Henüz vakit varken

Henüz vakit varken
6 Şubat 2020 17:30

Kazalar iyi bir ülke yönetiminde de olur.

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 
Her zaman öngörülmesi veya karşı tedbir alınması mümkün olmayan kaza durumları olur.

 
Ama siyasi ve buna bağlı kurumsal yönetimler sistemsel olarak eksik ve hatalı ise, bir toplumda bu tür kazalar olur.

 
Hangi tür?

 
Şöyle ki…

 
İzmir İstanbul uçuşları sıradan uçuşlardır.

 
Yani, uçulan hat eskiden beri bilinen, hep uçulan, öngörülmesi zor risk faktörlerinin olmadığı bir hat.

 
Ve, dünyadaki kazalar da bu duruma bir endekstir.

 
Yani hava uçmacılığının gelişkin ve yerleşik olduğu ülkelerde bu tür hatlarda kaza olmaz.

 
Peki bizde dün akşam olan kazanın siyasi yönetimle ilgisi var mı?

 
Var.

 
Önce kendi olayı izleme sürecimi anlatayım kısaca.

 
Dün akşam saat 18.15 sıralarında İstanbul’da çok kuvvetli bir rüzgar oldu.

 
Bu, normalde kesilmeyen Dsmart yayınının kesilmesinden de belliydi.

 
Sonradan tv’lerden kazaya dair haberleri izlerken gördüm ki, Dsmart yayınının kesildiği anlarda tam, İzmir’den gelen Pegasus uçağı Sabiha Gökçen’e iniyormuş.

 
Nitekim, 18.15’den itibaren aralıklarla çok şiddetli rüzgar dalgaları oldu ve Dsmart yayını da hep aralıklarla kesildi.

 
Yine, tv’leri daha sonra izlerken uzmanlar bağlandı.

 
Bağlanan uzmanların en etkin ve bilgili olanlarına dikkat ettim.

 
Hepsi Türk Hava Kuvvetleri’nden emekliydi.

 
Çok yetkinlerdi ve ben onları tanıyorum.

 
Doğrudan tanımıyorum ama yolculuklarımdan tanıyorum. Eskiden uluslararası çok fazla uçuş yaptığım için tüm havayollarının pilotlarını tanıyorum. Tarzlarını biliyorum.

 
Ve, eskiden uzun uluslararası uçuşlarda en sevindiğim zamanlar bir Türk pilotu ile uçuş yapabildiğim zamanlardı.

 
Örneğin New York’da, Air France uçağı bizi Delta’ya aktarıp, ardından Delta uçağı bozulunca bizi THY’ye aktardıklarında sevinçten bir ağlamadığım kalmıştı.

 
Şimdi…

 
Dün kaza uzmanlarını izlerken Beyazıt Karataş isimli birini gördüm.

 
Bir defa, yayına bağlanan diğer bazı hükümet yanlıları gibi, konuşmasına spikere, “Nasılsınız” diye abuk bir soru sorarak başlamadı.

 
Çok düzgün, ölçülü konuşuyordu, yani klasik Türkiye Cumhuriyeti eğitiminden geçmiş biriydi ve Türkçesi bir numaraydı.

 
Sonra çok ehil ve anlaşılır ve ikna edici biçimde anlattı.

 
Bu arka rüzgarda pilot inmemeliydi, kule de inme izni vermemeliydi.

 
Fakat (çok da hakkaniyetli bir yaklaşım olarak) Paegasus’un pilotları bu yanlış inme kararına rağmen inişte doğru bir teknik kullanarak, uçağın tamamen yanıp, tüm yolcuların hayatını kaybetmesini önlemişlerdi. (uçağı sert indirmiş pilotlar ve bu durumda, yani zemin çok ıslakken sert iniş olmasa uçak çok daha kötü parçalanırmış)

 
Bu uzmanı merak ettim ve Google’a baktım. Baktım ki bu da geçmişte Ergenekon mudur ne halttır, bir şekilde bu da hapse atılmış.

