Fettullah Gülen’e dostça açık uyarım’dır
19 Mart 2014 14:30

”Emin bir kaynaktan aldığım son bilgi ya da iddia şudur:

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

Daha önce Fehmi Koru misali aracıları Pensilvanya’ya gönderen Abdullah Gül geçtiğimiz günlerde Fethullah Gülen’e önemli bir işadamını gönderip seçime birkaç gün kala yapılacağı iddia edilen büyük sızdırma operasyonuna engel olmasını istemiş.

Abdullah Gül’ün son elçisi bunun olmaması halinde Cemaatin bu süreçten çok çok zarar göreceği mesajını iletmiş. Cemaat şayet frene basar ve ateşkes ilan ederse 30 Mart sonrası önce ilişkiler dondurulacak, sonrasında göstermelik bir birkaç soruşturma ile hadise geçiştirilecekmiş… Bana anlatılana göre Gül’ün bu teşebbüsünden Tayyip Erdoğan da haberdarmış.

Buradaki esas husus ateşkes kararı verilmesi halinde Abdullah Gül’ün verdiği sözleri yazılı hale dönüştüreceği garantisi imiş.

Peki Fethullah Gülen’in karşılığı ne mi olmuş?

Arkadaşlarla değerlendirelim demiş!..

Kuşkusuz Gül’ün bu yazılı taahhütlü teşebbüsünde kendi siyasi ikbal ve post hesapları etkili olmuştur.

Gelelim ateşkes ihtimaline:

Zor görünüyor zira F tipi örgüt bu operasyona emperyal bir görev olarak soyunmuştur… Küresel efendilerinden talimat almadan frene basmaz ancak bir diğer iddiaya göre Tayyip-Gül ikilisi ADL Başkanı Abraham Foxman’ı bunun için devreye sokmuştur…”

Yukarıdaki satırlarda belirtilen iddialar Aydınlık yazarı Sabahattin Önkibar’ın 18 Mart 2014’te yazdığı makaleden alınmıştır.

Bu iddiaların gerçek olup olmadığı konusunda kesin bir yargı da bulunamam ama bu husustaki gelişen olaylara ve Recep Erdoğan’ın Fethullah Gülen’e son zamanlarda yönelttiği ağır tehditleri analiz ettiğimiz zaman bunların doğru olabileceği yönünde insanda bir düşünce eğilimi oluşuyor.

Neden?

Rakip veya düşmana yapılan tehditlerin tümü iki esasa dayanır.

Bunlardan birincisi düşmanın kendisine yönelik olarak yapacağı diğer atakları bir yerde durdurmak.

İkincisi ise düşmanın elinde kendisini mahvedecek her türlü bilgi,belge ve güçler varsa sanal karşı ataklarla yani tehditle onu pazarlığa, daha doğrusu varılacak bir anlaşmaya sevketmektir.

İşte yukarıda belirttiğim gibi son zamanlarda Recep Erdoğan’ın Fethullah Gülen’e yönelik ağır tehditlerine baktığımız zaman onu bir anlaşmaya sevketmesi yönünde yapılan bir atak olarak kendisi hakkındaki iddiaların doğru olabileceğinin kanıtı gibi önümüzde durmaktadır.

Şimdi, Sabahattin Önkibar’ın yazısında belirtilen iddiaların kuvvetli ihtimalle doğru olduğunu kabul ederek Fethullah Gülen’e açık uyarımızı yapalım.

Daha doğrusu Recep Erdoğan’la yapılan bir anlaşmanın sonunun felaketle biteceğini bir tez olarak hemen baştan belirtelim ki ben bu husustaki uyarımı yine bu köşede 1 Haziran 2013 tarihinde ortada aralarında henüz açıktan kavga namına bir şeyler yokken ‘’FETHULLAH GÜLEN ELİNİ HIZLI TUTMAZSA; TAYYİP KENDİSİNDEN ÇOK ACI İNTİKAM ALACAK’’ başlıklı makalemde nedenleri ile birlikte yazmıştım ki linkini hemen aşağıda veriyorum; gelişen talihsiz olaylar ve ‘’Hizmet’’ hareketine verdiği zararlara baktığımız zaman öngörümün yüzde yüz meydana çıktığı çok açıktır.

