Gül istifa etti, Soylu ile polemikleri gündeme geldi!

Gül istifa etti, Soylu ile polemikleri gündeme geldi!
29 Ocak 2022 12:09

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, son bir yılda üç kez karşı karşıya geldi. Kabinenin iki üyesinin medya üzerinden örtülü mesajları bugüne de ışık tutuyor.

 

 

Abdulhamit Gül, 10 Temmuz 2018’de başladığı Adalet Bakanlığı görevini bugün itibariyle bıraktı.

Resmi Gazete’de yer alan resmi dille ‘görevden affını istedi’, Türkçesi ise istifa etti ve yerine Bekir Bozdağ atandı.

 

 

Türkiye’de son yıllarda yargı bağımsızlığı ve mahkemelerin aldığı kararlar oldukça tartışılıyor. Gül, bakanlığı boyunca, bu soruna ilişkin hem yargı dünyasına hem de siyaset arenasına dikkat çekici mesajlar verdi. İsim vermeden bakanların açıklamalarını eleştirdi, yargıçlara ‘adliyenin adaletin kapısı olduğunu unutmayın’ diye seslendi, sosyal medyadaki kampanyalara tepki gösterdi ve yargı bağımsızlığına sürekli olarak dikkat çekti. Ancak Abdulhamit Gül’ün açıklamalarının bir etkisi olmadı, Türkiye hala mahkemelerin aldığı kararları ve verdiği cezaları tartışıyor.

 

 

YARGIYA PARMAK SALLAYAMAZ

 

 

Abdülhamit Gül, bakanlığı boyunca kabineden bir isim ile son bir yılda üç kez karşı karşıya geldi. İsim verilmeden girilen tartışmalarda mesajların nereye gittiği açık ve netti. Türkiye’de siyaset gündemine bir dönem İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Adalet Bakanı Abdulhamit Gül arasındaki tartışma damga vurdu. Gül’ün istifasının ardından bu tartışmalar yeniden gündeme geldi.

Süleyman Soylu, 20 Ocak 2021’de annesine sosyal medya üzerinden küfürlü hakaret eden kişinin serbest bırakılmasına, Twitter üzerinden tepki gösterdi. Gül’ün yanıtı ise “Klavye başına geçip sosyal medyada bana her gün tutuklama siparişi verenlere sesleniyorum. Bu işleyişi beğenmeyen gider itiraz hakkını kullanır ama yargıya parmak sallayamaz” oldu. Tartışmanın ikinci gününde Adalet Bakanı Gül, Soylu’nun annesine yapılan hakareti kınadı. Gül, bir kez daha ihtiyaç duyulması halinde bu tür suçlara yönelik yaptırımların artırılabileğini ancak bunun tartışma yerinin “sosyal medya değil, parlamento olduğunu” vurguladı. Soylu ise tartışmaya ilişkin soruları yanıtsız bıraktı.

 

 

İKİNCİ PERDE SEDAT PEKER İLE AÇILDI

 

 

Soylu, Gül ile yaşadığı tartışmanın ikinci perdesini organize suç örgütü liderliği iddiasıyla hakkında yakalama kararı çıkarılan Sedat Peker’in videolarına cevap vermek için 24 Mayıs’ta katıldığı Habertürk canlı yayında açtı.

Peker’in kardeşi Atilla Peker’in Kıbrıslı gazeteci Kutlu Adalı cinayeti ile ilgili gözaltına alınması gerektiğini belirterek isim vermeden Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ü işaret eden ve “Benim görevim önleyiciliktir” ifadeleriyle yine Adalet Bakanlığı’na yüklenen Soylu şu tepkiyi vermişti:

“Anama sövdüler itirazımı dile getirdim. Hala sosyal medyada itiraz ediyorum, sizin adınıza itiraz ediyorum. Bugün bunun (Atilla Peker) alınması için KOM Dairesi’ne yazı yazdım. Benim mi yazdırmam lazım, resen devreye girilmesi lazım değil mi? Benim görevim İçişleri Bakanı olarak önleyiciliktir. Meseleyi gördüğüm an müdahale etmektir. Olay çıktıktan sonra olay sonu raporu yazmak değil. Kutlu Adalı cinayetinde en ufak bir şey açık duruyorsa bizim namus meselesidir.”

