Gevşemeyin, tehlike bütün dehşetiyle devam ediyor

Gevşemeyin, tehlike bütün dehşetiyle devam ediyor
18 Haziran 2018 23:17

Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk milletinin yaşam-ölüm platformu olan 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimlerine çok az bir süre kala boynumuzun üzerinde asılı duran ”Demokles’in kılıcı” formatındaki tehlike bütün dehşetiyle devam etmektedir; bu nedenle seçimin sonucunu alıncaya kadar milletçe gevşemeye ve çalışmalardan nokta kadar ödün vermeye asla dayanacak lüksümüz yoktur.

 

 

 

Dr. İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

16 senedir iktidarda olan AKP’nin ve bilhassa onun liderinin katıldığı seçimler olarak şunu iddiasız bir dille söyleyebilirim ki, bu seçim özgürlük ve cumhuriyetimizi kazanma açıından artık sondur.

 

Yani bu sçimle 16 sene boyunca RTE’nin tamamen rayından çıkardığı Atatürk’ün akıl, bilim, uygarlık ve Türklük değerleri bağlamında kurduğu Cumhuriyet değerlerine ya yeniden döneceğiz, ya da bugün Ortadoğu gerici devletlerinde uygulanan Cumhuriyet görünümlü zalim diktatörlüğü sonsuza kadar bu topraklarda yerleştirmiş olacağız.

 

Çok iyi biliniyor ki, Ortadoğu tipi cumhuriyetlerde devletin başına geçen biri kısa ürede diktatörleşir ve yapılan şekli seçimlerde yüzde 90’ların üzerinde oy alarak adı konulmamış krallığını hep sürdürür.

 

Çünkü, bu ülkelerde halk o kadar korkutulup sindirilmiştir ki, başka birine veya diğer bir partiye oy vermesi asla olası değildir.

 

Zira, korku belasına tüm insanlar birbirlerini yönetime ispiyon ederler ve bunun karşılığında önlerine biraz kemik atılır!

 

Türkiye’nin de 16 ene içerisinde bu yola girdiği ama Atatürkçü kuşak sayesinde bunu tam olarak başaramadıkları ortadadır.

 

Şimdi sadede gelelim.

 

Geldiğimiz nokta itibariyle Cumhuriyet aydınlığının adayı Muharrem İnce’nin 2.tura kalarak RTE ile yarışacağı ve buradan Cumhurbaşkanı olarak ipi göğüsleyeceği, TBMM çoğunluğunun da muhalefetin eline geçerek, 16 senedir bir şark çıbanı olarak milletin boynuna yerleşmiş olan AKP’nin, dolayısıyla onun despot liderinin egemenliğini kaybedeceği ortadadır.

 

Ama kazın ayağı öyle değil.

 

Korkumuz oy talanı ile birlikte, yasal kılıflı devlet despotizminin uygulanarak seçimleri almalarıdır.

 

Bu yapmadıkları bir şey değildir.

 

En son olarak 16 Nian 2017 referandumundaki RTE’nin çalışma sitilini size anımsatmak isterim.

 

AKP’nin sandıklardan çaldıkları oylar haricinde, YSK Başkanı’nın yasa dışı olarak 2 milyon üzerindeki mühürsüz pusulaların ”evet” oyu olarak sandığa yansıtılmasına karar vermesi RTE’nin yasal kılıflı devlet despotizmini uygulayarak seçimi almasından başka bir şey değildi.

 

Ve, RTE bunun tanımlamasını da ”Atı alan Üsküdar’ı geçti!” olarak yaptı.

 

Bunu özellikle yazmamın nedeni CHP’nin yoğun bir şekilde sandıkları ve oy tutanaklarını kontrol altına alma önlemleri-tabii ki olması gereken bu-konusundaki yoğun çalışmalarıdır ki, ”Atı alan Üsküdar’ı geçti!” yöntemi karşısında bunun çok yeterli olacağını hiç düşünmüyorum.

 

Ki, RTE bunu geçenlerde partisinin mahalle temsilcilerine yaptığı konuşmada hiç çekinmeden dile getirerek ”Sandıklara hakim olduğumuz zaman seçimi başlamadan bitirmiş oluruz ve HDP baraj altında kalmazsa seçimi kaybederiz…” mealinde sözlerle, daha doğrusu verdiği emirle dile getirmiştir.

