Fıtrat devri

Fıtrat devri
31 Ekim 2014 09:17

9 ayda iş kazalarında ölen işçi sayısı 1414 kişi.

 

 

Çağların IŞIK H&H YORUM

 

 
Elimizde dünya geneli bir istatistik olmasa da bu alanda dünya lideri olma ihtimalimiz oldukça yüksek görünüyor.

 
İnanılmaz bir rant yaratma ve paylaşma dönemi yaşıyoruz.

 
Öyle bir rant paylaşımı ki, ne yasa, ne vicdan, ne insanlık dinliyor.

 
Her kitlesel işçi ölümünün altında o var.

 
Ama her faciadan sonra, önce yetkililer aklıyor.

 
Soma’da 301 işçinin can verdiği maden faciasında denetimi yapılmış olan işyerinin hiçbir eksiğinin ve kusurunun olmadığını önce yetkililer açıkladı.

 
Çok sonra kameralar karşısına çıkan işveren, tüm önlemlerin eksiksiz alınmış olduğunu ve kusurlarının bulunmadığını söyledi.

 
Rezidans inşaatında 10 işçinin ölümüne neden olan asansör faciası için takipsizlik kararı verildi.

 
İşveren her türlü önlemi aldıklarını açıkladı ve işçileri dikkatsizlikle suçladı.

 
Ermenek’teki maden ocağı kazasında su baskınına maruz kalan 18 işçiye hala ulaşılamadı.

 
Faciayı önce bir anayasa profesörü sel felaketi olarak nitelendirdi.

 
Sonra işveren doğal bir afet olduğuna yönelik basın açıklaması yaptı.

 
Yüzlerce metre derinlikteki madene 30 derecelik dik eğimle ve merdivenle inilip çıkılıyormuş.

 
İşveren yasayla getirilen 6 saat çalışma kısıtlamasını yemek iznini gasp ederek tolere etmeye çalışmış.

 
Tuvalet izni bile verilmemiş ve işçiler ihtiyaçlarını pet şişelere yaparak gideriyorlarmış.

 
Ölümle savaşan işçilerin hiç biri sendika üyesi değilmiş.

 
Uzmanların güvenlikle ilgili tespit ettiği teknik ve yasal eksiklikleri yazmaya zaten gerek yok.

 
Çalışma Bakanı Sayın Faruk Çelik “Benim gördüğüm, bu madene ruhsat verilmemeliydi. Ocağı kapatacağımız zaman işveren 50 kişiyi devreye sokuyor.” diye açıklama yaptı.

 
Bölgedeki 5 maden şirketinin aynı aile bireylerine ait olduğunu ve devlete 120 milyon lira borçları olduğunu, haciz işlemlerine rağmen borcun tahsil edilemediğini yine Sayın Bakan açıkladı.

 
Sayın Bakan gücünün yetmediğini itiraf etmekle aslında rant paylaşımının engel tanımaz gücünü de ortaya koymuş oluyor.

 
O yüzden kimse işçiler yemeklerini dışarıda yemiş olsalardı bu facia olmazdı demesin.

 
Güvenlik tedbirlerinin alınmamış olduğu gerçeğini savuşturmasın.

 
1 saat önce ya da 1 saat sonra da olabilirdi bu facia.

 
Somada işçilerin günlerce önceki gaz kokusu uyarılarının dikkate alınmadığı ortaya çıkmıştı.

 
Ermenek’te de işçilerin günler öncesi su sızıntılarını bildirdikleri halde yine de çalıştırıldıkları ortaya çıktı.

 
İşveren nasıl olurda böylesine riskli bir durumu önemsemedi?

 
Vicdansız olabilir.

 
Gözünü para hırsı bürümüş olabilir.

 
İnsan canına birazcık bile değer vermemiş olabilir.

 
Allahtan da korkmamış olabilir.

 
Ama suçun doğuracağı yasal sorumluluktan nasıl korkmamış?

 
Bunun yanına kalacağından nasıl bu kadar emin olabilmiş?

 
Güney Kore’de 300 kişinin öldüğü gemi kazasında sorumluluğu bulunan kaptan için idam istenmiş.

 
Başka ülkelerde İnsan hayatının bedeli bu kadar ağırken, ülkemizde neden önemsiz?

 
Çünkü biz; rantın büyüdükçe ölümlerin arttığı ve hesabın kan parasıyla ödendiği bir fıtrat devrinde yaşıyoruz.

 

 

 

Çağların IŞIK Twitter

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Seni başkan yaptıracağız
Yarının gülüşleri bugünün gözyaşlarında boğuldu
Dağlıca saldırısının Cizre’yle ilgisi var mı?