“Gezi Hücresi” diyorlar

“Gezi Hücresi” diyorlar
11 Eylül 2013 17:30

“Hücre” bilindiği gibi, bilhassa da 12 Eylül darbesi döneminde, siyasi polisin jargonunda ve televizyon yayınlarında çok önemli bir yer tutardı.

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 

“Terör örgütü hücresi”, bilmemne örgütünün bilmemne hücresi vs.

 

“Hücre” silahlı terör örgütlerinin gizlice hareket eden, silahlı, tehlikeli grupları için kullanılan bir kavram yani.

 

Ki, dünyada da, “El-Kaide hücresi”, “Taliban hücresi” filan gibi kullanılır zaten.

 

Ve de, normalde hakikaten bir silahlı gizli terör örgütü varsa bu kavramı kullanmak polisiye açıdan normaldir de.

 

Ama, “Hücre” kelimesini bu Hükümet ve ona gömleği kadar yakın basın Gezi Parkı olayları için kullanıyor.

 

Bakın…

 

Hükümete en yakın bir-iki gazeteciden biri olan Star Medya Grup Başkanı Mustafa Karaalioğlu 9 Eylül tarihli ve “Gözün aydın Gezici, Türkiye kaybetti” başlıklı yazısında şöyle diyor…

 

“Şehir Hareketleri ve Habitat Koalisyonu adında bir Gezi Parkı hücresi Uluslararası Olimpiyat Komitesi’ne bir mektup yazarak….”

 

Yani…

 

Şehir Hareketleri ve Habitat Koalisyonu bir terör örgütü hücresi anlamında, “hücre” olarak tarif ediliyor yazıda.

 

Gezi Parkı olaylarına katılanlar bir örgütün kolları, söz konusu Şehir Hareketleri ve Habitat Koalisyonu da bu örgütün bir hücresi

 

Oysa bu bir sivil toplum kuruluşu ve Olimpiyat Komitesi’ne, Olimpiyatların Türkiye’ye verilmemesini isteyen bir mektup yazmış.

 

Yazabilir, yazması iyi olabilir, kötü olabilir, doğru olabilir, yanlış olabilir ama sen ona hücre diyemezsin…

 

Eğer Ortadoğu tipi bir poliscilik anlayışının ortağı değilsen, diyemezsin.

 

Sivil toplum hareketliliğini kriminalize edemezsin, buna ilkel bir polisiyecilik gözüyle bakamaz ve buna uygun kavramları köşene kral gibi oturtamazsın…

 

Eğer Ortadoğu tipi bir baskı devletçiliği anlayışının ortağı değilsen tabii…

 

Ve de…

 

Bu anlayışta bir Hükümet ve onun basını ile dün de genç Atakan’ın başına aldığı gaz fişeği darbesi ile hayatını kaybetmesi çok anlaşılır bir durum.

 

Kaç tane gencin kanına girildi şu son aylarda, tesadüf mü, değil tabii, “hücre”ci mantığın doğal bir sonucu.

 

28 ŞUBAT YARGILAMASINDA YENİ BİR İLGİNÇLİK VAR

 

Birkaç gündür, 28 Şubat yargılaması kapsamında yapılan mahkeme duruşmalarına dair ilginç haberler çıkıyor Hükümet basınında.

 

Şöyle ki…

 

Hükümet basını duruşmalardan şikayetçi…

 

Sanıklara çok iyi davranıldığı, sandalyeler sert olduğu için sanıklara sandalye minderi verildiği, bir kısım sanığın duruşma anında çerez yediği vs. gibi şikayetler var.

 

Bugün de, Star Gazetesi, duruşmalar için, “Devran dönerse yargılaması” başlığını kullanmış.

 

Yani, “Hakimler, Hükümet güç kaybeder de Türkiye eski haline dönerse başımıza birşey gelir” diye düşünerek, 28 Şubat sanıklarına iyi davranılıyor demek isteniyor.

 

Duruşmalar hakkında doğrudan bir bilgi ve izlenimim yok ama Hükümet basını bunları yazdığına göre altında yatan birşey vardır diye düşünüyorum.

 

Ve, aklıma şu geliyor…

 

Söz konusu hakimler Hükümetten yargılamarda doz düşüklüğüne gidilsin diye bir sinyal almış olabilir.

 

Bunun muhtemel sebebi olarak ise aklıma, Hükümetin TSK’yı kullanma ihtiyacının artacağını düşünmesi sebebiyle, TSK içinde tutuklamalar ve hapisler nedeniyle oluşmuş olan güvensizlik ve gerilimi azaltmak istiyor olacağı geldi.

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı
Didik didik bir şey aramışlar