Başbakan Erdoğan muhalif kamuoyunda yürüyen tartışmaları gözucuyla takip ederken o kendi masasının başında asıl başka birşeyle uğraşıyor.

 
Ve…
 
En büyük oy valesi olarak da dershanelerin kapatılmasını ve üniversiteye giriş sınavının kaldırılmasını görüyor şu anda.

SAFİLE USUL H&H YORUM
 
En kitlesel oy ordan gelir çünkü.
 
Yerel seçime kadar dershaneleri kaldırıp, ardından da “ÖSS şu şu tarihten sonra yok” diyerek yüzde 50 üstü oy saadetini yaşamayı hedefliyor.
 
Ki, üniversite harçlarının kaldırılacağını açıklamıştı bundan kısa bir süre önce.
 
Ama tam emin olmak istiyor Erdoğan ve bu nedenle daha geniş bir ağ yayması lazım.
 
Dolayısıyla dershane ve ÖSS’den dolayı madden ve manen canı çıkmış geniş kitleler için en geniş ağ olarak dershane ve ÖSS’yi seçti.
 
Dün partisinin yüksek teknoloji ve eğitim kurulunu toplayıp, “dershaneleri kaldırma planını hemen sunun bana” demiş, onlar, “Bu iş çok zor, hemen yapamayız” deyince, “Ne demek zor, derhal yapın” diye kızmış.
 
Ki, iki vakte kadar yapmazlarsa Erdoğan’ın dediğini, ikame edilirler.
 
Erdoğan’ın şu anda en önemli işi ve angajmanı bu, haberiniz olsun.
 
Bu arada canlar…
 
İftar yapıp etki sağlarız filan diye fazla angaje olmaya da pek gerek yok bu nedenle.
 
Kimsenin umurunda değil.
 
Dinsel konuları derd edenler için Erdoğan yerinde görevlendirmeler yapıyor.
 
Örneğin çocuklarının din eğitimi almasını çok isteyen yerel bazı alanlara Fatma Hanım’ı (Şahin) yollayıp, “cami ile okulu barıştırmalıyız” dedirtiyor.
 
Yani, büyük şehirlerde iftar angajmanı ile bence AKP’ye ısırık atılamıyor.
 
Ama ben şimdi Erdoğan’dan devam edeyim.
 
Erdoğan muhalif kamuoyu içindeki tartışmalara çok önem vermiyor.
 
O ilk evvele yerel seçimlerde oy almanın kesin sonuç getirecek somut yollarına vakfetmiş vaziyette şu anda kafasının ve gönlünün en has odasını.
 
Bu kapsamda en somut planı, işte, bu dershane ve ÖSS olayı.
 
İçinden de diyor ki, “muhalifler siz tartışa ve benden arta kalan iftar ve din programlarına devam ededurun, yerel seçim oyumu en maddi projelerle alıp size öyle nanik yapayım”
 
Bir de…
 
Erdoğan AKP’ye katmak için yeni liberaller ve solcular arıyormuş.
 
Altan kardeşler, Cengiz Çandar, Ahmet İnsel, Murat Belge vs.’yi kaybetti ya artık.
 
Onların yerine yenileri lazım.
 
Ki, laikus orta sınıflar daha bir kolayca meyletsinler AKP’ye.
 
Hele bu sefer İzmir de var ki, solcunun da, liberalin de iyicesinden lazım.
 
Böyle buram buram sol ve liberal kokacak.
 
İşte ama ben de bu bayram öncesi ortaya bir iddia koyuyorum.
 
AKP solcu veya liberal bulamayacak.
 
Bir de milliyetçi arıyorlarmış ki, herhalde MHP kökenliler düşünülüyor, o taraftan da kimseyi bulamazlar artık.
 
İddiamı unutmayalım, sonra bakalım, tamam mı? (Süleyman Soylu’yu örnek vermeyin sakın, kabul etmem)
 
Bayram dileklerine geçmeden önce birşey daha.
 
Bu, AKP’nin okul tabletleri hikayesi ilk çıktığında kendi kendime demiştim ki, bu iyi birşey olsa Avrupa ülkeleri de kullanırdı bunu.
 
Hatta arayıp, birkaç AB ülkesine soracaktım fakat o aralar artık büro ortamım olmadığı için bunu yapamadım.
 
Ama, işte dün gazetelerde yer aldı.
 
Türkiye’nin bu konuda görüş bildirmesi anlamlı olan en saygın fakülteleri bu tabletlerin genç popülasyondaki kanser oranını nasıl fırlatacağını açıkladılar.
 
Bu üniversiteler taa o zaman söylemeliydi bunu ama ne yapalım en azından şimdi söylediler.
 
Bayramdan sonra görüşmek üzere, iyi bir bayram dileklerim ve saygılarımla.