Feyzioğlu: Suçlu tespiti konusunda toplumsal vicdan tatmin olmamıştır

Feyzioğlu: Suçlu tespiti konusunda toplumsal vicdan tatmin olmamıştır
6 Ağustos 2013 12:00

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Ergenekon Davası’nın kararını, “Balyoz ve Ergenekon davalarında verilen mahkumiyetlerin ‘suçlu’ tespitini doğru yaptığı konusunda toplumsal vicdan tatmin olmamıştır” ifadeleri ile değerlendirdi.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Ergenekon Davasında
verilen kararları yazılı açıklama ile değerlendirdi. Askeri darbelerin
demokrasiye ve topluma büyük ve telafisi çok zor zararlar verdiğini
belirten Feyzioğlu, darbelerin, siyasi partilerin kurumsallaşmasını
önlediğini, sivil toplum örgütlenmelerine izin vermediğini, demokrasinin
bir yaşam biçimi olmamasına ve seçimden seçime oy vermek şeklinde
görülmesine neden olduğunu belirtti.

Bir ceza davasında gerçeğin yanlıştan, suçlunun suçsuzdan ayırt
edilebilmesi için, içeriği evrenselleşmiş ilkelerle belirlenmiş adil
yargılanma hakkına saygı duyulmasının zorunlu olduğuna vurgu yapan
Feyzioğlu, adil yargılanma hakkının, yargılamayı yapan mahkemeler
açısından yükümlülük, yargılanan bireyler için temel hak, toplumun diğer
bireyleri için ise demokratik bir toplumda hukuk içinde yaşamanın
güvencesi olduğunun altını çizdi. Balyoz ve Ergenekon adıyla bilinen
davaların konusu askeri darbe teşebbüsleri olsa bile bu davaların
gerçeğe ulaşılabilmesi için adil yargılanma hakkına saygı duyulması
gerektiğini ifade eden Feyzioğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Her iki davada da adil yargılanma hakkı ısrarla ve silsileler
halinde ihlal edilmiştir. Bu ihlaller yalnızca ulusal düzeyde değil
uluslararası düzeyde de tespit edilmiş bulunmaktadır. Şu halde anılan
davalarda verilen mahkûmiyetlerin suçlu tespitini doğru yaptığı
konusunda toplumsal vicdan tatmin olmamıştır. Toplumun önemli bir kısmı
bu kararların, yargılamayı yapanların,
‘hukuka uygun yürütülen bir
sürecin sonunda tecelli etmiş vicdani kanaatin’ üzerine değil
‘keyfiliklerin’ üzerine inşa edildiği düşüncesindedir. Maalesef iddia
edilen suçlarla ihlal edildiği ileri sürülen kamu düzeni, toplumu
kutuplaştıran ve adalet duygusunu zedeleyen bu yargılama süreçleri
tarafından çok daha ağır şekilde ihlal edilmiştir. Bu çerçevede örneğin
terörle mücadele eden Türk Silahlı Kuvvetleri’nin önceki Genelkurmay
Başkanı’nın terör örgütü yöneticisinin gizli tanıklığıyla, Türk Silahlı
Kuvvetleri’ndeki görevli subayların sahteliği bilimsel olarak sabit
dijital verilere dayanılarak ve gazetecilerin yaptıkları haberler
gerekçe gösterilerek mahkûm edilmesi, toplumsal vicdanı daha önce
görülmemiş şekilde yaralamıştır.”