 

RTE’nin bu dehşet verici ve baştan sona kadar suç olan sözleri karşısında hala daha uyursak ve oylarımızı korumayı sandıklara ve oy pusulalarına sahip olma şeklinde algılarsak seçimi kaybedenlerden olacağımızı şimdiden haber vereyim.

 

RTE’nin bu şekildeki oy talanı zihniyetine karşı çok etkili ek önlemlere gereksinimizin olduğunu önemle anımsatmak istiyorum.

 

Sandıklar çin 1 milyon görevli sloganı ile başlatılan önlem en önemlisi, çünkü şimdiye kadar sahipsizlikten dolayı CHP ve diğer uhalefet partilerinin oyları AKP görevlilerince talan ediliyordu ve bu seçimde de fırsat buldukça aynı demokrasi soygununa devam edecekleri, aldıkları emir gereği çok açıktır.Bu durum karşısında ”Millet İttifakı”nı oluşturan sandık görevlilerinin, ittifaka ait tüm ortak partilerin de oylarını kontrol altına alması gerekir ki, sonuçta bu işlem yine partilerine ek olarak yansıyıp fazla milletvekili çıkarmalarını sağlayacaktır.

 

CHP’nin her seçim çevresine 1 avukat sloganı başlıbaşına demokratik hukuksal çerçevede yine çok önemli bir çalışmadır ve sadece sandık görevlileri değil, oy kullanan ‘‘Millet İttifakı” seçmenlerinin gördükleri en küçük bir olumsuzluk karşısında bu görevli avukatla derhal iletişim kurmalıdırlar.

 

Seçim güvenliği için TBB’nin basına sunduğu irtibat-şikayet telefon numaralarını yurtsever yurttaşlarımız not ederek, gerektiğinde şikayet etmelidirler.

 

YSK’nın önüne seçimin ta en başında Muharrem İnce’nin ifade ettiği gibi ”50 bin avukatı cüppelerini giyinmiş olarak yığacağım” demesi önlemlerin en önemlisidir ki, nedenini açıklayayım.

 

Birkaç makalemde ve biraz önce yukarıdaki satırlarda ifade ettiğim gibi RTE’nin seçim kazanma yöntemi ”Atı alan Üsküdar’ı geçti!” deyimine bağlı olan ve yasal kılıflı devlet despotizmine dayanan bir oldu bitti karşısında, esasen bu oldu bittiye meydan vermeden 50 bin avukatın cüppeleriye YSK önünde ve taşra illerinde diğer avukatların seçim kurullarının önünde bulunması çok önemlidir ve esasen bu yazımın ana konusu buna dayanmaktadır.

 

Çünkü milletimizin yaşam-ölüm platformu olan bu seçimde AKP ve onun lideri tarafından uygulanacak olan bir yasal kılıflı devlet despotizmi karşısında insanlarımızın yasalara bağlı olarak hukuksal çerçevede gösterecekleri demokratik hareketler nedeniyle çıkan problemler için Atatürkçü yurtsever avukatlar teyakkuz halinde olmalıdırlar.

 

Şunu da bu yazının belkemiği ve RTE’yi çok iyi tanıyan biri olarak belirteyim ki, hukuksal demokratik hareketlere hazır olan kitlelere karşı RTE asla yasal kılıflı devlet despotizmini kullanarak seçimi yağma yöntemi ile kazanma cesaretini gösteremeyecektir.

 

Seçim günü, yani 24 Haziran’da Atatürkçü Cumhuriyetçi yurtsever seçmenlerin, AKP’nin sosyal medyayı kısıtlamaı veye geçici olarak askıya alması durumunda da ek olanaklarla birbirleriyle yoğun iletişim kurması demokratik hukukal eğilimler açısından kaçınılmazdır.

 

Diğer bir anımsatma olarak Güneydoğu’da ve her seçim çevresinde HDP’nin demokratik hakkı olan oylarına seçmeni ve sandık görevlileri ile duyarlı yurttaşların çok iyi sahip çıkmaları gerekir.

 

Ani bir oy talanına karşı son ana kadar dikkat edilmeli ve haksızlık karşısında demokratik hukukal hakları veeğilimleri kullanmamız kaçınılmazdır.

 

Milletin istiklalini, milletin azim ve kararı kurtaracaktır.

 

 

Dr. İbrahim ÖDOĞAN Twitter

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!