Gül, Haziran ayında Soylu’nun bu sözlerine isim vermeden şu yanıtı verdi:

“Yargının kendi tabii ve doğal mecrası içinde çalışması beklentisi, bu tabii ve doğal işleyişe saygıyı da gerektirir. Kanunu uyguladığı için savcının, hakimin itham edilmesi, hedef haline getirilmesi hiçbir şekilde mazur görülemez. Uygulaması gereken mevzuatı uyguladığı için yargıya ithamda bulunulması hukuk devletinde alışık olunan bir durum değildir. Kanunu değiştirme ihtiyacı ortaya çıkmışsa kanunda bir eksiklik olduğu düşünülüyorsa bu işlemin adresi bellidir. Ortaya çıkan sosyal veya hukuki ihtiyaçlar doğrultusunda kanunu değiştirmek veya düzenlemek Meclis’in görev ve yetkisindedir.”

 

 

SOYLU’YA HUKUK ARKADAN GELSİN CEVABI

 

 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kasım 2021’de “Geçen gün vilayetlere gidiyorum; Diyarbakır, Adana ve İstanbul da dahil olmak üzere, muhtarlarımız diyor ki “Efendim şurada metruk bina var burada metruk bina var. Ama mahkeme kararı var yıkamıyoruz.” Ya arkadaş sen gece yık, mahkeme kararı bizim arkamızdan gelsin” ifadelerini kullandı.

Üç gün sonra 8 Kasım 2021’de Abdulhamit Gül, Soylu’nun bu sözlerine de yine ismini anmadan “Değerli arkadaşlar bizim rehberimiz hukuktur, bizim rotamız hukuktur, bizim kılavuzumuz hukuktur. Biz yapalım hukuk arkadan gelsin değil hukuk önden yürüsün biz ona göre kendimizi ayarlayalım anlayışıdır hukuk devleti” cevabını verdi.

 

 

SÖZLERİYLE ÇELİŞTİ

 

 

Abdulhamit Gül, 25 Kasım 2021 “Biz yürütmenin parçasıyız ve yürütme içinde kalmaya devam edeceğiz. Burada kimse Adalet Bakanı’na cübbe giydiremez. Hakimler, savcılar kendi kararlarını kendileri verecektir. Ben hiçbir davayla ilgili yorum yapamam” dedi. Ancak, Gül geçtiğimiz hafta gazeteci Sedef Kabaş’ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik sözlerine ilişkin “Haset ve nefretten doğan bu hadsiz ve hukuksuz ifadeler, milletin vicdanında ve adalet önünde hak ettiği karşılığı bulacaktır” diyerek Kasım ayında söylediği sözlerle çelişti. Bu arada, Sedef Kabaş bir televizyon programındasöylediği sözlerden dolayı Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla tutuklandı.

 

 

FETÖ SUÇLAMASI

 

 

“Milli görüş” geleneğinden gelen Adalet Bakanı Abdulhamit Gül Eylül 2019’da, Sabah gazetesi yazarı Dilek Güngör’ün, “son dönemde yargıdaki kritik noktalara FETÖ’cülerin getirildiği” iddiası ile hedef olmuştu. Abdulhamit Gül ise söz konusu iddialara, “Düne kadar FETÖ’cülerle aynı maklubeye kaşık sallayanlar, çıkıp bize FETÖ ile mücadele dersi vermeye kalkışmasınlar, Türk yargısına hesap sormaya kalkmasınlar, Türk yargısına töhmette bulunmaya kalkmasınlar” açıklamasıyla tepki göstermişti.