Gülseren Onanç ne yapmak isterdi?

Gülseren Onanç ne yapmak isterdi?
22 Mayıs 2013 21:00

“CHP çözüm sürecinde geri kalıyor.” şeklinde özetlenebilecek bir şikayetle ve buna yönelik olarak basında yaptığı açıklamalar nedeniyle CHP Genel Başkan Yardımcılığı görevinden ve MYK’dan ayrılan Gülseren Onanç bugün ilk kez bir televizyon programına katılarak bu konuda konuşacakmış; Halkınhabercisi’nde okudum az önce.

Safile USUL  H&H YORUM

Gülseren Onanç’ın şikayeti CHP’nin AKP’nin gerisinde kaldığı ve Kürt meselesinin çözümünde AKP’nin önde olduğu yönünde olduğuna göre…

Şu soruyu sormak lazım.

Gülseren Onanç CHP’nin ne yapmasını isterdi?

Ne yapmalıydı ki, AKP’den geri kalmasın?

Buna ilişkin bazı şıklar yazıyorum, ki, konu daha da netleşsin.

Soruyu tekrarlıyorum…

CHP ne yapsaydı Gülseren Onanç için Kürt meselesi konusunda AKP’den geri kalmazdı?

Şimdi de bazı cevabi şıklar:

a-AKP ile birlikte kamuoyuna, “Hükümet çok iyi bir çözüm paketi hazırladı. Biz de arkasındayız” açıklaması yapması

b-CHP’nin AKP ile beraber Meclis’de komisyon kurması ve/veya hal-i hazırda kurulmuş olan çözüm süreci komisyonuna üye vermesi

c-“Biz şu ana kadar bunları hiç akıl edemedik ama bu hükümet akıl etti, bize de buna destek vermek düşer” şeklinde bir açıklama yapması

4-AKP ile yarışa girerek, ondan veya Hükümet’in akiller heyetinden önce onların gideceği yerlere gitmesi ve halka veya STK’larla temaslarında, “Ya, aslında Kürt meselesini çözmek bizim fikrimizdi…” demesi

5-Hükümetten ayrı olarak, bir kürt meselesini çözüm heyeti kurup, halkla toplantılar yapması

6-Bir heyet kurup Barzani ile görüşmeler yapması ve PKK ile görüşmelere dolaylı olarak katılması

Bu şıklar uzatılabilir ama bu kadarı sanırım yeterli.

Şıkların ironik olarak değil de, ciddi ciddi düşünülüldüğünü farz edelim ama hakikaten ironi yapmadan ele alalım…

Yukardaki şıkların hiçbirisi CHP’ye veya Türkiye’ye yarar sağlamaz ve sonuç vermez.

Çünkü mevcut durum şu çerçevede bir durum ki, hükümet “eski devlet” le hesaplaşma arzusu temelinde Kürt meselesini kendisine müttefik gördü.

Yani, şöyle düşündü…

“Bu devlet beni çok ezdi, Kürtleri de ezdi, o halde ben Kürt konusunu da eski devleti eritmek için kullanayım”

Olay tamamen bundan ibaret.,

Mesela, bakın…

Mesut Yılmaz 2004’de, Vatan Gazetesi’ndeyken Hükümet ve AB konusunda bana bir röportaj vermiş ve o röportajında şöyle demişti…

“AKP’nin tek derdi ordu, AB’yi orduya karşı kullanmak istiyor.”

Bu cümlesi beni o zaman çarpmıştı çünkü vakit henüz erkendi ve Hükümet’i tam olarak anlamak henüz zordu.

Fakat o zaman da olay buydu.

Nasıl eski devletle hesaplaşabilirim olayı.

AB de bunun mezesiydi, şu andaki çözüm süreci denen şey de…

Yukardan devam ediyorum yine…

Hükümet Kürt meselesini de “eski devlet”le hesaplaşma aracı olarak görüyor demiştim…

Ve, Kürt meselesini hiçkimse bu şekilde çözemez.

Zaten doğası gereği çok zor olan bir mesele bir başka hesabın mezesi olarak ele alındığında o işten bir sonuç çıkmayacağı kesindir.

Bunun dışında…

Hükümet herhangi bir çözüm haritasına sahip değil, seçime kadar zaman kazanmaya çalışıyor sadece.

Bunun da dışında, hala daha mezhepçi bir iç ve dış siyaset yürüten bir siyasi partinin etnik bir meseleyi çözebilecek bir zihniyet taşıması mümkün değil.

Hadi bunu da bıraktık…

CHP’nin kendi başına bir hareket tarzıyla AKP’ye paralel bir angajmana girdiğini düşünelim.

CHP muhalefette olan bir parti ve..

Bu tür bir paralel angajmanda ne seçmene kendini anlatabilir…

Ne de kafasında bir düşünce varsa bile bunu yapabilecek yürütme erkine sahip.

CHP’nin şu anda gireceği her türlü angajman AKP’nin yürüttüğü angajmana karışır seçmen algısında.

Bundan da CHP’ye çıkacak hiçbirşey yok.

Bundan Türkiye’ye çıkacak birşey de yok.

Kaldı ki, Türkiye’nin Kürt meselesinde almış olduğu mesafeyi de çok iyi seçmek ve yeni projeleri bunun üzerine bina etmek lazım.

Bu ayrı bir yazı konusu ama modern Türkiye’nin etnik meselelerde almış olduğu mesafeyi bir Erdoğan’ın kafasında olgunlaştırıp, anlaybilmesi için ömrü bile yetmez.

Çünkü o hala medeniyeti dinler ittifakı sanıyor.

Yani ve bugünlük hülasası…

CHP’nin Hükümet’in çözüm süreci dediği şeye imrenmesi için hiçbir neden yok.

CHP’nin şu dönemde konsantre olması gereken yegane şey kanımca, makro siyasal dengelerin bir hukuk devletinin yaşayabileceği demokrasi modunda olmasına (da) matuf olarak, kendi seçmenine ek, başka seçmenden de oy alabilecek çapta projelere vakit ayırması.


Yazarın Son Yazıları:
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı
Didik didik bir şey aramışlar