 
Şimdi dünkü kazaya yol açan faktörlere dair şunları söylemek isterim…

 
1-Türk havacılığı çıkış damarı takip edilerek ilerlemeliydi, yani Türk havacılığın kökü üzerinden gelen ve iyi yetişmiş kişiler, hapiste değil havacılığın yönetiminde olmalıydı

 
2-Pegasus pilotları da kanımca bu kökten ama yeniler ve geçmişle bağları koparılmış

 
3-Kule yönetimi bence siyasi iktidara yakın kişilerden ve hiçbiri bu kökten gelmiyor

 
4-Yeni havalimanından korkan yolcular Sabiha Gökçen’e yüklenmiş, ki, ben kendi eğilimimden biliyorum, birkaç hafta önce yeni havalimanındaydım ve dedim ki içimden, uzak muzak ben artık Sabiha Gökçen’i kullanayım. Oysa Sabiha Gökçen kapasitesinin üstündeymiş ve acil bakım gerektiren bir pisti varmış, pistin üstelik koruyucu alanı yokmuş, yani uçak pistte kayarsa mesela, doğrudan TEM’in üst tarafındaki uçuruma yuvarlanıyormuş

 
5-Sabiha Gökçen’e aşırı yüklenmenin ve o pistin sorumlusu doğrudan hükümettir

 
6-Prof. Mikdat Kadıoğlu, ki hiç boş konuşmaz ve dünya çapında bir bilim insanıdır, dedi ki dün, “Pilot eğitimlerinde meteoroloji kısmını anlatanlar ehiller değil.” (Eti Maden’in yurtdışı kadrosuna imamı atayan hükümet kimbilir bu derse kimi koymuştur)

 
7-Yazıya eklediğim videodan görüleceği üzere, uçak içindeki yaralılar 1 saati aşkın süre tahliye edilmemişler. Bence bunun sebebi çok basit. Bunlar kazanın ciddi olduğunu, uçağın üçe bölündüğünü kamuoyundan gizlediler. Ben an be an takip ediyor olmama rağmen uçağın o halinden saatler sonra haberdar oldum. Olayı uzun süre, uçak pistten çıktı ama bir şey olmadı şeklinde yansıttılar

 
Bir de…

 
Bu sabah Van’daki çığda hayatını kaybeden astsubayların fotoğraflarını gördüm.

 
11 astsubay, yani bir tabur desem yeridir.

 
Bir devlet için utanç verici zira sonradan AKUT ekibinden uzmanların ve diğer bazı uzmanların anlattıklarından anlaşılıyordu ki, arama kurtarma çalışmalarında dahi bunlar yanlarına ehil kişileri almıyorlar. AFAD, UMKE gibi doğrudan siyasi olarak kendi yönlendirmesi altında olanlarla hareket ediyorlar.

 
Ve, bunlar siyasi bağnazlık altında hareket eden organizmalar olduğu için, işlerin ve bilimin kökünden gelen uzmanların yapacağı şekilde davranamıyor ve mesela kurtarmaya yolladıkları kişilere telsize benzer bir cihazı monte etmeden yolluyorlar. (AKUT temsilcileri anlattı ayrıntıları tv’lerde)

 
Çığ Anadolu’da hep olur. Ülkemiz çığda hayatını kaybedenlerin hikayeleri ile doludur.

 
Ama 2020 Şubatında Van’da çığdan kurtarma hareketi böyle olmazzz. Bunu anlıyoruz.

 
Siyasi emir eri olmadığımız veya bir adama hizmet etme saikimiz olmadığı için ve bilimle beslenmekten nasibini almış olarak bunu anlıyoruz.

 
Henüz vakit varken derken, başlıkta, ne demek istedim…

 
Şunu demek istedim…

 
Türkiye’nin hala, çok iyi yetişmiş bir nüfusu var.

 
Yetkin insanları var.

 
Bunlar kurumsal yönetimlerde değiller.

 
Bu kuşaklar ölmeden, bu ülkede siyasi yönetim değişmeli.

 
Henüz vakit varken.

 
O PİLOTUN KİŞİSEL HATASI

 
Dünyada milyonlarca gencin sevgi ve başarı sembolü Kobe Bryant da geçtiğimiz günlerde helikopter kazasında öldü.

 
Oradaki sorun, “Ben bu havada da uçarım” egosu çok güçlü olan bir pilotun hatasıydı.

 
Los Angeles polisinin bile uçmadığı o hava şartlarında uçmakta diretmişti.

 
Çünkü çok tanınan ve başarılı bir pilottu. Her koşulda uçabilirdi. O farklıydı.

 
Üstelik, “kendi görüşümle uçacağım diye diretmiş”, kule görüşünü kabul etmemişti.

 

 

 

 

Safile USUL Twitter

 

 


Yazarın Son Yazıları:
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı
Didik didik bir şey aramışlar