İhsan Özkes; "Başbakan önce kendi cibilliyetini açıklasın"

İhsan Özkes; "Başbakan önce kendi cibilliyetini açıklasın"
2 Temmuz 2012 16:52

Türkiye ile Suriye arasında yaşanan gerilim halen devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde CHP İstanbul Milletvekili, emekli müftü İhsan Özkes de, TBMM’de yaptığı basın toplantısında, krizi değerlendirerek “Savaş caiz değildir” açıklamasını yapmıştı. Özkes’in bu açıklaması çok konuşuldu, çok tartışıldı. Bunun üzerine biz de Halkın Habercisi olarak sayın Özkes’le görüştük.  

Deniz Bilgen ÇAKIR H&H RÖPORTAJ
 
İşte Özkes’in konuyla ilgili yaptığı açıklamalar;
 
 
“Suriye ile savaş caiz değildir dedim. Bizim ülkemizin gündeminde savaş yok. Düşen uçağımızda kaybettiğimiz pilotumuzun babası bile savaş istemiyor. Bu savaşa en çok İsrail sevinir. İslam dünyası kesinlikle sevinmez. Adı barış anlamında olan İslam, inananları barışa çağırır. Savaş, dini, kültürel, siyasi, sosyal, ticari ve komşuluk açısından doğru olmaz.

Bizim Suriye’yle ülkemizi doğrudan ilgilendiren, bağımsızlığımızı tehdit eden bir durumuz yok. Bu konuda dış güçlerin taşeronluğu yapılıyor.  Ben yaptığım basın toplantısında da, Meclis’te AKP’lilerin yüzüne de söyledim; Sayın Başbakan Büyük Ortadoğu Projesi’nden istifa ederse, Yahudi Üstün Cesaret Ödülünü geri verirse Suriye ile aramızda sorun kalmaz.
 
Başbakan sürekli ayetler hadisler okuyor. Son grup toplantısında Hz.Ali’den diye bir hadis okudu, “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” dedi. Ancak o hadis Hz. Muhammet’e aittir.  
Hz.Ali, “Haksızlık önünde eğilmeyiniz. Önce hakkınızı, sonra şerefinizi kaybedersiniz” der. Herhalde bu söz Başbakan’a ağır geliyor.  
 
Ben ‘savaş caiz değildir’ açıklamasını yaptım. Çünkü Başbakan, hep ayetle, hadisle, sanki Suriye’yle savaşı destekler mahiyette konuşuyor. Ben de CHP’de bu konuda uzman olan kişiyim. Bir açıklama yapma gereğini duydum. Başbakan Türkiye’nin  Suriye’yle savaşını sanki Allah istiyor, peygamber istiyor havası veriyor. Oysa söyledim, dinimizin adı İslam. İslam’ın anlamı barıştır.   
 
Başbakan’ın dini siyasi emeller için kullanması öteden beri var. Adamın iliklerine kadar işlemiş bu konu. Her vesileyle dini siyasete alet etme gibi bir özelliği var. Tabii bu da beni emekli bir müftü olarak rahatsız ediyor. Allah, dini Tayyip Erdoğan kendi emelleri için kullansın diye göndermedi. Tüm insanlık için gönderdi. Dinimiz barışı öne çıkarıyor, savaşı değil.  
 
Ben savaş caiz değildir derken bunun altını da doldurdum. Dini ticari, siyasi ahlaki, kültürel ve komşuluk hukuku bakımından caiz değildir dedim. Ben bu açıklamayı yapmazsam boşluk olur. Mesleğim gereği görevimi yerine getirdiğimi düşünüyorum.

Dinin siyasetle içi içe olmasından rahatsızım. Neticede biz muhalefet ediyoruz. Sürekli din üzerinden siyaset yapan ve bunu bırakmak istemeyen bir iktidar var.  
 
Bugün bile Sayın Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu’nun cibilliyetini  dile getirmiş Başbakan. Sormak lazım kendi, cibilliyeti ne?  Onu bir ortaya koysun, sonra Kılıçdaroğlu’na el atsın. Türkiye onun cibilliyetini az çok kestiriyor ama bir de kendisi açıklasın. Sürekli din üzerinden, köken üzerinden siyaset yapıyor.

Kendi etnik kökenini bir yüzyıl öncesine kadar açıklama cüretini gösteriyorsa hodri meydan. Biz  etnik köken, dini köken üzerinden siyasetle karşı karşıyayız. Bu nedenle mecbur kalıyoruz bu tip açıklamalara. Halbuki biz de biliyoruz halkın gerçek sorunları bunlar değil.”

[email protected]
https://twitter.com/denizbcakir