Tekrar da olsa okumanızı istirham ettiğim bu makalemin linki şudur:

Fethullah Gülen elini hızlı tutmazsa;Tayyip, kendisinden çok acı intikam alacak

Öncelikle bir hususu belirterek neden Recep Erdoğan’la anlaşmaya varılamayacağı konusunu bir kısım psikolojik verileri belirterek devam edelim.

Öncelikle şunu belirtelim ki Recep Erdoğan ile Abdullah Gül’ün siyasal istikballerinin devamı birbirlerine bağlıdır ve birinin aleyhine olabilecek bir şey diğerini de doğrudan etkileyeceği kesindir.

O nedenle aralarında bazen çatışma olabileceği algısı oluşsa bile hep birlikte hareket etmektedirler.

Örneğin, Recep Erdoğan’ın çıkarttığı ve Cemaat’in aleyhine olan HSYK ve dershaneler ile ilgili yasaları Abdullah Gül’ün gözü kapalı olarak hemen onaylaması bu bağlamdadır.

Şimdi Cemaat’in elinde Recep Erdoğan’ı mahvedecek kaset vs. var ve bu 25 Mart’ta deşifre edilecek deniyor.

Ve dehşet üstü bir kasetmiş; öyle ki bırakın siyasi yaşamının bitmesi, insan içine dahi çıkamayacakmış.

İşte bu noktada Fethullah Gülen’e bir işadamı aracı olarak gidip bu kasetin yayınlanmaması hususunda anlaşma teklif edilmiş ve kendileri hakkında yapılacak yargı soruşturmalarının durdurulması taahhütü verilmiş, bunun yazılı olarak da garanti altına alınacağı söylenmiş.

Bunun üzerine Fethullah Gülen‘’Arkadaşlarla değerlendirelim’’ demiş, eğer iddia doğru ise.

Bu iddia doğru ve Fethullah Gülen’de böyle bir değerlendirme yapmışsa ve bu yönde adım atarlarsa kendisinin ve ‘’Hizmet’’ hareketinin sonu geldi demektir.

Bakın neden?

Çok önemli nedenlerini okumanızı önererek yukarıda linkini verdiğim, çok daha önce yazdığım makalemde dile getirdiğim gerçeklerin içinde açıkça olmakla birlikte birkaç neden daha yazmak istiyorum ki bu yöntemi hasım ve düşmanlarına karşı bizzat acımadan uygulayan Recep Erdoğan’ın kendisidir.

Devrin hükümdar,prens ve yöneticilerine tavsiyelerde bulunan ve bunu ‘’HÜKÜMDAR’’ adlı yapıtında belirten Makyavel ‘’İnsanlar kendilerine ağır zarar verenlerden değil, hafif zarar verenlerden intikam alırlar; bu yüzden kişiye verilen bir zarar,intikama yol açmayacak şekilde olmalıdır; dolayısıyla bu bağlamda şunu görmekteyiz ki insanlara karşı ya cömert davranmalı ya da onları yok etmeli’’ gerçeklerini belirterek bir uyarıda bulunuyor ve metaforla olarak söylüyorum ‘’Yaraladığın yılanı yaralı olarak bırakma; çünkü iyileştiğinde senden intikam alacağı kesindir’’ demek istiyor.

İşte bu nedenle siyaseten ağır yara almış Recep Erdoğan sizinle anlaşma yaptıktan sonra durumunu düzeltir düzeltmez çok ağır intikam alacağı kesindir.

Dünyanın en büyük hatta devasa diyelim yalanlarını söyleyen ve bir intikam abidesi olan adama nasıl güvenebilirsiniz?

Yine Makyavel ‘’Zarar vermiş olduğunuz insanlara güvenmeyin’’ diyerek insanlığın bilmem kaç bin yıldır denediği bir gerçeği formülleştirmiştir.

