmam hatiplilerdeki, Atatürk, demokratik laik Cumhuriyet, çağdaş hukuk, aydınlanma, Kuran'daki din vb karşıtlığı nedendir?!.  
 
Onlara bu “anarşist”, “terörist” öğretiyi, kim, kimler, neden verdiler, verirler?!.  
 
Bu yapılan, “teröristlik” değil de nedir?!.  
….
 
Türkiye'de bugün, azgınlaşan “PKK” adı altındaki “dış terör” kadar, “sinmiş görünen, siyasallaşmış bir iç terör” vardır! Ve… Bu iç terörün odağında, İmam hatipliler yer almaktadırlar!.. Tohumları ise… 1950'lerde atılmıştır!.. İdam edilişinin 51'inci yılında (bu yıl) anılan Adnan Menderes'in Başbakanlığındaki Demokrat Parti (DP) hükümetleri döneminde de serpilip gelişmişlerdir!..  
 
Öylesi serpilip gelişmişler ki!.. Kendilerinden olmayanlara, “teröristçe” bakmış, davranmışlardır! “Mahalle baskısı” diye bir “terörist eylem”i yaşama geçirmişlerdir, ödünsüz ve acımasızca uygulamışlardır, uygulatmışlardır!.. Yarınları çok daha karanlık, çok daha zalimcedir!..
….
 
Yeni CHP'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, Adnan Menderes'in, İstanbul'daki anıt mezarına (17 Eylül 2012 Pazartesi) gidiyor, orada “Ezber bozmaya geldim” diyor!
 
Kılıçdaroğlu… Adnan Menderes'in, “Türkiye'nin ezberini bozan Başbakanların ilki” olduğunu bilmiyor mu?!. Ziyaretiyle ve ettiği sözle “kendi ezberinin bozulduğu”nun ayırtında değil mi?!. Bu eylem ve söylemi ile imam hatiplilere benzediğinin ayırtında mı?!.
 
[email protected]