Gezi Parkı eylemleri beklenenin üstünde yaygınlaşınca AKP-PKK görüşmeleri gölgede kaldı.

Hilmi SARAL H&H YORUM

Bu biraz da başbakanın işine geldiği için onun tarafından özellikle tezgâhlandı gibime geliyor. Polisin acımasız tavrı, hukuksuz ve yetkisiz durumların oluşturulması, gündem saptırmaya yönelik başbakanın asılsız iddiaları bunun böyle olduğunu düşündürüyor.

Öte yandan çekildiği söylenen PKK ve onun lideri Öcalan işlerine büyük bir ciddiyetle devam ediyorlar. Hükümet de onlara ayak bağı olacak ne kadar unsur varsa onları temizlemekle meşgul. Karakolları boşaltıyorlar, askerleri geri çekiyorlar, PKK eylemlerine müdahaleden kaçıyorlar, bölgede görevli TOMA araçlarını ve çevik kuvvet polislerini Ankara’ya, İstanbul’a görevlendiriyorlar ama olmuyor! Başbakanın sırdaşını memnun ve mesut edemiyorlar. Yanına, İmralı’ya kadın mahkûmlar gönderiyorlar, milletvekillerinden elçiler yolluyorlar; gene olmuyor! O hala, “Hükümet hızlı hareket etmeli” diye direktifler gönderiyor.

Hükümet hızlı hareket etmeli de ne etmeli? Bunu iki kafadardan başka bilen yok. Artık PKK kolluk kuvvetlerini kurmuş, yol kesip kimlik denetimi yapıyor, uzun namlulu silahlarla “şehitlik!” açılışı yapıyor, karakollara kendi bayrağını asıyor, adam kaçırıyor, iş makinelerini kundaklıyor; bütün bunlara karşın hükümet ve ona bağlı güvenlik güçleri sadece seyir ediyor. Sırdaş bunlarla yetinmiyor. “Hükümet hızlı hareket etmeli” diyor. Belli ki hükümetin hareketleri Öcalan’ın işine geliyor, onun amaçlarını gerçekleştirmesine yarıyor.

Bu söylediğimi zorlama bir yorum olarak düşünmeyin. RTÜK bile televizyonlara ceza keserken bu esaslara göre davranıyor. Türk bayrağı ile insanları eyleme çağıran televizyona ceza yazılırken, Öcalan’ın doğum günü partisine PKK bayrağı ile davet çıkaran televizyon bağışlanıyor.

O halde “Hükümet hızlı hareket etmeli” sözünden ne anlamak gerekir? Kuzey Irak’tan sonra şimdi de Kuzey Suriye’de bir kukla devletçik kuruldu. Başbakanın kankası Mesut Barzani, “Irak, Türkiye, İran ve Suriye’deki Kürt partilerini Kürt Ulusal Kongresinde toplanmaya” çağırdı. Hızlı hareket edip buraya mı yetişmeye çalışıyor Öcalan? Öyle ya herkes devletçiğini kurdu, o geç kalmışlık duygusu mu yaşıyor?

Bunlar görülmesin, bilinmesin diye Gezi Parkı olayları başbakan tarafından özellikle tahrik edildi. Eline palalarla, sopalarla insanlar sokağa sürüldü. Suç işledikleri ayan beyan olanlar mahkemeler tarafından serbest bırakıldı da evine ekmek götürebilmek için Türk bayrağı satanlar tutuklandı. Gencecik insanlar sokak ortasında kedi yavrusu gibi dövülerek katledildi. Polis kurşunuyla vurulan insanlar, gaz kapsülüyle kör edilenler hep bunları saklamak için miydi? İnsanların özellikle kör edilmeye çalışılması bu gerçeklerin görünmesini engellemeye mi yönelikti?

AKP iktidarları “Bölünmüş yol” diye bir kavram icat ettiler. Bu gidişe bakılırsa buna bir de “Bölünmüş vatan” ekleyecekler. Bölünmüş yol kavramıyla zaten bilinçaltında bölünmüş vatanı yerleştirmeye çalıştılar. Ne var ki unuttukları bir şey var:

Türk insanı ekmeğini, katığını böler de toprağını bölmez. Sadece bu yüzden kendi oğullarını ya da kardeşlerini öldürmüştür Osmanlı!

[email protected]