Hatay Barosu Başkanı Ekrem Dönmez: Polis ‘Ben devletim’ diyemez

Hatay Barosu Başkanı Ekrem Dönmez: Polis ‘Ben devletim’ diyemez
3 Ağustos 2020 11:36

Kimlik kontrolü yapmak isteyen polislerle girdiği ‘dayanak’ polemiğinin ardından gözaltına alınmasıyla ülke gündemine oturan Hatay Barosu Başkanı Ekrem Dönmez, Sözcü’den Can Çapar’a konuştu. Dönmez, o akşamki amacından, olay gecesi yaşananlara, kendisine gelen mesajlardan, adalet sisteminin işleyişine kadar pek çok konuda çarpıcı açıklamalarda bulundu.

 

 

Hatay Barosu Başkanı Ekrem Dönmez 29 Temmuz gecesi İskenderun’nda bir mekanda ailesiyle yemek yerken, polislerle arasında geçen kimlik sorma tartışması sonrası gözaltına alınmış, ifade verdikten sonra memurlardan şikayetçi olup karakoldan ayrılmıştı. Dönmez o akşam yaşananları, neden kimlik göstermek istemediğini ve sonrasında olanları anlattı.

 

O ANDAN SONRA İŞİN RENGİ DEĞİŞTİ

 

* Beni gözaltına alan polisler hastaneye gidene kadar tehdit ettiler. ‘Sana göstereceğiz’ şeklinde ifadeler kullandılar. Durumun kötüye gittiğini anlayınca eşimde olan telefonuma ulaştım. İskenderun Kaymakamı’na haber verdim. O da İlçe Emniyet Müdürü’ne haber verdi ve beni doktor raporu için gittiğimiz hastaneden İlçe Emniyet Müdür Vekili aldı. O andan sonra işin rengi değişti. Olumsuz bir durum yaşamadım.

 

KOŞULLARI OLUŞMAMIŞ BİR GÖZALTIYDI

 

* Baro başkanı olduğum İskenderun Kaymakamı’nı aradıktan sonra anlaşıldı. Ben telefonla iletişim kurmasaydım, baro başkanı olduğumu açıklamayacaktım. Çünkü o durumun hukuksuz olduğunu düşünüyorum. Karakola götürmeleri, polis otosuna bindirmeleri hukuksuzdu. Koşulları oluşmamış bir gözaltıydı. Gözaltı kararını polis değil, hukuki bir işlem olduğu için bir savcı vermeli. Polis, savcı kararı olmadan bunu kendi başına gerçekleştiremez. Ben de buna karşı çıkmak adına baro başkanı olduğumu söylemedim.

 

VATANDAŞ SORMADAN POLİS BEYAN ETMELİ

 

* Polisin kimlik soracağı vatandaşa ilk önce bu sorgunun ya da üst aramanın neye dayandığını, tarihini, numarasını, emri verenin kim olduğunu net olarak ortaya koyması gerekir. Vatandaş sormadan polis bunu beyan etmeli. Doğrusu budur. Sadece suçüstü durumlar haricinde bu böyledir. Bugün “Keşke kimliğimi gösterseydim” demedim. Zaten diyecek olsaydım o akşam kimliğimi gösterirdim.

 

KÜFÜRLE BAŞLAYAN MESAJLAR ÖZÜRLE BİTTİ

 

* Ben bu olayın bu kadar genişlemesini arzu etmedim. Türkiye’de kanun tanımaz polis memurları her zaman olmuştur ve sırf başlarına bir şey gelmesin diye susan ve karşı koymayan bir sürü insan var. Onlarca kişi bu olaydan sonra da bana ulaştı, teşekkür etti.

* Bana “İyi ki bunu yaptınız, biz hep başımıza bir şey gelmesin diye sustuk” yazıp destek verdiler ama sayısız küfürlü mesaj da geldi. “Lan sen kimsin?” ifadesinden başlayarak ağza alınmayacak içerikli mesajlar da aldım. Bütün küfür içerikli mesajlara “Merhaba, iyi akşamlar, çok ayıp, küfür etmeye neden ihtiyaç duydunuz, ben bir ayrıcalık istemedim, bir kusurum varsa da bedelini ödemeye hazırım, ya peki ben haklıysam ne yapacaksınız?” diye yanıt verdim. Bu ifadelerden sonra hepsi afalladı ve benimle diyaloga geçtiler. Sonra da pişman olup özür dilediler. “Sen kimsin lan” diye başlayan mesajlar, kendi mağduriyetlerini anlatarak, özür dileyerek bitti.

 

‘POLİS SORARSA DEVLETTİR’ ANLAYIŞI VAR, BU YANLIŞ!

 

* Polise bir avukat olarak değil vatandaş olarak tepki gösterdim. Çekilen görüntüler polisin yanlı tutanak tutma girişimini engelledi. Bana küfür edenler doğru bilinen bir yanlışın “Türkiye’de polis sorarsa devlettir” anlayışının aşılanmasından kaynaklanıyor. Evet, işini doğru yapan kamu görevlileri var ama usulüne göre yapmayanlar daha fazla.