Haydi hastalar doktora sahip çıkma zamanınız geldi! Ya bize sahip çıkın ya da ileride doktorlara veda edin… Öldürülen meslektaşım Fikret Hacıosman’ın anısına…

Haydi hastalar doktora sahip çıkma zamanınız geldi! Ya bize sahip çıkın ya da ileride doktorlara veda edin… Öldürülen meslektaşım Fikret Hacıosman’ın anısına…
4 Ekim 2018 11:30

GATA’da asistandım, yıl 1998… Odamda yatan hastalarımdan biriyle görüşme halindeydim. Dışarıda bir arbede, bağırış, çağırış oldu.
 

Dr. Semih DİKKATLİ H&H YORUM

 

 

 

Hastamdan müsaade isteyerek ayağa kalktım ve kapıyı açtım. Biraz önce taburcu evraklarını imzaladığım bir hastamı yerde uzanmış ve iki personelimizi onun üzerine çullanmış durumda gördüm. Ben olayı anlamaya çalışırken personelin bir bana seslendi;
-Hocam içeri gir, sakın dışarı çıkma…
Ben ne olduğunu anlamaya çalışırken, baktım yerde bir tabanca… Hemen aldım, ardından durumu biraz kavramış halde personeli uyardım.
-Sakın hastaya zarar vermeyin. Sadece sakinleşene kadar öylece üzerinde durun.
Personel öfkeli…
-Hocam az önce bu adamı elinde silahla odanıza girmek üzereyken yakaladık. Hemşire hanım durumu fark edip bizi uyarmasa belki de şarjörü üzerinize boşaltacaktı.
-Olsun, olsun ne de olsa hastadır, siz sakın ona zarar vermeyin.
Neden bu kadar sakin ve biraz önce beni öldürmeye çalışan birine karşı bu kadar affediciyim peki? Çünkü asistanlığımın birinci yılında, kendisini yere çarpan iri kıyım bir komando hastanın üzerine çullanan personeli de Prof.Dr. Ünsal Söylemezoğlu Hocam aynı şekilde uyarmıştı.
-Sakın ha, sakın hastaya zarar gelmesin.
Böyle davranmayı başka kimden mi öğrendim:
Kendisini bıçakla kovalayan hastaya sahip çıkan, Prof. Dr. Ali Bozkurt ağabeyimden öğrendim.
Nereden mi öğrendim: Kendisine ana avrat küfredip penisini gösteren hastaya tebessümle bakıp; “ayıp, hadi toparla bakalım pijamanı, bunu görmemiş olalım” diyen Prof. Dr. Salih Battal Hocamdan öğrendim.
Diyarbakır acile kan revan içinde gelen mayına basmış, roket yemiş, taranmış askerlere vakit kaybetmemek için çıplak elle müdahale eden cerrah arkadaşlarımdan öğrendim. O hastaların kanını yerlerden, hasta sedyelerinden gözyaşları içinde temizleyen hemşire arkadaşlarımdan, intihar girişimi nedeniyle iki kolu kırılmış hastasını elleriyle yıkayan, yemeklerini yediren Rahmetli Pembe Bulut Hemşireden öğrendim.
Hastaya düzgün hitap etmediğimizde bizi hasta başı sınavından bırakan hocalarımdan, kıyafetimin hastalarıma saygı gereği düzgün olmasını isteyen, boyasız ayakkabıdan nefret eden, kitap okumazsak, baleye, tiyatroya gitmezsek bize iyi doktor olamazsınız diyen hocalarımdan öğrendim.
Yüzlerce yıllık doktor olma geleneğinden öğrendim, Hipokrat’tan, İbn-i Sina’dan, Mazhar Osman’dan öğrendim.
Biz gerçekten hasta olan insanlar için kendi hayatımızı, zamanımızı, ailemizi feda etmeyi öğrendik.
Şimdi ne mi oldu? Şimdi hastalar yine hasta ama ülkemizde terbiyesiz, ahlaksız, namussuz bir güruh oluştu ve onlarda hasta gibi bize gelip kişisel çıkarları ve beklentilerini bize dayatır hale geldi ve biz tıbbın gereğini yapınca da bizlere saldırır oldular.
Hep söylerim hastalık ayrı şeydir, terbiyesizlik, şerefsizlik, suç işleme eğilimi ve namuzsuzluk ayrı şeydir.
Bizim hastalarımıza canımız feda ama yeter artık daha fazla öldürülmeyelim. Gerçek hastalarımız bize sahip çıkmazsa biz onlara nasıl sahip çıkacağız.
Öldürülen meslektaşımız ardından çalışmaya devam ettiğimiz için bizi eleştirenler var ama itin, kopuğun, namussuz alçakların yüzünden gerçek hastalarımız mağdur edecek değiliz. Bize bir de bu gözle bakın ve sahip çıkın, çünkü yakında hastalıklarınızla ilgilenecek doktor bulamayacaksınız.
Hastalarımız başımızın tacı ama terbiyesizlik, namussuzluk, alçaklık edenleri de çekecek halimiz kalmadı.
Haydi “GERÇEK HASTALAR” ileride doktor, hemşire, teknisyen, sağlık memuru bulmak istiyorsanız bize sahip çıkma zamanınız geldi.

 

Dr. Semih DİKKATLİ Twitter

 

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
İçimdeki çocuğun bayramı
Herkes birine zorba…
Kara Kutu… Hadi yüzleşelim…