Bu açık gerçek ortada dururken Fethullah Gülen, genlerinin her bir DNA’sına intikam duyguları işlemiş olan Recep Erdoğan’la nasıl bir anlaşma yapabilir ki?

Ve çok önemli bir tespiti Makyavel ‘’Yüksek mertebeden insanlara sağlanan yeni faydaların eski yaraları sarıp unutturduğuna inanmak, kendi kendini aldatmak olur’’ diyerek formüle etmiştir.

Bir de Makyavel ‘’İnsanlar ya nefret ya da korku yüzünden zarar verirler’’ gerçeği il de çok açık bir uyarı da bulunuyor.

Şimdi, Makyavel’in diğer tespitleri ile birlikte bu son iki gerçekte Recep Erdoğan ile yapılacak bir anlaşmanın sonunun hüsran olacağı kesindir.

Çünkü, Recep Erdoğan’da hem korku hem de nefret duyguları doruk noktasındadır.

Fırsatı iyi değerlendirmek, onun siyasal yaşamına sivil demokratik usulle öldürücü darbeyi vurmak bir vatanperverliktir.

Bu yolla Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en karanlık dönemi sona erecek ve PKK ile vardıkları anlaşmaya dayalı olarak vatan bölünmekten kurtulacaktır.

Voltaire ‘’Küçük adamların büyük gururları olur’’ demiş.

Evet bu büyük gururlu küçük adam sadece sizin ‘’Hizmet’’ grubuna değil, ülkemize de büyük zararlar verdi.

Bugüne kadar verdiği zararlar şimdilik itibari ile bir mağlubiyet değildir.

Çünkü, Napolyon ‘’Sadece bir çatışma kaybedildi, savaşın tamamı değil’’ diyerek önemli bir stratejinin altını çizmiştir.

Şimdi zafere ulaşılacak bir konumda iken bunu heder etmek akıl ve bilgi nimetleri ile açıklanabilecek bir husus asla olamaz.

Siyasal düello aynen silahlı düello gibidir.

Tetiği bir saniye önce çeken kazanır ve düşman bir daha ayağa kalkamaz.

Siyasal düelloda da rakip veya düşman hakkındaki gerçeği ondan önce kamuoyuna açıklayan, işi bitirir ve paçayı kirli intikam duygularına sahip kişiden kurtarır.

Çünkü, yaratılıştan intikam duygularına sahip bir kişiyi başka türlü durduramazsınız.

Son olarak şunu Fethullah Gülen’e anımsatıyorum ki elinizde siyaseten Recep Erdoğan’ı bitirip insan içine çıkamayacak derecede mahvedecek deliller varsa ya siz onu seçimlerden önce cürümüne uygun olarak harcarsınız ya da bunu yapmadığınız taktirde o ayakta kalacağı için yukarıda sıraladığım sebeplere dayalı olarak o hem sizi bitirecek hem de Türkiye’yi PKK ile vardığı anlaşma neticesi ‘’çözüm süreci’’ dediği ‘’ihanet süreci’’ ile bölmüş olacak.

Fethullah Gülen’e bunlar çok açıktan dostluk duygusu uyarılarıdır.

Dostça uyarılarımı daha önce yazdığım birkaç makalede göstermiştim ki linklerini aşağıda veriyorum:

Bunlardan biri 19 Kasım 2013’de yazdığım ‘’FETHULLAH GÜLEN’İ UYARMIŞTIM’’ makalesi.

Fethullah Gülen’i uyarmıştım

Bir diğeri de 30 Ocak 2014’de yazdığım ‘’ŞIHBIZINLI KÜÇÜK ADAM ERZURUM SAHTE KABADAYILIK YAPILACAK ŞEHİR DEĞİL’’ makalesidir ki bu yazıya çok hakaretler ve ağır tehditler aldım.

Şıhbızınlı Küçük Adam, Erzurum sahte kabadayılık yapılacak şehir değil

Yazıma son verirken vatanperver tüm akl-ı selim sahiplerini Recep Erdoğan’a ve hempalarına karşı uyanık olmaya çağırıyorum.

[email protected]

İbrahim ÖZDOĞAN twitter