Hükümet BDP’ye Karadeniz üzerinden mesaj verdi
20 Şubat 2013 00:04

1-BDP’den bir heyet Sinop’ta 9 saat bir binanın içinde mahsur kaldı.

Safile USUL H&H YORUM

Bu kadar uzun süre mahsur kalmaları bir tercihin sonucu olabilir ancak.

Yani, Başbakan eğer isteseydi, BDP’lilerin hemen o binadan çıkabilmelerini sağlardı.

BDP’liler de 9 saat beklemek zorunda kalmadan o binadan çıkarılıp, Sinop dışına taşınabilirlerdi.

O halde neden o kadar uzun süre mahsur kaldılar?

Çünkü Hükümet BDP’ye, “Bizden fazla şey istemeyin, bakın halk karşı, biz istesek de fazlasını veremeyiz.” mesajı vermek istedi.

BDP’liler Karadeniz gezisini 1 aydır Hükümet ile koordine ettiklerini söylüyorlar.

Hükümet, Karadeniz’de bu tip bir ziyaretin bir sonuç doğurmayacağını bildiği halde, sırf seçime kadar terörü yatıştırmaya matuf olarak bu oyuna göz yumdu.

2-Karadeniz halkı genellikle köylerde yaşar ve bu tür işlere karışmaz. BDP’nin ziyaretinde karşılarına çıkanlar il merkezlerinde yaşayan gençlerdendir. Karadeniz halkını temsiliyet özellikleri yoktur.

Ama, Karadeniz halkı bu konulara mesafeli olmakla beraber, böylesine oyunlarla dolu bir meseleyi zaten çözemez.

Ayrıca da…

Köy bölgeleri genel olarak diğer bölgesel sorunlara mesafelidir ve kendi düzenine dikkat eder. Yani, kendi ektiği, biçtiği toprağın karakterinin değişmesini istemez ve başka bölgeler ona yabancıdır. Ki, bu Avrupa’da da böyledir. Köyler kapalıdırlar. Bunda da esasen bir mahsur olmayıp, bu doğal bir olgudur.

Karadeniz köylerinde o köye tanıdık olmayan herkese kim olduğu sorulur ve eğer tanıdık değilse iletişim kurulmaz.

Bu yolla Kürt meselesi anlatılmaz Karadeniz’de.

Karadeniz veya başka kapalı bölgelere onların güven duyduğu siyasal kimlikler üzerinden ulaşılır ancak.

Şimdi…

Diyelim ki, farazi olarak Karadeniz halkı BDP ile iletişim kurdu ve onlara hak verdi.

Bu durumda BDP’nin isteği olan her yönden özerk yönetim, bağımsız mali kaynak, bir nevi özerk bir devlet vs. gibi konulara onay verse bile Karadeniz halkı…

Hükümet PKK ile görüşmelerinde esasen terörü erteleme amaçlı olarak davrandığı ve özerklik, federasyon, paralel devlet tesisi vs. gibi bir amaç taşımadığı için, BDP’nin özerk yönetim vs. sahibi olması hususunda görüşeceği kesim Karadeniz halkı değil.

Hükümet özerklik, federasyon vs. gibi bir adımın sonuçlarını kontrol edemeyeceğini bildiği ve kabul ettiği için sadece genel seçimi almaya yönelik olarak bir ağız propagandası yapıyor.

E, böyle bir durumda da BDP’yi Karadeniz’e yollamak anlamsız olduğu kadar çok ağır da bir sorumsuzluk.

Çünkü, sonuç vermesi mümkün olmayan bu adım sonuç vermediği gibi, Kürk kökenli vatandaşlara, “Kürtler Karadeniz’e gitti, az daha linç edileceklerdi.” mesajını veriyor ve insanlar arasındaki duygusal uçurumu büyütüyor.

Çünkü herkes için şöyledir ki, gittiği ve misafir olduğu, yabancı olduğu bir yerde ters muamele görmek o bölge ile ilişkinin tadını bozar ve yaralar.

Hükümet böyle birşeye neden mahal veriyor?

Ağız propagandası ile PKK’da beklenti yaratıp, silah kullanma arzusunu seçimlere kadar törpülemek için ama herşeyle de oynanmaz ki…

Bu tutum ayrıca da, Kürtler arasındaki uzaklaşma eğilimini beslemekten başka bir işe yaramaz ve silahlı terörü daha da çok artırır ilerde.

Siyaset ahlakı oynanmayacak şeylerle oynamamak gerektiğini bilmeyi ve buna uygun davranmayı gerektirir.

Ve de…

Tavşana kaç, tazıya tut deyip, oy almaya çalışma taktiği gerçekten de benim hatırladığım hiçbir hükümet tarafından böylesine kullanılmadı.